Dernekler Yönetmeliğine açılan dava sonuçlandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 01/10/2018 tarih ve 30552 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Dernekler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinin iptaline karar veren Daire kararı onadı.

Haber Giriş : 22 Haziran 2022 11:17, Son Güncelleme : 22 Haziran 2022 11:18
Dernekler Yönetmeliğine açılan dava sonuçlandı

Daire kararında;

Anayasa ve Kanun hükümleri gereği, Kanun'da düzenlenmediği halde, davalı idareye tanınan yetkinin sınırlarını genişleten ve kişisel verilerin ve özel nitelikteki kişisel verilerin açık rıza alınmadan işlenmesini sağlayacak dava konusu düzenlemede hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu Yönetmelik değişikliğinde hukuka, mevzuata ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu 1/10/2018 tarih ve 30552 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Dernekler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinin iptaline karar verilmiştir.

İDDK bu kararı onamıştır.

İDDK kararında derneklerin beyanname vermesini de hukuka uygun buldu:

Davaya konu edilen düzenlemenin içeriğine bakıldığında, derneklere, kişilerin dernek üyeliğine kabul edilme, üyelikten çıkma veya çıkarılma gibi durumlarını beyanname verme süresi beklenilmeksizin 30 gün içerisinde mülki idare amirine yazılı olarak bildirme ve gerçek kişi üyelerin ad, soyad, T.C. numarası, mesleği, öğrenim durumu, üyeliğe kabul ve çıkma tarihleri, tüzel kişi üyelerin ise mersis numaraları, hukuki statüsü, temsilcilerinin adı soyadı, T.C. numaraları, üyeliğe kabul ve çıkma tarihlerine ilişkin bilgilerin Yönetmelik Eki olan Ek-21' de yer alan Dernek Beyannamesine kaydının yapılması zorunluluğu getirilmiştir.

Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Dernekler Kanunu'nun "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1. maddesinden anlaşılacağı üzere, dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye'deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tabi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları düzenlemek amacıyla hazırlanmıştır.

Dernekler Kanunu ile derneklere, denetimin sağlanmasına yönelik bir beyanname düzenleyip verme yükümlülüğünün getirildiği, bu beyannamenin kapsamının ise; yıllık faaliyetleri, gelir ve gider işlemlerinin sonuçları olarak sınırlandırıldığı, yönetmelikle düzenlenmesi öngörülen hususların belirlenmiş olduğu, dolayısıyla yalnızca belirlenen kapsamın esas ve usulleri olarak davalı idareye düzenleme yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2022/182

Karar No: 2022/943

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Bakanlığı

VEKİLİ: I. Huk. Müş. Yrd. V. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Derneği

VEKİLİ: Av. ...

İSTEMİN_KONUSU:

Danıştay Onuncu Dairesinin 15/04/2021 tarih ve E:2018/4954, K:2021/1869 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

01/10/2018 tarih ve 30552 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Dernekler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onuncu Dairesinin 15/04/2021 tarih ve E:2018/4954, K:2021/1869 sayılı kararıyla;

Anayasa'nın "XI. Toplantı hak ve hürriyetleri" başlıklı bölümünün "A. Dernek kurma hürriyeti" başlıklı 33. maddesi ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun, "Tanımlar" başlıklı 3., "Özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları başlıklı" 6., "Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler" başlıklı 12. ve "İstisnalar" başlıklı 28. maddelerine yer verilmiş, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde; bu Kanun'un amacının, dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye'deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tabi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları düzenlemek olduğunun belirtildiği, "Dernek kurma hakkı" başlıklı 3. maddesinde, "Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.

Ancak, Türk Silahlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır." hükmüne yer verildiği,

"Beyanname verme yükümlülüğü ve denetim" başlıklı 19. maddesinin, dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde "Dernekler, yıl sonu itibarıyla faaliyetlerini, gelir ve gider işlemlerinin sonuçlarını düzenleyecekleri beyanname ile her yıl Nisan ayı sonuna kadar mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. Beyannamenin düzenlenmesine ilişkin esas ve usuller yönetmelikte düzenlenir. Gerekli görülen hallerde, derneklerin tüzüklerinde gösterilen amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterip göstermedikleri, defterlerini ve kayıtlarını mevzuata uygun olarak tutup tutmadıkları İçişleri Bakanı veya mülki idare amiri tarafından denetletilebilir. Bu denetimlerde kolluk kuvveti mensupları görevlendirilemez. İçişleri Bakanlığı ve mülki idare amirlerinin yapacağı denetimler mesai saatleri içerisinde yapılır. Bu denetimler en az yirmidört saat önce derneklere bildirilir. Denetim sırasında görevli memurlar tarafından istenecek her türlü bilgi, belge ve kayıtların, dernek yetkilileri tarafından gösterilmesi veya verilmesi, yönetim yerleri, müesseseler ve eklentilerine girme isteğinin yerine getirilmesi zorunludur. Denetim sırasında, suç teşkil eden fiillerin tespit edilmesi halinde, mülki idare amiri durumu derhal Cumhuriyet savcılığına ve derneğe bildirir." hükmüne yer verildiği,

Dernekler Kanunu'nun verdiği yetki de dayanak alınmak suretiyle 31/03/2005 tarih ve 25772 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Dernekler Yönetmeliği'nin, "Beyanname verme yükümlülüğü" başlıklı 83. maddesi, "Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (EK- 21), mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. Şubeler, mülki idare amirliğine verecekleri beyannamelerin birer örneğini bağlı bulundukları derneğe de vermekle yükümlüdürler. Temsilcilikler için ayrıca beyanname verilmez ancak, temsilciliklere ilişkin her türlü bilgiler dernek beyannamesinde gösterilir. Birlikler, beyannamelerini bu maddede belirtilen esas ve usullere göre vermekle yükümlüdürler. Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin beyannamelerinde belirtilen mali bilgiler ile gerekli görülen diğer bilgiler Daire Başkanlığının ve derneğin internet sayfasında yayımlanır. Dernekler beyannamesinde belirtilen sınıflamaların alt gruplarını belirlemeye veya alt gruplarda değişiklik yapmaya Daire Başkanlığı yetkilidir. Ancak, derneklerin amaç, faaliyet alanları ve ekonomik faaliyetleri ile dernek üye, personel veya diğer görevlilerinin meslekleri ve eğitim durumları sınıflamalarının alt grupları; Birleşmiş Milletler Uluslararası Kar Amacı Olmayan Kuruluşlar Sınıflaması, Avrupa Topluluğu Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması, Birleşmiş Milletler Uluslararası Standart Meslek Sınıflaması ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Standart Eğitim Sınıflaması alt grupları göz önünde bulundurularak düzenlenir." şeklinde iken dava konusu değişiklik ile,

"(Ek:RG-1/10/2018-30552) Dernek Beyannamesinin "Üye ve Çalışan Bilgileri" başlıklı üçüncü bölümünün 1 inci sorusundaki "1.2.Gerçek Kişi Üyelerin:" ve "1.3.Tüzel Kişi Üyelerin:" alt başlıklı tablolarında belirtilmesi istenilen bilgiler, dernek üyeliğine kabul edilme veya üyelikten çıkma ya da çıkarılma veya üyeliğin kendiliğinden sona ermesi durumlarında, birinci fıkrada belirtilen beyanname verme süresi beklenmeksizin işlem tarihini izleyen 30 gün içinde Dernekler Bilgi Sistemi (DERBİS) üzerinden bildirilir. DERBİS kullanıcısı olmayan dernekler bu bilgileri aynı usul ve süre içinde mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirirler" kuralının getirildiği,

Aynı Yönetmeliğin, "Beyannamelerin incelenmesi" başlıklı 84. maddesinde, "Beyannameler valiliklerce incelenir. Gerekli görülen hallerde bu inceleme Bakanlıkça da yapılabilir. Beyannamelerde eksiklik veya yanlışlıklar görülmesi halinde, ek bilgi ve belgeler istenebilir ve bunlar tamamlattırılır. Beyannamelere ilişkin istenen ek bilgi ve belgelerin verilmemesi, eksik verilmesi veya verilen sürede tamamlanmaması hallerinde ilgili dernek denetime tabi tutulabilir.

Beyannamelerin incelenmesi esnasında konusu suç oluşturan hususların tespit edilmesi halinde, ilgili mülki idare amirliğince durum Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir." kuralına yer verildiği belirtilerek,

Dava konusu Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinin incelenmesinden:

Dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesi ile Dernekler Yönetmeliği'nin 83. maddesine 8. fıkra eklendiği ve "Dernek Beyannamesinin "Üye ve Çalışan Bilgileri" başlıklı üçüncü bölümünün 1 inci sorusundaki "1.2.Gerçek Kişi Üyelerin:" ve "1.3.Tüzel Kişi Üyelerin:" alt başlıklı tablolarında belirtilmesi istenilen bilgiler, dernek üyeliğine kabul edilme veya üyelikten çıkma ya da çıkarılma veya üyeliğin kendiliğinden sona ermesi durumlarında, birinci fıkrada belirtilen beyanname verme süresi beklenmeksizin işlem tarihini izleyen 30 gün içinde Dernekler Bilgi Sistemi (DERBİS) üzerinden bildirilir. DERBİS kullanıcısı olmayan dernekler bu bilgileri aynı usul ve süre içinde mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirirler." hükmünün getirildiği,

Yönetmeliğin 2. maddesi ile Dernekler Yönetmeliği'nin Ek-21'inde yer alan Dernek Beyannamesi'nin ''Üye ve Çalışan Bilgileri'' başlıklı üçüncü bölümünün 1. sorusunun değiştirildiği ve sayfanın sonuna dipnotlar eklendiği,

Dava konusu Yönetmelik'te yapılan değişiklik öncesinde, dernek yönetim kurulu başkanının adı ve soyadı bilgileri ile üyelerin gerçek ve tüzel kişi ve kadın ve erkek olarak sayıları istenilmekte iken, dernek üyelerinin tamamını kapsayan gerçek kişi ya da tüzel kişi ve temsilcileri için kimlik bildiriminde bulunulması zorunluluğu getirilmediği,

Uyuşmazlığın, Dernek Beyannamesinin hangi bilgileri kapsaması gerektiği hususunun Yönetmelikle yeniden düzenlenmesinden kaynaklandığı,

Anayasa hükmüne göre, herkesin, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahip olduğu, ancak dernek kurma hürriyetinin, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle kanunla sınırlanabileceği, dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usullerin de kanunda gösterilmesinin esas olduğu, bu çerçevede yasa koyucu tarafından Dernekler Kanunu'nun yürürlüğe konulduğu,

Dava konusu edilen düzenleme ile derneklere, kişilerin dernek üyeliğine kabul edilme, üyelikten çıkma veya çıkarılma gibi durumlarını beyanname verme süresi beklenilmeksizin 30 gün içerisinde mülki idare amirine yazılı olarak bildirme ve gerçek kişi üyelerin ad, soyad, T.C. numarası, mesleği, öğrenim durumu, üyeliğe kabul ve çıkma tarihleri, tüzel kişi üyelerin ise mersis numaraları, hukuki statüsü, temsilcilerinin adı soyadı, T.C. numaraları, üyeliğe kabul ve çıkma tarihlerine ilişkin bilgilerin Yönetmelik Eki olan Ek-21' de yer alan Dernek Beyannamesine kaydının yapılması zorunluluğunun getirildiği,

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na göre, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi kişisel veri olup, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, özel nitelikli kişisel veri olarak tanımlanmış ve özel nitelikli kişisel verilerin, ilgililerin açık rızası olmaksızın işlenmesinin yasaklandığı,

Bu manada, dernek üyelerinin ya da tüzel kişilikleri temsil eden gerçek kişilerin T.C. numaralarının, kişilerin mesleklerinin, öğrenim durumlarına ait bilgilerin özel nitelikli kişisel veri olduğunun kabulü gerekmekte olduğundan kişisel verilerin ve özel nitelikli kişisel verilerin açık rızası alınmadan işlenmesinin özel kanunla yasaklandığının görüldüğü,

Dava konusu Yönetmelik değişikliği ile kişisel veri ve özel nitelikli kişisel veri niteliğinde olan bilgilerin, ilgili kişilerin açık rızası olmadan mülki idare amirine bildirilmesi zorunluluğu getirildiği ve bu bilgilerin işlenmesini sağlamanın yolunun açıldığı,

Dava konusu Yönetmeliğin de dayanağı olan Dernekler Kanunu'nun, dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye'deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tabi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları düzenlemek amacıyla hazırlandığı,

Dernekler Kanunu ile derneklere denetimin sağlanmasına yönelik bir beyanname düzenleyip verme yükümlülüğü getirildiği, beyannamenin kapsamının; yıllık faaliyetleri, gelir ve gider işlemlerinin sonuçları olarak sınırlandırıldığı, yönetmelikle düzenlenmesi öngörülen hususların belirtildiği, dolayısıyla yalnızca belirlenen kapsamın esas ve usulleri olarak davalı idareye düzenleme yetkisi tanındığı, ancak derneğin faaliyetleri ana unsur olarak dikkate alındığında üyelerine ait kişisel veri ve özel nitelikteki kişisel verilerin bu kapsamda değerlendirilmesinin olası olmadığı,

Davalı idarece, milli güvenliğin, kamu düzeninin gerektirdiği durumlarda, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemek amacıyla dernek faaliyetlerinin engellenmesi, son verilmesi, askıya alınması mümkün ise de, bu denetimin derneklere üye olarak kaydedilenler yönünden değil faaliyetlerin denetimi ile mümkün kılındığı, kaldı ki dernek üyeliğinden ayrıldığı halde kaydı silinmeyen üyelerin şikayetinin de yine idarenin dernekler üzerindeki denetim yetkisine istinaden işlem yapılmasının istenilmesi ile çözüme ulaştırılmasının mümkün olduğu, her ne kadar Dernekler Kanunu'nun 23. maddesinde, 25/03/2020 tarih ve 7226 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle; dava konusu düzenlemeden çok sonra Dernek organlarına seçilen asıl ve yedek üyelerin yanında üyeliğe kabul edilenler ile üyeliği sona erenlerin de adı, soyadı, doğum tarihi ve kimlik numarası ile üyeliğe kabul edilme ve üyeliğin sona erme tarihinden itibaren kırk beş gün içinde merkezinin bulunduğu dernekler birimine bildirme yükümlülüğü ve sözü edilen bildirimlerin şekli, içeriği ve gerekli belgelerin yönetmelikte düzenleneceğine ilişkin hüküm getirilmiş ve mevcut Yönetmeliğe yasal dayanak oluşturulmuş ise de, yasalar "Yasaların Geriye Yürümezliği İlkesi" uyarınca yürürlük tarihlerinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarıldıklarından ve yürürlüğe giren yasaların geçmişe ve kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olamaması, "Kazanılmış Hakların Korunması" ilkesinin gereği olduğundan, dava konusu Yönetmelikle yapılan düzenleme tarihinden sonra Yasayla yapılan düzenlemenin dava konusu Yönetmeliğe dayanak oluşturduğunun kabulünün mümkün olmadığı,

Öte yandan, Anayasamızın "Özel Hayatın Gizliliği" başlıklı 20. maddesine 07/05/2010 tarih ve 5982 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile getirilen ek fıkrada yer alan, "Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir." hükmü uyarınca yasa koyucu tarafından çıkarılan Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun ile, kişilerin dernek, vakıf ya da sendika üyeliği ile ilgili verilerin özel nitelikli kişisel veri olarak kabul edildiği ve özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesinin yasaklandığı,

Bu halde, yukarıda yer verilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereği, Kanun'da düzenlenmediği halde, davalı idareye tanınan yetkinin sınırlarını genişleten ve kişisel verilerin ve özel nitelikteki kişisel verilerin açık rıza alınmadan işlenmesini sağlayacak dava konusu düzenlemede hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu Yönetmelik değişikliğinde hukuka, mevzuata ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu 1/10/2018 tarih ve 30552 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Dernekler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davalı idare tarafından, yapılan düzenleme ile dernek üyelik bilgilerinin doğru ve düzenli bir şekilde bildirilmesi ve vatandaşların e-devlet üzerinden kendilerine ait bilgiler yönünden sorgulama yapabilmelerinin amaçlandığı; bu bağlamda idare tarafından kayıt altına alınan üyelik bilgilerinin üçüncü kişilerce paylaşılmasının söz konusu olmadığı; yine bu düzenleme ile dernek kurma hürriyetinin özüne dokunulmadan, şeffaf ve hesap verilebilir bir dernek yapısının oluşturulmaya çalışıldığı; öte yandan Dernekler Kanunu'nun 23. maddesinde, 25/03/2020 tarih ve 7226 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle; dava konusu düzenleme ile uyumlu olacak şekilde; Dernek organlarına seçilen asıl ve yedek üyeleri yanında üyeliğe kabul edilenler ile üyeliği sona erenlerin de adı, soyadı, doğum tarihi ve kimlik numarası ile üyeliğe kabul edilme ve üyeliğin sona erme tarihinden itibaren kırk beş gün içinde merkezinin bulunduğu dernekler birimine bildirmek yükümlülüğü ve sözü edilen bildirimlerin şekli, içeriği ve gerekli belgelerin yönetmelikte düzenleneceğine ilişkin hüküm getirilmiş olup dava konusu Yönetmeliğe yasal dayanağın da oluşturulduğu belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından, temel hak ve özgürlüklerin ancak bir Kanuna dayanılarak sınırlandırılabileceği, kanunun açıkça yetki vermediği bir konuda doğrudan yönetmelikle düzenleme yoluna gidilemeyeceği; 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na göre dernek üyeliğinin özel nitelikli kişisel verilerden olduğu, bu tür verilerin ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesinin yasak olduğunun belirtildiği, dava konusu Yönetmeliğin bu açılardan hukuka aykırı olduğu, bu doğrultuda Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasa'nın "XI. Toplantı hak ve hürriyetleri" başlıklı bölümünün "A. Dernek kurma hürriyeti" başlıklı 33. maddesinde; "Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.

Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.

Dernek kurma hürriyeti ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hakim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, milli güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idari karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.

Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir. Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır." hükmüne, "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddesinde de; "Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.

Hangi yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir." hükmüne yer verilmiştir.

5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde ise, bu Kanun'un amacı; dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye'deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tabi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları düzenlemek olarak belirlenmiştir. "Dernek kurma hakkı" başlıklı 3. maddesinde, "Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.

Ancak, Türk Silahlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır." hükmü düzenlenmiştir.

"Beyanname verme yükümlülüğü ve denetim" başlıklı 19. maddesinin, dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde "Dernekler, yıl sonu itibarıyla faaliyetlerini, gelir ve gider işlemlerinin sonuçlarını düzenleyecekleri beyanname ile her yıl Nisan ayı sonuna kadar mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. Beyannamenin düzenlenmesine ilişkin esas ve usuller yönetmelikte düzenlenir. Gerekli görülen hallerde, derneklerin tüzüklerinde gösterilen amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterip göstermedikleri, defterlerini ve kayıtlarını mevzuata uygun olarak tutup tutmadıkları İçişleri Bakanı veya mülki idare amiri tarafından denetletilebilir. Bu denetimlerde kolluk kuvveti mensupları görevlendirilemez. İçişleri Bakanlığı ve mülki idare amirlerinin yapacağı denetimler mesai saatleri içerisinde yapılır. Bu denetimler en az yirmidört saat önce derneklere bildirilir. Denetim sırasında görevli memurlar tarafından istenecek her türlü bilgi, belge ve kayıtların, dernek yetkilileri tarafından gösterilmesi veya verilmesi, yönetim yerleri, müesseseler ve eklentilerine girme isteğinin yerine getirilmesi zorunludur. Denetim sırasında, suç teşkil eden fiillerin tespit edilmesi halinde, mülki idare amiri durumu derhal Cumhuriyet savcılığına ve derneğe bildirir." hükmüne yer verilmiştir.

Dernekler Kanunu'nun verdiği yetki dayanak alınmak suretiyle 31/03/2005 tarih ve 25772 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Dernekler Yönetmeliği'nin, "Beyanname verme yükümlülüğü" başlıklı 83. maddesi, "Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (EK- 21), mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. Şubeler, mülki idare amirliğine verecekleri beyannamelerin birer örneğini bağlı bulundukları derneğe de vermekle yükümlüdürler. Temsilcilikler için ayrıca beyanname verilmez ancak, temsilciliklere ilişkin her türlü bilgiler dernek beyannamesinde gösterilir. Birlikler, beyannamelerini bu maddede belirtilen esas ve usullere göre vermekle yükümlüdürler. Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin beyannamelerinde belirtilen mali bilgiler ile gerekli görülen diğer bilgiler Daire Başkanlığının ve derneğin internet sayfasında yayımlanır. Dernekler beyannamesinde belirtilen sınıflamaların alt gruplarını belirlemeye veya alt gruplarda değişiklik yapmaya Daire Başkanlığı yetkilidir. Ancak, derneklerin amaç, faaliyet alanları ve ekonomik faaliyetleri ile dernek üye, personel veya diğer görevlilerinin meslekleri ve eğitim durumları sınıflamalarının alt grupları; Birleşmiş Milletler Uluslararası Kar Amacı Olmayan Kuruluşlar Sınıflaması, Avrupa Topluluğu Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması, Birleşmiş Milletler Uluslararası Standart Meslek Sınıflaması ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Standart Eğitim Sınıflaması alt grupları göz önünde bulundurularak düzenlenir." şeklinde iken dava konusu değişiklik ile,

"(8) (Ek:RG-1/10/2018-30552) Dernek Beyannamesinin "Üye ve Çalışan Bilgileri" başlıklı üçüncü bölümünün 1 inci sorusundaki "1.2.Gerçek Kişi Üyelerin:" ve "1.3.Tüzel Kişi Üyelerin:" alt başlıklı tablolarında belirtilmesi istenilen bilgiler, dernek üyeliğine kabul edilme veya üyelikten çıkma ya da çıkarılma veya üyeliğin kendiliğinden sona ermesi durumlarında, birinci fıkrada belirtilen beyanname verme süresi beklenmeksizin işlem tarihini izleyen 30 gün içinde Dernekler Bilgi Sistemi (DERBİS) üzerinden bildirilir. DERBİS kullanıcısı olmayan dernekler bu bilgileri aynı usul ve süre içinde mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirirler." kuralı getirilmiştir.

Aynı Yönetmeliğin, "Beyannamelerin incelenmesi" başlıklı 84. maddesinde, "Beyannameler valiliklerce incelenir. Gerekli görülen hallerde bu inceleme Bakanlıkça da yapılabilir. Beyannamelerde eksiklik veya yanlışlıklar görülmesi halinde, ek bilgi ve belgeler istenebilir ve bunlar tamamlattırılır. Beyannamelere ilişkin istenen ek bilgi ve belgelerin verilmemesi, eksik verilmesi veya verilen sürede tamamlanmaması hallerinde ilgili dernek denetime tabi tutulabilir.

Beyannamelerin incelenmesi esnasında konusu suç oluşturan hususların tespit edilmesi halinde, ilgili mülki idare amirliğince durum Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir." kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Normlar hiyerarşisi olarak bilinen temel hukuk ilkesine göre, normlar arasında altlık ve üstlük ilişkisi söz konusu olmakta ve her norm geçerliliğini bir üst hukuk normundan almaktadır. Başka bir anlatımla normlar hiyerarşisinde, her türlü normun hiyerarşik olarak bir sıra dahilinde sıralanması, birbirine bağlı olması ve üst normla getirilen hukuksal sınırın içinde kalması zorunlu olup, bunun doğal sonucu olarak, hiyerarşik sıralamada daha altta yer alan bir normun, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler içeremeyeceği, bir başka deyişle alt norm niteliğindeki düzenleyici işlemlerin, bir hakkın kullanımını üst normda öngörülmeyen bir şekilde daraltamayacağı veya kısıtlayamayacağı; dolayısıyla, düzenleyici bir işlemin kendinden önce gelen Kanun veya diğer normlarda yer alan hükümlere aykırı düzenlemeler getiremeyeceği kabul edilmektedir.

Anayasa'nın 124. maddesinde, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yönetmelikler çıkartılabileceği öngörülmektedir. Bahse konu Anayasal hüküm, idareye türev düzenleme ihdas etme yetkisi vermektedir. Esasında bu yetki, genel ve soyut nitelikte hükümler ihtiva eden kanunların detaylandırılması amacını taşımaktadır. Bu çerçevede, kanunda öngörülmeyen bazı hususların yine kanuna aykırı olmamak kaydıyla yönetmeliklerde düzenlenmesi mümkün olabilmektedir. Bu kapsamda idarenin düzenleme yetkisinin, yasalarla getirilen hükümleri aşacak bir şekilde kullanılamayacağı da İdare Hukuku'nun en temel ilkelerindendir.

Dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesi ile Dernekler Yönetmeliği'nin 83. maddesine 8. fıkra eklenmiş ve "Dernek Beyannamesinin "Üye ve Çalışan Bilgileri" başlıklı üçüncü bölümünün 1 inci sorusundaki "1.2.Gerçek Kişi Üyelerin:" ve "1.3.Tüzel Kişi Üyelerin:" alt başlıklı tablolarında belirtilmesi istenilen bilgiler, dernek üyeliğine kabul edilme veya üyelikten çıkma ya da çıkarılma veya üyeliğin kendiliğinden sona ermesi durumlarında, birinci fıkrada belirtilen beyanname verme süresi beklenmeksizin işlem tarihini izleyen 30 gün içinde Dernekler Bilgi Sistemi (DERBİS) üzerinden bildirilir. DERBİS kullanıcısı olmayan dernekler bu bilgileri aynı usul ve süre içinde mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirirler." hükmü getirilmiştir.

Yönetmeliğin 2. maddesi ile Dernekler Yönetmeliği'nin Ek-21'inde yer alan Dernek Beyannamesi'nin ''Üye ve Çalışan Bilgileri'' başlıklı üçüncü bölümünün 1. sorusu değiştirilmiş ve sayfanın sonuna dipnotlar eklenmiştir.

Dava konusu Yönetmelik'te yapılan değişiklik öncesinde, dernek yönetim kurulu başkanının adı ve soyadı bilgileri ile üyelerin gerçek ve tüzel kişi ve kadın ve erkek olarak sayıları istenilmekte iken, dernek üyelerinin tamamını kapsayan gerçek kişi ya da tüzel kişi ve temsilcileri için kimlik bildiriminde bulunulması zorunluluğu getirilmemiştir.

Davaya konu edilen düzenlemenin içeriğine bakıldığında, derneklere, kişilerin dernek üyeliğine kabul edilme, üyelikten çıkma veya çıkarılma gibi durumlarını beyanname verme süresi beklenilmeksizin 30 gün içerisinde mülki idare amirine yazılı olarak bildirme ve gerçek kişi üyelerin ad, soyad, T.C. numarası, mesleği, öğrenim durumu, üyeliğe kabul ve çıkma tarihleri, tüzel kişi üyelerin ise mersis numaraları, hukuki statüsü, temsilcilerinin adı soyadı, T.C. numaraları, üyeliğe kabul ve çıkma tarihlerine ilişkin bilgilerin Yönetmelik Eki olan Ek-21' de yer alan Dernek Beyannamesine kaydının yapılması zorunluluğu getirilmiştir.

Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Dernekler Kanunu'nun "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1. maddesinden anlaşılacağı üzere, dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye'deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tabi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları düzenlemek amacıyla hazırlanmıştır.

Dernekler Kanunu ile derneklere, denetimin sağlanmasına yönelik bir beyanname düzenleyip verme yükümlülüğünün getirildiği, bu beyannamenin kapsamının ise; yıllık faaliyetleri, gelir ve gider işlemlerinin sonuçları olarak sınırlandırıldığı, yönetmelikle düzenlenmesi öngörülen hususların belirlenmiş olduğu, dolayısıyla yalnızca belirlenen kapsamın esas ve usulleri olarak davalı idareye düzenleme yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, dava konusu Yönetmelik maddelerinde, dayanağı üst hukuk normu olan ve yukarıda ilgili kısmına yer verilen Kanun hükümlerinde yer almayan hususların düzenlendiği, bu haliyle davalı idareye yasa ile tanınan yetkinin sınırlarını genişletmek suretiyle yapılan dava konusu düzenlemede bu gerekçeyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,

2. Dava konusu düzenlemelerin iptali yolundaki temyize konu Danıştay Onuncu Dairesinin 15/04/2021 tarih ve E:2018/4954, K:2021/1869 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 23/03/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesince verilen 15/04/2021 tarih ve E:2018/4954, K:2021/1869 sayılı kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın aynen onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber