İl milli eğitim müdürleri Ankara'da toplandı

Haber Giriş : 05 Ekim 2004 01:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen İl Milli Eğitim Müdürleri Toplantısı'na katıldı.

Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, Başkent Öğretmenevi'nde 4 Ekim 2004 tarihinde düzenlenen İl Milli Eğitim Müdürleri Toplantısı'na katılarak açılış konuşmasını yaptı. Avrupa Komisyonu'nca açıklanacak olan İlerleme Raporu'nun Türkiye için dönüm noktası olacağını belirten Bakan Çelik, raporun, Türkiye'nin lehine olacağından emin olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği'nin (AB) kriterlerinin, birlik söz konusu olmasa bile uyulması gereken kriterler olduğunu anlatan Bakan Çelik, “Ancak, itiraf etmeliyiz ki, katılım süreci, Türkiye'nin kendini derleyip, toparlaması için teşvik edici bir unsur olmuştur. AB önemli bir hedeftir, çabamız bu yöndedir” diye konuştu.

Türkiye'nin, eğitim alanında AB sürecinin dışında kalmasının söz konusu olamayacağını vurgulayan Bakan Çelik, “Tüm arkadaşlarım, AB'ye tam üyelik sürecinde bir ülkenin Milli Eğitim Müdürü olduğunu unutmamalıdır” dedi. Bakan Çelik, AB'ye tam üyelik müzakerelerinin çok zorlu bir süreç olduğuna dikkat çekerek, eğitimde de birlik standartlarına ulaşılması için ciddi bir maraton bulunduğunu söyledi.

AB'nin birçok eğitim programının Türkiye'de de yürütüldüğünü belirten ve bu programlar hakkında bilgiler veren Bakan Çelik, AB'nin eğitim programlarına katılım konusunda Türkiye'nin durumunun iyi olmadığını ifade etti. Bakan Çelik, farklı farklı yerlerden yürütülen bu eğitim programlarının, gelecek günlerde bir başbakan yardımcısının başkanlığında yürütülmesinin gündeme geleceğini bildirdi.

Okullarda internet ağını yaygınlaştırmaya çalıştıklarını belirten Bakan Çelik, bu konuda bu yıl sonunda amaçladıkları hedefi yakalayacaklarını düşündüğünü açıkladı.

“Bilgi Teknolojisi Sınıfı Olmayan Okul Kalmasın” kampanyası başlatacaklarını söyleyen Bakan Çelik, okullara bağışlanacak bilgisayarlar için KDV indiriminin söz konusu olacağını bildirdi. Bakan Çelik, şunları kaydetti: “Sayın Başbakanımızla bu konuyu daha önce paylaşmıştım. Sayın Başbakanımız, bu konuda Sayın Maliye Bakanı'na talimat verdi. Sayın Maliye Bakanımızla yaptığımız görüşmede, özellikle okullara bağışlanacak bilgisayarlardan KDV alınmaması yönünde düzenleme yapacaklarına dair söz verdiler, taahhütte bulundular. Bu çok önemli bir gelişmedir. Okullara bağışlanacak bilgisayarlardan KDV alınmaması, bilgisayarların yüzde 18 ucuzlaması demek. Özellikle okullara gidecek bilgisayarların yüzde 18 ucuzlaması demektir.”

Bakan Çelik, İstanbul'da bir sivil toplum örgütünün, 20 milyon dolarlık bilgisayar alacağını vaat ettiğini, ayrıca, bir başka kuruluşun da 50 trilyon liralık destek vaadinde bulunduğunu belirterek, bunları gelecek günlerde açıklayacaklarını dile getirdi.

Türkiye'de ithal ders kitaplarının öteden beri okutulduğunu anlatan Bakan Çelik, bir şeyin ithal olanına karşı olmadıklarını, ancak Türkiye'nin ekonomik durumunun ortada olduğunu söyledi.

Anadolu liselerinin hazırlık sınıfları için bir kitap seti hazırladıklarını ifade eden Bakan Çelik, ithal kitapların fiyatlarının 250–400 milyon lira arasında değiştiğini, oysa hazırlanan kitapların 13 milyon lira olduğunu söyledi. Bu kitapların bütün illere gönderildiğini dile getiren Bakan Çelik, buna rağmen, yine eski kitapların da bir şekilde velilere dayatıldığını söyledi. Bakan Çelik, “Bakanlıkça böyle bir imkan hazırlanmışken, özellikle fakirliğin, dar gelirliliğin, sabit gelirliliğin yaygın olduğu ülkemizde, insanlara bunu dayatma hakkına sahip değiliz” diye konuştu.

Dergi konusunun Türkiye çapında problem olmaya devam ettiğini ifade eden Bakan Çelik, yapılacak çalışmaların ardından gelecek yıl dergiye ihtiyaç duyulmayacağını kaydetti. Okul–aile birliklerini tüzel kişiliğe kavuşturmak istediklerini belirten Bakan Çelik, buna ilişkin yasa taslağının gelecek günlerde TBMM gündemine geleceğini söyledi.

Ders kitaplarında Hz. Muhammed'in resminin yer aldığı iddialarına değinen Bakan Çelik, hiçbir kitapta Peygamber'in resminin bulunmadığını söyledi. Bazı minyatürler içinde Hz. Muhammed'e ait siluetlerin konulduğunu ve yüzünün ışık halesi ile kapatıldığını anlatan Bakan Çelik, “Minyatürle resmi ayıramayanlar, meseleyi siyasi platforma çektiler. Hz. Peygamber üzerinden siyaset yapmak, hükümete muhalefet yapmak çok çirkindir” dedi.

Bakan Çelik, bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu'na resmi başvuru yapıldığını, sonuca göre düzenleme yapılacağını belirtti.

Bakan Hüseyin Çelik, konuşmasında, “q, w, x” harflerine ilişkin olarak medyada çeşitli haberlerin yer aldığını anımsattı. İlkokul 4. sınıfların güzel yazı derslerinde, alfabedeki 29 harfin yanı sıra “q, w, x” harflerinin de 1997'den beri gösterildiğini anlatan Bakan Çelik, ilkokul 4. sınıflarda başlayan yabancı dil eğitiminde, günlük hayatta ve hatta ilkokul 2. sınıflardaki matematik derslerinde öğrencilerin bu harflerle karşılaştıklarına dikkati çekti.

Bakan Çelik, bu konudaki problemin kötü niyet olduğunu ifade ederek, “1997'den beri yürürlükte olan bir meseleyi, adeta mal bulmuş Mağribi gibi MEB, hükümet aleyhine bir unsur olarak kullanmak, bilgisizlikten kaynaklanmıyorsa, kötü niyetten ve kasıttan kaynaklanıyordur” diye konuştu.

Dünyanın nereye gittiğinin bilinmesi gerektiğini söyleyen Bakan Çelik, “En büyük hastalık nedir, biliyor musunuz? Göz miyopluğu ameliyatla düzeltilebilir. Ama, beyin miyopluğunun henüz çaresi bulunamamıştır. Beyin miyopluğu içinde olan insanların, bu tür kısır tartışmalarla hayatlarını geçirmeleri, bundan sonra da devam edecektir” dedi.

Cumhuriyetin temel niteliklerine asla zarar verdirmeyeceklerini halkın bilmesini isteyen Bakan Çelik, bu niteliklerin halkın ortak paydaları olduğunu belirtti. Bakan Çelik, “Ortak paydalarımız üzerinde, günlük polemikler yaratmak, muhalefet stratejisi oluşturmak da Türkiye'nin zararına bir faaliyettir” dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber