Arınç: İddianame kin ve garezin ürünü

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 15 Mart 2008 16:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay Cumhriyet Başsavcısı'nın açtığı dava hakkında 5 yıl siyasi yasak istenen Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, ?İddianame kin ve garezin ürünüdür. mahkemeden döner? dedi. Arınç, iddianamede isminin geçmesinin kendisine şeref verdiğini söyledi.

Eski TBMM Başkanı ve Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Manisa ve Beyoğlu Belediyeleri arasındaki ?Kardeş Şehir? protokolünün imza töreninde basın mensuplarının AK Parti hakkındaki kapatma davasına ilişkin sorularını yanıtladı. Henüz iddianameyi görmediğini, basılı yayında da tam anlamıyla yayımlanmadığını anlatan Arınç, dün akşam geç saatlerde Anayasa Mahkemesinde böyle bir dava açıldığını duyduğunu ve AK Parti Genel Merkezi'nde konu üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Haberin devamı

Arınç, ?Cumhuriyet Başsavcılığı iktidarda bulunan, 16,5 milyon seçmenin oyunu almış, 2 dönemdir tek başına iktidarda bulunan, Türkiye'yi AB'ye taşımak için müzakere masasında oturan bir parti hakkında kapatma davası açmış bulunmaktadır. Hiçbir endişemiz yoktur, hiçbir tedirginliğimiz yoktur, hiçbir üzüntümüz yoktur. Tek üzüntümüz Türkiye adınadır, milletimiz adınadır, demokrasimiz adınadır? dedi.

Bülent Arınç, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu dile getirerek, ?Hukuka aykırı eylem ve işlem yapanlar mahkemelerde yargılanır; mahkum olurlarsa sonuçlarına hepimiz katılırız ama sadece bir haber çıktı diye, birisi bir şekilde konuştu diye dava açmaya kalkarsak, herkes hakkında bu davalar açılabilir. Ama delil vasfını kazanmamış bu davalar sonunda maalesef iptal olmaya mahkum olur? dedi.

DOĞRULUĞU ŞÜPHELİ

Cumhuriyet Savcılığı veya başsavcılığının iddia makamı olduğunu, kişi ve kurumların lehinde ve aleyhinde delil topladığını ifade eden Arınç, : ?Bundan evvel açılan davalara da bakarak, şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, sayın başsavcının delilleri sadece gazete kupürleridir. Bu gazete kupürleri de Türkiye'de bugüne kadar maniple edilmiş haberlerin çokça yer aldığı yerlerdir. Doğruluğu şüphelidir? diye konuştu.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Yüz binlerce teşkilat mensubu vardır, yüzlerce, hatta bini aşkın belediye başkanı vardır. Biz polis devletinde değiliz ki, her kişinin başına bir jandarma koyalım da ?sağa bakma suç olur' diyelim.?

Bülent Arınç, ?Milletin oylarıyla geldik, milletin oylarıyla gitmesini de biliriz. Bu yazılan gerçekse, artık partilerin gelişigüzel, bir insanın dudağından çıkacak iki cümle ile kapatılmasının sonu geldi demektir. Halkımız bu konuda en doğru kararı da siyaset noktasında verecektir? dedi.

Davanın açılma sebeplerinden bir kaçının önümüzdeki günlerde fazlasıyla konuşulacağını belirten Arınç, şunları kaydetti: ?Bu dava hukuki temelden yoksundur. Bir hukukçu olarak söylüyorum. Zihnini, vicdanını satmamış bir insan olarak söylüyorum. Bu davanın temelinde hukuk yoktur, bunu hep beraber göreceğiz. Hukuk karşısında alnımız açık, başımız diktir. Hukuktan korkmuyoruz.?

Arınç, ?Bu çok yanlıştır, hukuka uymaz, delilden mahrumdur... Ve inanıyorum ki, Anayasa Mahkemesi bu davayı kökten reddedecektir? dedi.

GELECEK SEÇİMDE YÜZDE 70 OY ALACAĞIZ

Arınç, AK Parti'nin hukuk düzeninde güçlü bir iktidar partisi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ?Ben 40 yıla yaklaşan siyasi hayatım içinde, geçmiş bazı davaların iddianamesinde de yer alan bir kişi olarak tecrübemle söylüyorum ki, bu parti kapatma davalarının siyaseten kapatılmak istenen partiye hiçbir zararı olmaz. Aksine, aldığımız telefonlardan, çevremizden bize karşı dayanışma ve destekleme içinde bulunan kişilerden, kurumlardan aldığımız haber onu gösteriyor ki, AK Parti önümüzdeki seçimlerde bu zulüm ve haksızlık karşısında yüzde 70 oy alacaktır.?

Arınç, ?ihracat 100 milyar Doları aşarken, ülkenin üretimiyle, istihdamıyla, büyüme hızıyla çağdaş ülkeler seviyesini yakalarken, AB üyelik sürecinde 4 müzakere başlığı başarı ile kapatılırken, demokratikleşme alabildiğine özgürlükler alanında ilerliyorken, halkı korku, endişe ve karamsarlık içine sokmaya kimsenin hakkı olmadığını? söyledi.

İSMİM GEÇMESE, KENDİMDEN ENDİŞE EDERDİM

Arınç, bu davada suçlanan insanlardan ilk üçü içinde kendi isminin yer aldığının söylendiğini anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti: ?Görmedim de başkalarının yalancısıyım. Bu beni üzmez, bu beni endişe ve korkuya sevk etmez. Aslında benim üzülmem gereken bir tek şey vardı, böylesine haksız açılmış bir davada ismim geçmeseydi kendimden endişe ederdim. Kendimden şüphe ederdim. Çok şükür vicdanım müsterih... Böylesine bir davada, böylesine bir iddianame ile suçlanmak ancak bana şeref getirir. Bundan dolayı da milletimin önündeyim ve milletimin vereceği karara hazırım.?

Kapatma davası açılmasının ardından yapılan değerlendirmeleri de eleştiren Arınç, şunları söyledi: ?Hiçbir siyasetçi ?Böyle bir dava açıldı' diye, ?bu dava sonunda AK Parti kapatılır' diye ellerini ovuşturmasın, zil çalıp oynamasın; ağzından çıkan sözlere dikkat etsin. Bazı kendini siyasetçi zanneden zavallıların, dün akşamdan bu yana söyledikleri sözleri ibretle dinliyoruz. Bunların siyasetten anladığı bir şey yoktur, seçimden anladığı bir şey yoktur. Hiçbirisi sandık, seçim, seçmen bilmez. Genel başkanlarının çantalarını taşımaktan, onlara kulluk etmekten belleri eğrilmiş bu insanların, bir siyasi parti hakkında ?Ne kadar da iyi oldu, biz de zaten bunu bekliyorduk' demesini, onların ayıbı olarak görüyorum.?

Arınç, ?Siyasi partiler insanlardan müteşekkildir. Bunların yöneticilerinden veya temsilcilerinden hukuka aykırı eylem yapanlar varsa, cezasını mahkemelerde bireysel olarak çekerler, ama onların hataları sebebiyle bir iktidar partisini kapatmak, üçüncü dünya ülkelerinde bile mümkün değil. Göreceksiniz TBMM Türkiye'yi bu ayıptan kurtaracaktır? dedi.

GENE SAYIN DİYEYİM...

?Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de siyasi yasak istenildiği? konusunda ise Arınç, şunları söyledi: ?Bu savcıyı, bu sayın Başsavcıyı... Gene ?sayın' kelimesini kullanmadan durmayım, çok sayın Başsavcıyı bir konuda ikaz etmek istiyorum. Bu partiyi kapatmak konusunda o kadar hırslı ve bu hırs o kadar gözünü bürümüş ki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 105. maddesine göre sorumsuzluğu esas olan bir cumhurbaşkanı hakkında bile iddianame tanzim edebiliyor. Bu dünyada görülmüş bir şey değildir. Bunu hiç kimse anlayamaz. Bir cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetle suçlanıp yargılanabiliyorsa, sayın Abdullah Gül'ün siyasi yasaklı olarak ilan edilmesini istemek hangi hukuk anlayışı ile bağdaşabilir. Bu davaya gölgeler düşmüştür. Bu iddianame çok zayıftır. Bu iddianame hukukun değil, kin ve garezin ürünüdür.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber