Diyanet İşleri'nden 'camikondu'ya son!

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 18 Mayıs 2008 12:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

BURAK KILIÇ

Ecdad mirası sanat harikaları camilerin yanında torunlarının yaptığı plan, estetik ve hilkat garibesi beton yığınları malumumuz. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yıllardır üzerinde durduğu ?estetik ve kullanışlı cami' özlemi sona eriyor. Kaybolmaya yüz tutan Osmanlı estetiği, yeni yapılan üç cami ile hayat buldu.

Emekli imam Ahmet Çakır'ın girişimleriyle İstanbul, Giresun ve Rize'de yapılan üç eser, mimarisi ve süslemeleriyle ecdadın camilerine nazire yapıyor. Birinci sınıf işçilik, özgün süslemeler ve başarılı bir ekip çalışması ile yapılan camiler, Osmanlı sanatının çağdaş tekniklere göre yorumlanmasıyla ortaya çıkıyor. Bu eserler, günümüzün çiniye boğulmuş, karanlıkta kalmış ve apartman anlayışı ile inşa edilmiş beton camileri karşısında; rahat ve ferahlığı, kullanışlılık ve ihtiyacı, dinginlik ve göz zevkini bir arada sunuyor. Emekli imam Ahmet Çakır'ın girişimleriyle başlayan proje, son yüzyılda oluşan ?gelişigüzel cami' anlayışını kıracak gibi görünüyor. Çakır'ın deyişiyle ?Avizesi tenekeden, pencereler plastikten, saatleri firma reklâmı ve hanımların evde beğenmedikleri halıları ile kaplı cami? anlayışı bitiyor. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürü Dr. Mimar Hüseyin Kaya başkanlığında, Kimya Mühendisi Nimet Alkan ile Restorasyon Teknikeri Erhan Tanyıldızı ve Arif Akkuş'tan oluşan profesyonel ekibin projesinin, yeni yapılacak camilere örnek olması bekleniyor. Giresun Eynesil'in Ören Beldesi Merkez Camii, Rize İlahiyat Fakültesi Camii ve İstanbul Bağcılar'daki Yedi Beyza Zeliha Hatun Camii, çizgileriyle ecdadın sanatından izler taşıyor.

?Cami aşığı' bir imam

Kendisini ?cami delisi' olarak tanımlayan Ahmet Çakır, Çemberlitaş Atik Ali Paşa Camii'nde 29 yıl imamlık yapmış. Yine bu süre zarfında Nuruosmaniye Akşam Kur'an Kursu'nda hafızlar yetiştirmiş. 9 bin civarında talebesi olan Çakır Hoca, Eminönü'nde İnönü devrinde yıkılan 125 caminin 12'sini tamir ve imar ederek kurtarmış. Öğrenimini Yüksek İslam Enstitüsü'nde tamamlayan Çakır, tezini Mimar Ömer Kirazoğlu'na sanat tarihi üzerine vermiş. İmamlığı sırasında staj için İstanbul camilerini ve sübyan mekteplerini incelemeye gelen yabancıların ilgisi, Ahmet Çakır'ın tarihî eserlere olan merakını artırmış. Yıkılmış eski eserlerden duyduğu üzüntüyle tarihî mirasla ilgilenmeye karar veren Çakır Hoca, topladığı yardımlarla Fatih'teki Tarihi Ebul Vefa Camii'ni restore ettirmiş. Osmanlı sanat ve mimari merakını duyanların ricasıyla geleneksel sanatı yeni yapılan camilerde uygulama fırsatı yakalamış. Tam bir ?cami âşığı' olan hoca, Anıtlar ve Rölöve Müdürü Mimar Hüseyin Kaya'nın da teknik desteğiyle Osmanlı mimarisini uygulamaya başlamış. Hüseyin Kaya'nın maddi ve manevi desteğini her zaman hissettiğini söyleyen Çakır Hoca, ?Sanatı bilen hocalarımıza da danışarak bu işe giriştik. Yorulmak nedir bilmedim çünkü benim zevkim bu.? diyor.

Rize'deki İlahiyat Fakültesi Camii tasarım, mimari ve süslemelerle geleneksel tarzla modernliği buluşturuyor. Dış kaplaması Bizans, Selçuklu ve Osmanlı eserlerinde geniş ölçüde kullanılmış sağlamlığı ve ses ahengiyle tanınan Horasan harcından yapılan cami, kesme taştan bina edilmiş. Mimarisi Dr. Hüseyin Kaya tarafından planlanan eser, birinci sınıf işçilikle Rizeli ustalarca yapılıyor. Geleneğe göre çatı kaplaması 4 cm çamur üzerine bina edilmiş. Gri olan iç mekanda geleneksel mimaride yer alan aslan göğüsleri de kullanılmış. Bulut ve çintemani motifi (iç içe geçmiş üç daire) kubbenin etrafında renk ahengi içinde değişerek kubbenin tam ortasındaki ?Allah' lafzına ulaşıyor. Avizesi caminin iç dekorasyonuna uygun minber ve mihrabı ağaçtan olan mabedin pencere ve kapılarında ise maun ağacı kullanılmış. Camiye eklenecek olan Kur'an okuma odaları ve misafirhane ise mevlit ve düğünlerde kullanılabilecek. Caminin iki minare yerinde yenilik olarak bir minare bir de büyük saat kulesi olacak. Eski mimaride caminin etrafında yer alan medresenin yerini dinlenme ve toplantı salonunun alacağını belirten Hüseyin Kaya, caminin özgün yapısıyla Türkiye'de ilk olacağını söylüyor.

İstanbul Bağcılar'daki Yedi Beyza Zeliha Hatun Camii ise gelenekte pek kullanılmayan dua ayetleriyle donatılmış. Çininin çok kullanılmasının camiyi kararttığını söyleyen Ahmet Çakır Hoca, bu süslemeyi ölçülü kullanmış. İç ferahlığı sağlayan sade ama zevkli bir görünüm kazanan caminin kubbesi, Ayasofya'dan esinlenen büyük yazılarla çevrelenmiş. Ayrıca rengi ve dokusu mekâna uygun olarak inşa edilen aş evinde günde bin ihtiyaç sahibine yemek verilecek. En üst katında ise kızlar için Kur'an kursu olacak. Eski mimaride serçe gibi küçük kuşlar için düşünülen kuş evlerinin yeni yorumu daha büyük güvercin gibi kuşlar için düşünülmüş. Kuş evlerinin yeni sakinleri arasında karga bile bulunuyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber