Fıtık iddiası, doktor ile hastayı adliyelik etti
- Bursa'da ameliyat için gittiği özel bir tıp merkezinin ihmali sonucu ölümden döndüğünü iddia eden bir kişi, operasyonu gerçekleştiren doktor ve özel tıp merkezi hakkında hukuk mücadelesi başlattı.
Edinilen bilgiye göre, Bursa'daki özel bir otomotiv firmasının yöneticiliğinden emekliye ayrılan Mustafa Melih Kadıoğlu, 10 Ekim 2007 tarihinde rahatsızlanarak Fatih Sultan Mehmet Bulvarı üzerindeki özel bir tıp merkezine gitti. Hemen ameliyata alınmayıp, ağrı kesicilerle sabaha kadar bekletildikten sonra kendisine müdahale edildiğini iddia edilen Kadıoğlu, başarılı geçen apandis ameliyatının ardından kendine geldi. Fakat, serum ile gıda verilmesi gerekirken yemek yedirildiği öne sürülen Kadıoğlu'nda zehirlenme belirtileri görülmesi üzerine apar topar 2. bir ameliyat gerçekleştirildi.
Komaya girdiği kaydedilen Kadıoğlu, durumunun giderek kötüleşmesi üzerine hemen başka bir özel hastaneye kaldırıldı. Yüzde 5 yaşama şansıyla 5 gün boyunca komada kalan Kadıoğlu'nun yakınlarına doktorlar öleceğine dair acı haberi bildirdi. Fakat, ölüm kalım savaşını kazanan Kadıoğlu, ayağa kalkar kalkmaz bir dizi hata ve ihmaller sonucunda karın fıtığı olmasına sebep olduğunu ileri sürdüğü tıp merkezi hakkında hukuk savaşı başlattı.
İlk olarak tıp merkezi ve ameliyatı yapan doktor hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na, "bilinçli taksir suretiyle yaralamaya sebebiyet vermek, hayatı tehlikeye sokmak, organ zaafına sebep olmak" iddiasıyla suç duyurusunda bulunan Kadıoğlu, ayrıca Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 75 bin YTL'lik maddi ve manevi tazminat davası açtı. Ardından tıp merkezini Sağlık Bakanlığı'na şikayet eden Kadıoğlu, müfettişlerin söz konusu yerin ameliyat yapma ruhsatının olmadığını ifade ettiğini söyledi. Hukuk mücadelesini diğer insanların mağduriyetini engellemek için yaptığını belirten Kadıoğlu, hakkını sonuna kadar arayacağını kaydetti.
Karın ağrılarıyla gittiği hastanede acilen ameliyata alınması gerekirken bekletilerek apandisinin patladığını ileri süren Kadıoğlu, "Doktor, patlayan apandisimi almadı, sadece temizleme yaparak, ameliyatı sonlandırdı. Ameliyattan 2 gün sonra da vücudumdaki direnler çıkarıldı. Serum ile gıda verilmesi gerekirken, bana yemek yedirildi. Bunun üzerine karnımda müthiş bir ağrı başladı. Bu kez de zehirlenme belirtileriyle ikinci bir ameliyata alındım. Daha büyük direnler takılarak ikinci bir ameliyat yapılmak istendi. Bunda da başarılı olunamayınca karnımdaki gıdalar kusturulmak istendi. Kusmuklar ciğerlerime kaçmış ve komaya girmişim" dedi.
Koma halinde bir başka özel hastaneye götürüldüğünü, gittiği yerdeki doktorların kendisinin yüzde 5 yaşama şansı olduğunu söylediğini anlatan Mustafa Melih Kadıoğlu, "Doktorun yanlış müdahalesi sonucu ölümden döndüm. 5 gün süren komanın ardından, yapılan yanlış müdahaleler sonucunda karnımda oluşan enfeksiyon ancak durdurulmuş, karnıma A4 kağıdı büyüklüğünde bir yama yapılmış, maalesef ömür boyu taşıyacağım bir şekil vücudumda kalmıştır. Ayrıca özel hastanedeki ameliyatın ardından Sigortalar Kurumu yetkilileri beni arayarak, gittiğim tıp merkezinde sadece ayakta tedavi yapıldığı, ameliyat ruhsatlarının olmadığını belirtti. Bunu öğrenince de ikinci şoku yaşadım" diye konuştu.
Tıp Merkezi yetkilileri ise iddiaların asılsız olduğunu belirterek, "Söz konusu hasta, bize müracaat etmiş, yapılan tetkiklerin ardından teşhis koyularak hemen ameliyata alınmıştır. Geciktirilerek hastanın apandisinin patlatılması için bekletilmesi söz konusu değildir. Kimse tetkik yapmadan rahatsızlığın sebebini belirlenmeden ameliyat yapamaz. Ayrıca hastanemizin gerekli ruhsatı bulunmaktadır. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz. Ruhsatsız olan bir yer Sağlık Bakanlığı tarafından anında kapatılır. Söz konusu hasta, bizden para istedi. Bunu vermeyince de her yere müracaatta bulunmuş. İddialar asılsızdır. Son sözü de mahkeme verecektir. Ayrıca operasyonu gerçekleştiren 25 yıllık, tecrübeli bir doktordur. Böyle bir kusurunun olması söz konusu bile olamaz. Hasta, 3.5 gün evinde beklemiş, ağrıları had safhaya ulaştığında bize gelmiştir" dedi.