Ergenekon için 3 yanıt geldi

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 27 Temmuz 2008 08:17, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TOLGA ŞARDAN

Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, Ergenekon ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne (EGM) resmi yazı göndedi. Üç kurumun görüşleri, Ergenekon iddianamesinde özetle şöyle yer aldı:

30GENELKURMAY BAŞKANLIĞI: Adli Müşavirlik yanıtında, ?Böyle bir oluşumun Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde bulunmadığı? belirtildi. Savcılıkça sorulan 29 Ekim 1999 tarihli ?Ergenekon Oluşum' belgesi ve 1 Mayıs 2000 tarihli ?Panzehir? başlıklı belgenin TSK ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığı açıklandı. Özel Kuvvetler Mesaj Formu ve Kara Kuvvetleri Mesaj Formu yazılı evrak içeriğinin TSK ile ilgisinin bulunmadığı, Sevgi Erenerol'dan elde edilen ?Derin Ergenekon' belgesinin, Tuncay Güney'de bulunan Çakır Paşa'nın Alevi Sevgisi, Alevilikle ve Ermenilerle ilgili bazı yazıların, MİT, Hizbullah, Susurluk ile ilgili yazı ve raporların TSK'ya ait olmadığı kaydedildi.

TSK'ya ait olduğu görüntüsü verecek emarelere rastlanılan bazı dokümanların kurumu yıpratmaya yönelik planlı ve kasıtlı işlemler olduğu değerlendirildi. Bu belgelerin TSK'ne ait belgelerin yazım teknikleri taklit edilerek veya bilgisayar teknikleriyle kurgulanarak oluşturulduğu belirtildi. Son zamanlarda bu tip olaylarla sıklıkla karşılaşılırken, yapılan adli soruşturmalarda kendisine rütbeli şahıs görüntüsü veren kişilerin çeşitli oluşumlarda ve ticari kuruluşlarda TSK ile yakın ilişki içinde olduğu yönünde izlenim yaratarak illegal yollarla menfaat temin etmeye çalıştıkları vurgulandı. Bu kişilerden bazılarının geçmişte üniforma giymiş olmalarının TSK ile halen bir ilişkileri olduğunu göstermeyeceği, bu tip faaliyetlerin gerek kamuoyunda gerekse TSK'de esefle karşılanacağı belirtildi.

MİT MÜSTEŞARLIĞI: Savcılığa gönderilen yanıtta, Ergenekon oluşumu ve şüphelilerden çıkan örgütsel içerikli belgelerin MİT ile ilgisinin olmadığı belirtildi. Daha sonraki aramalarda elde edilen diğer dokümanlarla ilgili MİT görüşünde, 2002'de müsteşarlığa gelen isimsiz mektup ve ekindeki CD'lerde yer alan ?Ergenekon ve Lobi? isimli projeler ile iddia niteliğindeki bilgilerin, hazırlanan kitapçıkla 2003'te Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'na iletildiği kaydedildi. MİT'ten iletilen görüşte, mevcut bilgilerden hareketle, kesin belirleme yapılamamakla birlikte ?Ergenekon' adı kullanılarak yürütülen çalışmaların bu aşamada devleti ve rejimi hedef alan bir grubun kendi çıkarları çerçevesinde organize olma çabalarını içerdiği belirtilerek, şöyle denildi:

?İddia niteliğindeki bu bilgilerin, birbirinden müstakil değişik kanallardan gelmesi ve birbirini büyük ölçüde teyit eder olması, olaya dedikodu çizgisinin ötesinde bir anlam kazandırmakta ve yönlendirilmiş organize bir faaliyetin işaretlerini taşımaktadır. Mevcut bilgiler, asker orijinli yönlendirici bir kadronun kontrolünde, bazı sivil toplum örgütleri, siyasi parti ve medya kuruluşlarının kullanılmasıyla ?sivil idarenin örtülü biçimde denetime tabi tutulması ve yeni bir yapı altında yeni bir yönetim biçimi yaratılması amacına dayalı' olduğu değerlendirilmektedir.?

EGM: Savcılığın, sorduğu görüşler arasında en uzun değerlendirmeyi EGM yaptı. Terörle Mücadele Dairesi'nce hazırlanan 4 sayfalık raporda, Ergenekon'un terör örgütü olarak değerlendirilebileceği belirtilerek, ?Ergenekon isimli yapılanmanın 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. ve 7. maddelerinde ifade edilen örgütlü yapıya sahip bir örgütlenme olduğu kanaati oluşmuştur? denildi. Raporda, ?Cebir ve şiddet? başlığı altındaki silah ve patlayıcı madde bulundurma, eylem hazırlıkları, bomba irtibat bilgileri dikkate alınmasıyla soruşturmanın tamamına ve ele geçirilen delillerin tümüne vakıf olunması sonucunda şiddete ilişkin verilerin bu unsurun gerçekleşmesi olarak gözönüne alınmasıyla ?Terör örgütü? niteliklerinin tamamlanacağı? vurgulandı. EGM raporunda, ?EGM kayıtlarında söz konusu soruşturmaya kadar ?Ergenekon' isimli herhangi bir terör örgütüne ilişkin daha önceden intikal etmiş soruşturma ve kovuşturma bilgilerinin bulunmadığı ve dolayısıyla soruşturma konusu yapılanmanın yeni ortaya çıkarılmış bir yapı olduğu anlaşılmıştır. Bazı kişilere suikast planları yapıldığı, eylemi gerçekleştirecek şahıslara yüksek miktarda para teklif edildiği, bu eylemlerin gerçekleşmesi halinde ülkede bir infialin yaşanabileceği, ayrıca uluslararası alanda da ülkemizin zor durumda kalabileceği değerlendirilmektedir? denildi. EGM, Ergenekon'un devlet otoritesini kendi amaçları doğrultusunda baskı altına alan siyasi hedef olduğu ve örgütlü yapının tam olarak oluşturulduğuna dikkat çekti.

?Derin devlet süsü'

Soruşturmayı yürüten 3 savcı, 3 kurumdan gelen bilgiler ışığında yaptıkları sonuç değerlendirmesinde devletin hiçbir kurumuyla ilgisi olmayan Ergenekon'un gizlice örgütlenerek, kendilerine ?derin devlet? süsü verdiğini, devletin tüm kurumlarına sızıp kendi amaçları doğrultusunda devlet idaresini yasadışı olarak kendi usullerince yönetmeye çalıştığını kaydetti. Derin devlet tanımının aksine Ergenekon'un, soruşturma kapsamında elde edilen deliller ve belgelerinden devletin çıkar ve menfaatlerinden çok, kendi ideolojik görüşlerinin hâkim olması ve devleti demokratik olmayan yollardan baskı, sindirme terör yöntemleri kullanılarak yönetmeyi amaçladığı vurgulandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber