Eğitim-Sen: Rektör atamaları antidemokratik ortamda yapılıyor

Haber Giriş : 08 Ağustos 2008 12:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

-Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, 21 rektörün atamasının antidemokratik bir ortamda yapıldığını belirtirken, öğretim üyeleri dışında kalan öğretim elemanlarının da seçimlerde oy kullanması ve YÖK'ün seçimlerdeki ağırlığının kaldırılması gerektiğini söyledi. Kılıç, rektörlerin otoriter yetkilerle donatıldığına da işaret ederek, ?Deyim yerindeyse rektörler, astığı astık kestiği kestik bir yönetim anlayışı ve pratiği ile anılmaktadır? dedi.

-Kılıç, AKP'li Edibe Sözen'in bütün okullarda ibadethane isteğini ise, "Söz konusu çalışma her okula cami ve mescid açılmasına yönelik bir çabanın sonucudur" diyerek değerlendirdi.

- Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, 21 rektörün atamasının antidemokratik bir ortamda yapıldığını belirtirken, öğretim üyeleri dışında kalan öğrnetim elemanlarının da seçimlerde oy kullanması ve YÖK'ün seçimlerdeki ağırlığının kaldırılması gerektiğini söyledi. Kılıç, rektörlerin otoriter yetkilerle donatıldığına da işaret ederek, ?Deyim yerindeyse rektörler, astığı astık kestiği kestik bir yönetim anlayışı ve pratiği ile anılmaktadır? dedi.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, 21 üniversitede yapılan rektör atamalarıyla ilgili basın açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, AKP yandaşı olma ya da AKP karşıtı olmama ölçütüne göre atama yaptığını savunan Kılıç, son rektör atama sürecinde, rektör seçimlerinin göstermelik olduğunun ortaya çıktığını ifade etti. Kılıç, ?Ülkenin en eğitimli kesimi olan üniversite hocalarının kendi yöneticilerini seçmelerine dahi izin verilmemekte, tercihlerine saygı duyulmamaktadır. Üstelik üniversitedeki bu rektör seçimi komedisinde, Yard. Doçent, Doçent ve Profesörler oy kullanabilmekte, öğretim üyeleri dışında kalan asistanlar, okutmanlar, uzmanlar gibi öğretim elemanları, idari personel ve öğrenciler oy kullanamadığı gibi, üniversitenin işleyişinde hiçbir söz hakkı bulunmamaktadır? dedi. Kılıç, seçimlerde öğretim elemanlarının ve öğrencilerin de oy kullanabilmesi gerektiğini kaydederken, ?Demokrasi salt bir seçim sürecine indirgenemez? dedi.

-?REKTÖRLER OTORİTER YETKİLERLE DONATILMIŞTIR?-

Kılç, rektörlerin yetkilerine de değinerek, ?Üniversite rektörleri YÖK düzeniyle otoriter yetkilerle donatılmıştır. Deyim yerindeyse rektörler, astığı astık kestiği kestik bir yönetim anlayışı ve pratiği ile anılmaktadır? dedi. Birçok rektörün, mahkeme kararlarını bile hiçe saydığını anlatan Kılıç, rektörlerin öğretim elemanları, idari personel ve öğrenciler üzerinde baskıcı ve otoriter bir anlayışla denetim işlevi gördüğünü söyledi.

TÜSİAD'ın rektör atamalarıyla ilgili açıklamasına dikkat çeken Kılıç, söz konusu açıklamayla ilgili olarak, ?Üniversitelerdeki piyasacılık fikri etrafında oluşan uzlaşmanın bozulmasına yol açacağı kaygısı yatmaktadır. Üniversitelere dayatılan gerici ve piyasacı kuşatmayı kırmanın yolu, YÖK düzeninden beslenen her kesime karşı, üniversitelerin gerçek sahibi olan bilim insanları, öğrenciler ve emekçiler eliyle YÖK düzeninin tümüyle ortadan kaldırılması, şirketler için değil insanlık için bilim üreten, demokratik ve laik bir üniversite için mücadele etmektir? dedi.

Kılıç, rektör seçimlerini ?trajikomik bir oyun? olarak nitelendirerek, ?Biz bu oyuna gelmeyeceğiz? dedi.

Eğitim-Sen İstanbul 6 Nolu Şube üyesi Yıldız Teknik Ünivesitesi Öğretim Üyesi Dr. Timur Akçalı ise üniversitelerde yapılan rektörlük seçimlerinin demokratik bir ortamda olması gerektiğini kaydederek, üniversitelerin tüm bileşenlerinin katıldığı bir ortamda rektörlerin seçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

-?OKULLARA İBADETHANE İSTEĞİ, OKULLARA CAMİ AÇILMASI ÇABASIDIR?-

Kılıç, gazetecilerin AKP'li Edibe Sözen'in bütün okullarda ibadethane istemesiyle ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine konuyu ?samimiyetsiz? olarak değerlendirdi. Sözen'in ibadethanelerin ?azınlıklar? için olduğu yolunda geri adım atmasının gelen tepkiler nedeniyle olduğunu ifade eden Kılıç, ?Hangi çerçevede olursa olsun din eğitimin içerisinde yer almamalıdır. Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Din yaptırım eğitim içinde olmamalıdır. Bu çerçevede zorunlu din derslerinin de zorunlu olmaktan çıkarılması gerektiğini savunuyoruz? dedi. Kılıç, Sözen'in sözkonusu tasarıyla ilgili olarak Cemevlerini ibadethane olarak görmeyen AKP'nin, okullarda cemevi açıp açmayacağını da sorarken, ?Söz konusu çalışma her okula cami ve mescid açılmasına yönelik bir çabanın sonucudur? açıklamasında bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber