Sağlıkta ilginç istatistik. Müthiş çelişkiler...

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 22 Ağustos 2008 13:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dünya nüfusunun yaklaşık % 20'si, toplam sağlık harcamalarının % 80'ini gerçekleştiriyor.

Sabah yazarı Şeref Oğuz'un analiz yazısı:

Sağlık ekonomisi

Dünyanın yıllık sağlık harcaması, 4.1 trilyon $ ve bunun 3.2 trilyon $'ı OECD ülkelerinde.

Dünya nüfusunun yaklaşık % 20'si, toplam sağlık harcamalarının % 80'ini gerçekleştiriyor.

OECD ülkeleri içinde bizim sağlık harcamamız ( yılda 586 $), ortalamanın ( 2.809 $) beşte biri düzeyinde.

Baktığınızda; " sağlık olsun " diyesi geliyor insanın.

Milli gelirinin % 7.6'sını sağlığa ayırabilen Türkiye'de bu alanda iyileşme var fakat temel sorun; sağlığa ayırdığımız kaynakların etkin kullanılamaması.

Deloitte'un " Türkiye'de ve Dünyada Sağlık Ekonomisi 2008 Raporu " bir öneri sunuyor;

" Gelişmiş ülkelerle aynı standartlara kavuşmak ve kaynakları etkin kullanabilmek için sağlık ekonomisini hayata geçirmek zorundasınız ."

Sağlık sektörü ile " ekonomisini " birbirine karıştırmayın.

Sektör, özel sağlık kurumları üzerinden giderek büyüyor . Ancak büyümenin sağlıklı olduğunu söylemek zor.

Zira, iyileşmeler olmakla birlikte, sağlığa ayrılan kaynakların kaliteli sağlık hizmeti üretmekten çok uzak olduğu apaçık ortada.

Sağlık ekonomisi, tam da bu " ekonomik aklı " tanımlıyor. 5 yıldızlı otel hizmetiyle sağlık hizmetini karıştıran özel hastanelere baktığınızda ortalıkta belki bir ekonomi(!) olduğunu hissetsek dahi, "sağlık"tan emin olamıyoruz. Başka bir gelişme daha var; Düne kadar devlet; " kamu bankaları " veya KİT'ler üzerinden soyuluyordu.

Şimdi bu işi sağlık harcamaları ile yapmak, pekala mümkün ve çok da yapan var.

Her ne kadar Sağlıkta Dönüşüm, Referans Fiyat gibi uygulamalar ile bu alanda iyileşme göstersek dahi hala alınacak çok merhale var.

Bir yandan OECD içinde sağlığa en az kaynak ayıran ülke olmak ve diğer yanda da bu kaynağı " sağlığa dönüştürememek ", akıl açığımızdan kaynaklanıyor.

Gereksin veya gerekmesin doktoru çok ilaç yazmayınca öfkelenen hasta.

Gereksin ya da gerekmesin parmağın dahi incinse vesikalık foto ister gibi MR talep eden doktor.

Gereksin ya da gerekmesin tahliller ile faturayı şişiren sağlık kurumu.

Ve tüm bunlara ilave olarak sektörde hala tam kontrol sağlayamayan ve düzenleyici rolünü yerine getiremeyen bakanlık.

Anlayışların "yeni normal"e taşındığı Türkiye'de sağlıktaki bu bezirganlığın, sağlıklı bir ekonomiye dönüşmesi gerekiyor.

Türkiye, sağlıksız büyüyemez zira.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber