Uykusuzluğun uzun vadeli etkileri

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Ağustos 2008 13:44, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Avustralyalı bilim adamları uykusuzluğun alzheimer, bunama ya da manik depresyon gibi hastalıklara yol açıp açmadığını belirlemek için bir laboratuvar kurdu.

BBC, bu laboratuvanın başkanı Naomi Rogers'la konuştu.

BBC: Uykusuzluğun uzun vadeli etkileri konusunda neler biliyorsunuz?

NAOMI ROGERS: Alzheimer bunama ve manik depresyon gibi hastalıklarda en önemli belirtilerden birinin, uyku düzeninin bozulması olduğunu biliyoruz. Genellikle de normal uyku zamanı olan geceleri uyuyaMama, uykunun sık sık bölünmesi gibi belirtiler var.

Arada doğrudan bağlantı olup olmadığına emin değiliz. Ama bu vakalarda bunların sık görülen sorunlar olduğunu biliyoruz.

Eğer düzenli bir uyku sağlayabilirsek, belirtileri azaltabileceğimizi, hastanın moralini düzeltebileceğimizi de biliyoruz.

Bunun da ötesinde, uyku problemlerini hastalıkların erken teşhisi için kullanıp kullanamayacağımızı araştırıyoruz. Eğer daha tüm belirtiler ortaya çıkmadan tedaviye başlayabilirsek, başarı şansımız artar.

BBC: Uykusuzluğun hafıza üzerinde olumsuz etkileri olduğu, ayrıca kalbi etkileyip, aşırı şişmanlık ya da şeker hastalığı riskini artırdığı, bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış durumda. Ancak Alzheimer, bunama ve manik-depresyon gibi hastalıklara sebep olduğu, henüz kanıtlanmış değil. Peki uykusuzluk, bu hastalıklara yol açacak ne gibi etkiler yapıyor olabilir vücutta?

NAOMI ROGERS: Uykunun beyin için bir dinlenme ve yenilenme süreci olduğunu biliyoruz. Kendini toparlaması için bir fırsat. Uykunun rüya görülen bölümünün belki de hafızayı düzenlemek, hatta dosyalama işini yapmak için kullanıldığını düşünüyoruz.

Aynı şekilde, vücut da kendini onarıyor. Metabolizma çalışıyor, büyüme oluyor. Mesela çocuklarda büyüme hormonunun uyurken muazzam arttığını görüyoruz.

BBC: Gece çalıştığı için uykusuz kalanlar için ne öneriyorsunuz?

NAOMI ROGERS: Herhalde uykuyu topluca uyuymak, yani örneğin sekiz saat uyumak en iyisi. Tabii günümüz toplumunda bu herkes için mümkün değil. O zaman biz gece nöbeti yapanlara mümkün olduğunca sık uyuyarak, toplam uyku saatini yine de doldurmalarını öneriyoruz. Özellikle de işe gitmeden iki saat önce uyunan uyku, zihni canlı tutuyor.

Tabii yıllarca nöbet yaptıktan sonra, verilen zararı telafi etmek mümkün mü, bunu henüz bilmiyoruz. Bazı insanlar bıraktıkları zaman bile, iyi bir uyku düzenine dönemiyor; ama bazıları da uyumayı "yeniden öğreniyor."

Uykusuzluk, bir risk faktörü, yani etkisi insandan insana değişiyor. Biz bu durumdakilere sıkça egzersiz yapıp, beslenmelerine dikkat ederek, diğer risk faktörlerini azaltmalarını öneriyoruz

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber