Bahçeli Ergenekon operasyonunu değerlendirdi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 13 Ocak 2009 13:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Adına (Ergenekon) denilen davanın, varsa demokrasimiz üzerindeki gölgesini ortadan kaldıracak, sorumlularını bulup ortaya çıkartacak adil yargılanma süreci önemli ve ciddiye alınması gereken bir gelişmedir" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Ergenekon operasyonunu değerlendirdi.

Uzantıları günümüze kadar gelerek, adına "hareket", "müdahale", "muhtıra" ve "ihtilal" denilen bir seri cebri yöntemle, siyasetin kesintiye uğradığına dikkati çeken Bahçeli, "Siyasetçiden umudu kesilenlerin, inandıkları değerler üzerinde tehlikeler vehmedenlerin veya bir türlü milletle kucaklaşmayıp, yönetimden uzak kalanların, yıllardan beri en büyük arzusu, demokrasiyi (by-pass) yaparak iktidara kısa yoldan ve sandık dışından gelebilmek olmuştur" dedi.

"Gerekçesi ne olursa olsun, çok zor ve sancılı mücadelelerin eseri olarak bugünlere ulaşan demokrasimiz üzerinde dolaşan kara bulutları ortaya çıkartmak, antidemokratik arayışların önünü kesmek, elbette ki çözümü siyaset içinde gören ve görmesi gerekenlerin en önde gelen görevi ve demokrasi borcu olmalıdır" diyen Bahçeli, şöyle dedi:

"Milliyetçi Hareket, olan bitenin farkında ve şuurundadır. Süreci dikkatle ve sükunetle takip etmektedir. Yaşananların bizim için sürpriz olmadığı parti teşkilatımız ve yöneticilerimize, alınacak tedbirler ve dikkat edilmesi gereken hususlara yönelik olarak geçtiğimiz yıllardan beri çeşitli aralıklarla yayınladığımız genelgelerimizde görülecektir."

"Hukukun korunup, kollanması, başta siyasi sorumluluk taşıyan hükümet olmak üzere, herkesin en temel görevi olmalıdır. Bize göre adalet, gerçek anlamıyla mülkün temelidir" diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hukuki süreçler üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmayan partimiz, davanın sonucunu beklemek ve yüce adalete güvenmek durumundadır. Her şey hukukun belirlediği çerçevede yürütülmeli, herkes hukuk içinde hareket etme zorunluluğunda olunduğunu hatırlamalıdır. Bu nedenle, hukukun güvenirliğine gölge düşürmemek, yargı bağımsızlığını sürdürebilmek için kurum ve kişiler kendilerine düşen özen ve sağduyuyu azami olarak göstermelidirler."

Bahçeli, bu süreçte adaletin gecikmeden tecelli etmesi ve adil yargılama hakkına titizlikle uygun davranılmasının, hukuk devletinin vazgeçilmez bir gereği olduğunu bildirdi.

"Geciken adaletin, adalet olamayacağı" gerçeğinden hareketle, davanın en kısa sürede sonuçlanmasının, mutlak bir zorunluluk olarak karşılarında durduğunu anlatan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Bu konuda değerli hukuk adamlarına bir telkin ve baskı yapılamayacağı da ortadadır. Bu nedenle, davanın genişleyen kapsamı ve derinleşen hukuki boyut ve anlamı dikkate alındığında dar bir hukukçu kadrosu ile çözülemeyecek boyutlara yükselmiş olması, mahkeme heyetinin ilave tedbirlerle ve kadrolarla usulü çerçevesinde desteklenmesini zorunlu kılmaktadır.

Bu davada suçlu bulunacak olanlar, hukuk kuralları içinde bunun sonuçlarına elbette katlanacaktır. Ancak, düşünceleri ne olursa olsun hiç kimse hüküm giymeden suçlu ilan edilemez."

Dava kapsamında gözaltına alınan ve yargılaması devam eden şahısların bir bölümünün, TSK'nın emekli ve muvazzaf mensuplarından oluştuğuna da dikkati çeken Bahçeli, "Ülke savunmasında ve terörle mücadelede en önemli görevi üstlenmiş olan bu kurumun rejim karşıtı gizli ve karanlık işlerle ilintili olduğuna dair kamuoyunda uyandırılmak istenen kanaatler dikkatlerden kaçmamıştır. Türk Ordusunun, karalama kampanyaları karşısında zayıf ve korumasız bırakılması bir yönetim zafiyetidir. Cumhuriyetin korunması için demokratik kurallardan sapılması, ya da demokrasiyi koruma adına istibdat arayışlarına girilmesi hem Cumhuriyetin hem de demokratik rejimin sonunu hazırlayacaktır" dedi.

Muhalefetin yalnızca demokrasilerde yasal ve meşru olduğuna da dikkati çeken Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Muhalefetsiz bir yönetim anlayışını özlemek ve bu yolda adım atmak da demokrasi ile bağdaşmaz ve en az ara rejim çağrıları kadar zararlı ve karanlıktır. Demokrasinin muhalefet etme anlayışıyla anlam kazanacağını unutan AKP iktidarı, bu yüzden kendine göre muhalefet tanımı yapma küstahlığını gösterebilmektedir. Bu nedenle yaşadığımız bunalımların bir nebze olsun hafifletilmesinin yolu, öncelikle iktidarı elinde tutan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin içine düştüğü yanlış ve yalnızlıktan uzaklaşması, toplumun tamamına yönelik bir kucaklaşma ile bütün siyasi düşüncelere saygı ile yaklaşmasıdır."

Kaynak : Anadolu Ajansı

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber