Şimşek: Aflara karşıyım

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Nisan 2009 14:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İstanbul - Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, kamu alacaklarının yapılandırılmasına, aflara karşı olduğunu belirterek, "Doğru bir yaklaşım olmadığı kanısındayım" dedi.

Anadolu Aslanları İşadamları Derneğinin (ASKON) toplantısında, "Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisi" konulu bir konuşma yapan Şimşek, gerek dünya gerekse Türkiye açısından esas sıkıntının Eylül 2008'de başladığını ifade ederek, dünya kredi piyasasının işlevselliğini yitirdiğini, hala tıkanmanın tamamen aşılmadığını söyledi.

Şimşek, küresel krizin, diğer ülkelerde finans ve reel sektör arasında karşılıklı bir etkileşime neden olurken, Türkiye gibi ülkelerde dış ticaret ve beklentiler kanalıyla doğrudan doğruya reel ekonomiyi etkilemeye başladığını dile getirerek, "Reel ekonomideki kötüleşme uzun bir süre devam ederse finans sektörünü de etkiler" dedi.

Bütün dünyada ticarette, ekonomide bir daralma olduğuna dikkat çeken Şimşek, kriz öncesinde risk iştahının çok yüksek olduğunu, küresel krizle birlikte bu iştahta daralma yaşandığını, krizin Türkiye'yi dış ticaret, finansman ve beklentiler kanalından etkilediğini ifade etti.

Kriz derinleşince Türkiye'nin riskinde bir düşüş olduğunu belirten Şimşek, "Dışarıdan bakıldığı zaman Türkiye'nin riski nasıl fiyatlanıyor? Türkiye, başka ülkelere göre daha sağlam görünüyor" dedi.

Krize rağmen enflasyonun bugün yüzde 8 civarında olduğunu belirten Şimşek, enflasyon, faiz ve kur boyutuyla, nereden bakılırsa bakılsın Türkiye'nin birçok anlamda geçmişe göre dayanıklılık gösterdiğini kaydetti.

Mehmet Şimşek, geçen yılın ikinci çeyreğinden itibaren kamu harcamalarında ciddi bir artış sağladıklarını, krize karşı çok erken önlem almaya başladıklarını ifade ederek, "Eylül ayından sonra da çok ciddi birtakım tedbirler ortaya koyduk. Adını paket koymadık. Herhalde bizim o dönemdeki eksiğimiz... Bunları numaralandırsaydık, paket diye, belki algılama farklı olurdu" diye konuştu.

Türkiye'de bankaların kar etmeyi sürdürdüğünü, geçen yıl bankaların sermayelerinin yaklaşık yüzde 19'u kadar kar ettiklerini belirten Şimşek, bankaların takipteki alacaklarının düşük ve likidite imkanlarının iyi olduğunu, döviz açık pozisyonlarının bulunmadığını kaydetti.

Devlet Bakanı Şimşek, ciddi bir şekilde gerek altın gerek döviz gerekse Hazine bonosu alanların bu krizden kazançlı çıktığını vurgulayarak, "Türkiye'de hane halkının durumu o kadar kötü değil. Eğer hakikaten hane halkı çok fazla borçlu değilse, faizler düşüyorsa ve servette bir erime yoksa normalleşme dönemi başlayınca hane halkı tekrar eski günlerine döner, ekonomiyi destekleyici olur" şeklinde konuştu.

Kriz öncesi yaklaşık 100-150 bin olan işsizlik ödeneğinden yararlananların sayısının krizin derinleşmesiyle birlikte 250-300 bine çıktığını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:

"Önceden geliri olup da birdenbire gelir kaybına uğrayan kesimlerin sayısı azdır. Ama işsizlik oranında önemli bir artış var. Bunu nasıl açıklıyorsunuz? Türkiye'nin nüfusu genç. Her yıl çalışma çağındaki nüfus 700 bin artış gösteriyor. Herkes işini korusa dahi, istihdamda hiç azalma olmasa dahi piyasaya yeni girenler iş bulmazsa işsizlik oranı artar."

Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın bu krizden çıkması için mutlaka finansal sektördeki problemli, toksik dediğimiz zehirli finansal varlıklar konusunun çözülmesi lazım. Bu çözülmeden dünyada kalıcı bir toparlanma olmaz. O konuya ilişkin adımlar atılıyor. Ama henüz 'bu iş de çözüldü denebilecek' noktada değiliz. Size 2009'un resmini çiziyorum; dünya açısından belki krizin üçte ikisini geride bıraktık. Belki de bazı olumlu sinyaller var. Fakat kalıcı bir toparlanma için mutlaka ve mutlaka finans sektöründeki o sıkıntıların çözülmesi lazım."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber