Genel Kurul'da 'Başkanlık Sistemi' tartışıldı...

Haber Giriş : 21 Aralık 2004 16:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CHP İstanbul Milletvekili Hasan Fehmi Güneş, Başbakanlığın Cumhuriyet tarihi boyunca hiç bu kadar yetkili ve etkili düzeyde olmadığını ifade etti. Güneş, buna rağmen daha fazla güç ve daha yüksek konum ve statü özlem ve arayışlarının, yapay gerekçelerle gündeme getirildiğini iddia etti.

TBMM Genel Kurulu'nda, Başbakanlık bütçesi görüşmeleri sırasında ''başkanlık sistemi'' tartışıldı. Genel Kurul'da Başbakanlık ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın 2005 yılı bütçe tasarıları üzerine CHP adına 4 milletvekili söz aldı.

CHP İstanbul Milletvekili Hasan Fehmi Güneş, Başbakanlığın Cumhuriyet tarihi boyunca hiç bu kadar yetkili ve etkili düzeyde olmadığını ifade etti. Güneş, buna rağmen daha fazla güç ve daha yüksek konum ve statü özlem ve arayışlarının, yapay gerekçelerle gündeme getirildiğini iddia etti. Başkanlık sistemi arayışının, ''gereksiz ve gerekçesiz girişim'' olduğu görüşünü savunan Güneş, ''Sistem arayışlarını belli kişi ya da kişiliğe biçilen bir rol özlemine indirgemek objektif ve bilimsel değildir'' dedi.

Her ulusun yönetim ilkesinin o ulusun özgün koşulları, ülke çıkarları, toplumsal duyarlılıkları ve siyasal bilişimlerinin bileşkesi olarak ortaya çıktığını ifade eden Güneş, ''Bunun sonucudur ki her yönetim sisteminin hem çok başarılı hem çok başarısız örnekleri var. Her topluma, her dönemde uyacak tek tip başarılı yönetim şablonları yoktur'' diye konuştu.

''İSTİKRAR GEREKÇESİYLE''

Başka toplum ve ülke koşullarının ürünü olan yönetim kalıplarına tutsak olmamak, bel bağlamamak gerektiğini ifade eden Hasan Fehmi Güneş, ''İstikrar gerekçesiyle demokrasiden vazgeçemeyiz'' görüşünü dile getirdi.

Hasan Fehmi Güneş, Cumhuriyet'in ilanından, özellikle 1924 Anayasası'ndan bu yana uygulanan parlamenter demokratik sistemde çok yol alındığını belirtti. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ''bürokratik oligarşi''den söz etmesini de anlamakta güçlük çektiğini belirten Güneş, ''Başbakan, bürokratik oligarşi derken, hangi kadrolardan söz ediyor. Kimi, kimleri kapıya koymak istemektedir de koyamamaktadır?'' diye sordu. Başbakan Erdoğan'ın bir başka konuşmasında da başkanlık sistemi gerekçeleri arasında Cumhurbaşkanlığı'ndan dönen kararname ve yasalardan söz ettiğini ifade eden Güneş, ''bir başbakanın bu kadar sudan gerekçelerle federal devletler birliği niteliğindeki gelenekleri, yapısı, koşulları hiçbir biçimde Türkiye'ye benzemeyen ABD'nin yönetim biçimine özenti belirtmesinin ciddiye alınamayacağını'' ifade etti.

''ONBİNLERCE BÜROKRATI DEĞİŞTİRDİ''

CHP İstanbul Milletvekili Ali Kemal Kumkumoğlu da uzun süredir her fırsatta başkanlık sisteminin tartışıldığını ifade etti. Başkanlık sistemi özlemi içerisinde olanların mevcut demokratik parlamenter sistemin işlemediği, artık bu sistemle gidilemeyeceğinin toplum tarafından benimsenmesi için de büyük çaba harcadığını kaydeden Kumkumoğlu, bu konuda 1980'den bu yana bilinçli bir kampanya yürütüldüğünü ileri sürdü. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da başkanlık sisteminin gerekliliğini dile getirirken bürokratik oligarşiden söz ettiğini belirten Kumkumoğlu, aynı başbakanın ''on binlerce bürokratı değiştirdiğini'' ifade ederek bu durumda kimden neden şikayet ettiğini sordu. Kumkumoğlu, Cumhuriyet'in başlangıcında ortaya konan tüm değerlerin artık anlamını yitirdiğini söyleyen bir kişinin hangi sebeple bir cumhuriyet hükümetinin başbakanlık müsteşarlığını yaptığını da anlayamadığını öne süren Kumkumoğlu, ''Türkiye'nin çağdaş, laik demokratik bir cumhuriyet yerine ılımlı İslamiyet'i temsil ediyor gibi gösterilmeye çalışılmasının da kabul edilemeyeceğini'' söyledi.

CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu, Türkiye'nin artık ucuz işgücüne dayalı rekabet anlayışından vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in iktidar içinde muhalefet temsilcisi gibi konuştuğunu iddia eden Coşkunoğlu, Türkiye'nin küreselleşme politikalarında pasif kaldığını iddia etti.

CHP İstanbul Milletvekili Memduh Hacıoğlu da günü kurtarma siyasetinden artık vazgeçilmesi ve herkesin her gün kendi kendine ''Ben bugün AB için ne yaptım'' diye sorması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin dış ticaret politikasını değiştirmesi gerektiği görüşünü dile getiren Hacıoğlu, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın ''TL değerli diyen yanılır'' sözlerini anımsatarak, Bakan Tüzmen'e, ''Sayın Bakan siz de mi aynı kafada mısınız? Eğer bu kafadaysanız size kötü bir haberim var. O zaman 3 Ekim'de AB ile müzakerelere çok olumsuz koşullarda başlarsınız'' diye seslendi. AK Parti Eskişehir Milletvekili Fahri Keskin de konuşmasında Recep Tayyip Erdoğan döneminde Başbakanlığın asli görevlerine döndüğünü ifade etti. Erdoğan'ın Türkiye'yi uçurumdan kurtararak düzlüğe çıkardığını kaydeden Keskin, ''Vatandaşa güven gelmiş, ülke istikrara kavuşmuştur'' dedi. Keskin, konuşmasında yapılan tasarruflara dikkat çekerken sadece araç ve haberleşmede 1 trilyon 248 milyar lira tasarruf sağlandığını söyledi.

haberx

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber