Eğitim sendikaları yönetici atamaya dava açacaklar mı?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Ekim 2009 02:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik'le ilgili çalışmaların her aşamasında sendikaların görüşü alındıktan sonra son şekli verilmiş ve 13.08.2009 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Konu ile ilgili olarak çokça konuşulsa, yazılıp çizilmiş olsa da son yıllarda hazırlanan yönetmelikler içerisinde hukuka uygunluğu ve belirleyiciliği yönünden en uygulanabilir yönetmelik olduğu gelen dönüşümlerden de anlaşılmaktadır. Tabii ki bu yönetmeliğin a,b,c,d sendikasının ya da dördünün ortak yönetmeliği olduğunu söylemek mümkün değildir. Yani a sendikasına işi bıraksanız farklı diğerlerine bıraksanız daha farklı yönetmelik çıkacağı açıktır. Doğal olan da budur zaten. Fakat amaç aynı olduktan sonra ortak paydada buluşmanın mümkün olduğu noktasına gelinerek hazırlanan bu yönetmelikte idarenin de katılımıyla sona ulaşılmıştır.

Daha önceki yönetmelikler yayımı tarihinde yargıya taşınabilmekte iken bu yönetmelik hükümlerinin 59 gündür yargıya taşınmaması da bunu tesciller niteliktedir. Yönetmelik 13 Ağustos 2009'da yayımlandığına göre 60 günlük sürenin dolacağı 13 Ekim 2009 Salı gününe kadar dava açılmadığı taktirde 2577 sayılı İYUK(İdari Yargılama Usulü Kanunu) na göre dava açma süresi olan 60 günlük süre dolmaktadır.

Dava açılacak mıdır?

Yapılan açıklamalara göre son güne kadar beklenip dava açılabileceği yönünde kamuoyunda da büyük bir beklenti oluşmamış olmasına rağmen, özellikle uzman öğretmenlik (uygulanıyor olmaması nedeniyle) gibi bazı konularda serzenişler bulunmakta ise de;

Sendikaların; yıllardır yaşanan kaos ortamının giderilmesi, asil atamaların bir an önce yapılması adına yönetmelik hükümleri ile ilgili olarak dava açmak gibi bir eğilimlilerinin olmadığı görülmektedir.

Yalnız 25.maddede yer alan MEB ya da başka kurumlarda genel İdari Hizmetler sınıfında görev yapanların MEB eğitim kurumlarında sınavsız, zamansız ve kritersiz yönetici olabilmelerine ilişkin hüküm de tartışılmakta olup uygulama aşamasında olunmaması nedeniyle şu anda bu konuda yükselen ses çok değildir.

25.madde;

?Yönetim kademelerinde geçmiş sayılan diğer görevler

MADDE 25 ? (1) Genel idare hizmetleri sınıfına dâhil kadrolarda görev yapanlardan öğretmenlikte adaylığı kaldırılmış olmak kaydıyla ve bu Yönetmelikteki yönetim kademelerine atamayla sınırlı olmak üzere; Talim ve Terbiye Kurulu uzmanlığı, eğitim uzmanlığı ve APK uzmanlığı, ilköğretim müfettişliği, eğitim ataşeliği, eğitim müşavirliği görevleri ile şube müdürü ve daha üst unvanlı görevlerde asaleten geçirilen süreler beşinci kademe yöneticiliğinde, kamu kurum ve kuruluşlarında genel idare hizmetleri sınıfına dâhil şef kadrosunda geçen süreler dördüncü kademe yöneticiliğinde geçmiş sayılır. Bu görevlerde bulunanlar, boş bulunan eğitim kurumu yöneticiliklerine atanmak üzere; valiliklerde görev yapanlar görev yaptıkları valilik aracılığıyla, merkez teşkilatında görevli olanlar ise Personel Genel Müdürlüğü aracılığıyla zamana bağlı olmaksızın bu Yönetmelik ekinde yer alan Ek?1 Yöneticilik İstek Formu ile boş eğitim kurumu yöneticilikleri için başvuruda bulunabilirler. Bu durumda olanlardan aynı eğitim kurumu yöneticiliğine atanmak üzere birden fazla adayın başvuruda bulunması hâlinde, bu adayların bu Yönetmelik ekinde yer alan Ek?2 Yönetici Değerlendirme Formu üzerinden yapılacak değerlendirme sonucu puan üstünlüğü esasına göre atamaları yapılır.?

şeklindedir.

Yani bu maddeye göre öğretmenlikte adaylığı kaldırılmış olup herhangi bir kurumda Genel İdare Hizmetleri kadrosunda görev yapanlardan yukarıda sayılı görevlerde bulunanların bu yönetmelik kapsamındaki kurumlara başvurmaları halinde duyuru yapılmaksızın atama yapılabilecektir.

Burada akla gelen ve haklı serzeniş olarak karşımıza çıkan bir husus; kişi ilköğretim müfettişi, şube müdürü, TTKB uzmanı, eğitim müşaviri,? iken neden okul müdürü ya da müdür yardımcısı olmak istesin? Sorusunun cevabı ile adam şube müdürü olmuş okul müdürlüğünü çok mu görüyorsunuz şeklindedir.

Bakanlıkta yönetici atama ile ilgili yapılan toplantıda bu konuda gündeme gelmiştir bakanlığın konuya yaklaşımı kişiler genellikle emekliliklerine yakın dönemde eğitim öğretim hizmetleri sınıfına geçip emekli olmak isteyebiliyorlar bu sayı çok değil fakat bu istekleri haklı bir istek şeklinde olmuş ve yönetmelikteki yerini sendikaların şerhlerine rağmen böylece almıştır.

Burada serzenişlerin haklılığına eğitim öğretim hizmetinde hiç çalışmamış olanlara bu hak verilmemesi nedeniyle katılmakla beraber bazı sorunların da çözümlenmesi de yerinde olacaktır. Çünkü son yıllarda yaşanan tecrübeler o kadar kötüdür ki art niyetin aranmaması mümkün görülmemektedir.

Bu noktadan hareketle;

Eğitim Öğretim Hizmetleri sınıfında adaylığı kalkanların bu haktan yararlanacakları yönetmelik hükmü olup yerinde bir hükümdür.

Fakat bu kişilerin genel İdare Hizmetleri sınıfında yer alan yukarıdaki görevlerde ne kadar süre görev yapmış olmaları gerektiği konusunda açıklık yoktur. Yani şu anda adaylığı kalkmış bir öğretmen gerekli prosedürü tamamlayarak MEB'de ya da başka bir kurumda şeflik görevine başlamış olsa birkaç gün sonra da ben MEB'de okul müdürü olacağım dese hiçbir kritere bağlı kalmadan müdür olabilmesi mümkündür. Bu doğru bir uygulama mıdır?

Ayrıca MEB'de 3?5 yıl şeflik yapmış bir kişinin MEB'de 10?15 yıl müdür yardımcılığı yapmış bir kişinin önüne geçerek hiçbir kıstasa bağlı olmadan müdür olması doğru mudur?

Yönetmelikte yönetici olmanın genel şartı olarak en az 3 yıl öğretmenlik, A tipi okul müdürlüğü için en az 3 yıl yöneticilik şartı bulunmakta iken 25.madde kapsamındaki görevlerde bulunanlarda öğretmenlikte ya da yöneticilikte ne kadar çalışmış olmaları gerektiği hükme bağlanmamıştır. Yani konuyu keyfi olarak kullanmak mümkündür. Basit bir örnek verecek olursak; sayın bakan 76.maddeyi kullanarak benim de muvafakatim ile beni şef olarak, şube müdürü olarak atasa ve ben de birkaç ay sonra müdürlük istesem ve şartsız atansam yönetmeliğe göre hukuki olsa da hakkaniyete uygun ve doğru olacak mıdır?

Ya da Anadolu da görev yapan şube müdürü ve şeflerimiz İstanbul, İzmir ve Ankara'daki çok önemli okullara müdür olmak istediklerinde hiçbir kıstasa bağlı olmadan müdür olabilmeleri doğru olacak mıdır?

Unutmayalım ki; nice okullarımız vardır bırakın Anadolu'yu büyük şehir ya da merkez teşkilatı şube müdürlüğünü dahi anında bıraktırabilecek özellik ve nitelikte.

Bakanlığın http://www.memurlar.net/haber/150633/ linkinde yayımladığımız açıklamada da konu;

?3- Daha önce öğretmenlik yapmış olup, halen genel idare hizmetleri sınıfına dâhil kadrolarda (Örneğin, halen şef veya şube müdürü olanlar ) görev yapanların durumlarına uygun eğitim kurumu yöneticiliklerine Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 25 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında duyuru yapılmaksızın ve zamana bağlı olmadan atanmaları mümkün olduğundan, bugün itibariyle eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfında olmayan ilgililer müdürlük ve müdür yardımcılığı sınavlarına giremeyeceklerdir.?

şeklinde ele alınmıştır.

Bu maddenin yeniden ele alınması ve hiçbir kıstasa ve zamana bağlı kalmaksızın atanmaya ilişkin bu hükmün değiştirilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Bu noktada bu madde yargıya götürülür ve iptal edilirse tüm atamalar geri alınır mı tüm atamaların durdurulması gerekir mi?

Kesin ve net olarak söylemeliyim ki; idari yargıda verilen kararlar verilen hükmü kapsar. Yani bir maddenin iptali tüm yönetmeliği durdurur ya da iptal etmez. O madde ile ilgili hükümleri durdurur, iptal eder. Fakat iptal edilen madde genel bir durumla ilgili ise tabii ki diğer hükümleri de etkiler. Hatırlanacağı gibi 24.04.2008 tarihli yönetmeliğin EK?2 formu iptal edilmiş ve diğer hükümler de etkilendiğinden EK?2 ye dayalı atamalar durdurulmuştu. Sınava dayalı atamalara (2005 ve 2006 sınavları) ise devam edilmesi kararı alınmıştı.

Yani 25.madde yargıya taşınsa ve iptal olsa sadece 25.maddeye göre atama işlemlerini durdurur aynı zamanda bu maddeye göre yapılan atamaların geri alınması sonucu ile karşı karşıya kalınır.

Bilindiği gibi idari yargıya başvurulurken ben şu maddenin iptalini istiyorum gerekçelerim şunlardır diye dava açılır çok önemli bir gerekçe yoksa yönetmeliğin tamamının iptalini istiyorum diye dava açılamaz. Mahkeme de dava açılmayan maddelerle ilgili olarak karar vermez sadece gerekçeleri ile beraber iptali istenen maddelerle ilgili karar verir.

Buradan hareketle http://www.memurlar.net/haber/150654 linkinde ele aldığımız Türk Eğitim Sen'in Asker Öğretmenlik ve Sözleşmeli Öğretmenliğin hizmetten sayılmaması ile ilgili davasını inceleyecek olursak;

Türk Eğitim Sen ne yapmaya çalışıyor? Sorusuna cevap arayalım;

Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerin İlişkin Yönetmeliğin Yönetici olarak atanacaklarda aranacak genel şartları belirleyen 7. maddesi (c) bendinde ?Bakanlık kadrolarında en az üç yıl öğretmen olarak görev yapmış olmak,? şartı aranmaktadır.

Yönetmelikte 3 yıllık sürenin hesaplanmasında;

1-Özel öğretim okul ve kurumlarında öğretmen olarak,

2-Sözleşmeli öğretmenlikte,

3-Yedek subay Askerlikte,

4-Asker öğretmenlikte

geçen sürelerin dikkate alınmayacağı ile ilgili herhangi bir kısıtlama bulunmamasına rağmen 15/09/2009 tarih ve 2009/73 sayılı genelgenin ?Genel Açıklamalar? başlıklı 3. maddesinde;???.sözleşmeli öğretmenlikte ve asker öğretmenlikte geçen süreler dikkate alınmayacaktır.? açıklamaları bulunmaktadır.

Kısacası bir üst norm olan yönetmelikte düzenlenmeyen ifadeler alt norm olan genelge ile düzenlenmiştir.

Özellikle asker öğretmenlik yargı tarafından öğretmenlik hizmetinde geçen süre olarak tescillendiği halde genelgede böyle bir hükmün yer alması hukuka aykırıdır.

Hatırlanacağı üzere; 2006 yılı Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınav Kılavuzunun 2. maddesinde, ?yedek subay öğretmen olarak yerine getirilen muvazzaf askerlik yükümlülüğü dâhil, aylıksız izinde geçirilen süreler?in, kıdemde esas alınmayacağı hükme bağlanmış bu duruma Türk Eğitim Sen tarafından

Danıştay 2. Dairesine açılmış olan dava sonucunda; Danıştay 2. Dairesinin 2006/3597E ve 2008/4600K sayılı kararı ile ?'........yedek subay öğretmen olarak yerine getirilen muvazzaf askerlik yükümlülüğü de dahil olmak üzere aylıksız izinde geçirilen süreler,'' ibaresi iptal edilmiştir.

Bu karar yedek subay askerlik hizmetini ifa eden öğretmenlerin askerlikte geçen sürelerinin öğretmenlik hizmetinden sayılacağı anlamına gelmektedir.

Mevcut Danıştay kararı ile sabit olan bir konuda ve yönetmelik hükmünde herhangi bir kısıtlamanın olmaması 15/09/2009 tarih ve 2009/73 sayılı genelgenin ?Genel Açıklamalar? başlıklı 3. maddesindeki ;???.sözleşmeli öğretmenlikte ve asker öğretmenlikte geçen süreler dikkate alınmayacaktır.? açıklamalarının hukuksuzluğunu ortaya koymaktadır. Danıştay 2. Dairesinin 2006/3597E ve 2008/4600K sayılı kararı için tıklayınız.

Türk Eğitim Sen Yönetici atama yönetmeliğine değil 15/09/2009 tarih ve 2009/73 sayılı genelgenin ?Genel Açıklamalar? başlıklı 3. maddesindeki; ???.sözleşmeli öğretmenlikte ve asker öğretmenlikte geçen süreler dikkate alınmayacaktır.? İbaresinin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali için dava açmıştır.

Bu dava ile;

Daha önce kazandığı Danıştay 2. Dairesinin 2006/3597E ve 2008/4600K sayılı kararı ile yedek subay öğretmen olarak yerine getirilen muvazzaf askerlik yükümlülüğü dâhil, aylıksız izinde geçirilen sürelerin hizmet süresinden sayılmasında kazandığı hukuk zaferinin gereğine sahip çıkılmakta,

Sözleşmeli öğretmenlikte ve asker öğretmenlikte geçen sürelerin 3 yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınmasını sağlamaya çalışmakta,

Sözleşmeli öğretmen ve asker öğretmen olarak görev yapmış fakat bu görevlerinden dolayı 3 yılını doldurmadığından yöneticilik sınavlarına katılamayan öğretmenlerin hakkı aranmaktadır.

Takip edenler birliler ki aynı konuda Eğitim Bir Sen'in de bakanlığa başvurusu vardır. Başvuruyu görmek için tıklayınız.

Yani TES yıllar önce elde ettiği hukuki zaferin sonucunun burada da işletilmesini haklı olarak talep etmektedir.

Burada bahis konusu olan öğretmenlikte geçen sürenin kaç yıl olması gerektiği değildir. Yönetici olabilmek için öğretmenlikteki hizmet süresini 5 yıla da çıkarabileceğiniz gibi 24.04.2008 tarihli yönetmelikte olduğu gibi adaylığın kalkması şartına yani kısaca 1 yıla da düşürebilirsiniz. Buna yargıda idarenin tasarrufu denilmektedir.

Bu süreçlerin yaşanmaması için MEB; yeni bir genelge yayımlayarak hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu her defasında savunduğum hususu düzeltebilir ve 2 günlük ilave başvuru süresi ile bu öğretmenlerimizin de sınava katılmalarına olanak verebilir.

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber