Üç memurdan biri vasıfsız

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Kasım 2009 07:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye'de çalışma hayatının en büyük şikayetlerinden 'nitelikli işgücü' problemi, devlet kurumlarında da kendini hissettiriyor. Konuyla ilgili yapılan araştırmalar, kamuda hizmetlerin neden istenilen hızda ve kalitede yapılamadığını ortaya koyuyor.

Kalkınma yolunda en büyük servetin insan kaynakları olduğuna işaret eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, sen ben kavgası, vasıfsız işçilik ve kalitesizliğin domuz gribinden daha tehlikeli olduğunu söyledi.

Türkiye Personel Yöneticileri Der-neği'nin düzenlediği 17. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi'nde, 10 Kasım Atatürk'ü anma etkinliklerinden sonra konuşan Bakan Dinçer, Türkiye'de insan kaynaklarının çalışma hayatındaki istihdam sorunu ve kamu bürokrasisinde insan kaynakları sorunu olarak ayrı ayrı irdelenmesi gerektiğini ifade etti. 2,5 milyon memurunun yüzde 36'sının vasıfsız, yüzde 11'inin kamuya hizmet üretemez halde olduğunu açıklayan Bakan, "Artık daha fazla yatırım, daha fazla istihdam anlamına gelmiyor. 2013 yılında Türkiye nüfusunun 79 milyon olacağı tahmin ediliyor. Bu nüfusun yarısı genç olacak, bizim bu potansiyeli eğitimle değerlendirmemiz gerekiyor. İyi bir planlama yapıp geleceği teminat altına almamız lazım." dedi. Dinçer, bakanlık olarak işgücü piyasasının ve niteliğinin geliştirilmesi, eğitimin işgücüne duyarlılığının artırılması ve aktif işgücü kararlılığının devam ettirilmesi için tüm tedbirleri aldıklarını aktardı. Bakan Dinçer, şu bilgileri verdi: "Türkiye, ilk defa 2009 Haziran'ından itibaren kendi meslek standartlarını koyar hale geldi. Daha önce istihdam maliyetini azaltmak için SSK İşveren Payı'nı yüzde 5 indirmiştik. Şimdi de işe alınan 19-29 yaş arası gençlerimizin ve kadınlarımızın sosyal güvenlik primlerini 5 yıl süreyle Hazine olarak karşılıyoruz. Ayrıca 2009 yılında 140 bin kişiyi eğitime tabi tuttuk. 45 bin insanımızın evine ekmek götürmesini sağladık. Yeni teşvikler oluşturduk. Biz biliyoruz ki üreten ülke zengin olur, kimse Türkiye'deki olumlu havayı heba etmemeli." Bakan Dinçer, kamu ve özel sektör arasındaki işbirliğinin her geçen gün daha da iyi hale geldiğini, bunun uzun yıllardır beklenen bir tablo olduğunu kaydetti. Bakan, Türkiye'nin artık ufkunu dünyaya açtığını, kaynak ve zenginliklerini fark etmeye başladığını söyledi. Hükümet olarak 'insanı yaşat ki, devlet de yaşasın' felsefesini benimseyip anlayış haline getirdiklerini vurguladı.

350'yi aşkın firmanın katıldığı kongrede insan ve iş yönetimi konuları işlendi. Avrupa'nın ikinci büyük kongresi olan Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi'nde ilk gün şirket koçu Paul Z.Jackson, Ümit Boyner, Tigen Merjen, Üstün Dökmen, Alpan Manas, Hırant Kalataş, Metin Yahşi, Mehmet Tekinarslan gibi isimler konuştu. Bugünkü konuşmaların açılışını ise Turkcell CEO'su Süreyya Ciliv yapacak. Kongrede Robert Biswas-Diener, Dr. Jack Phillips, Roger Bejjani ve Azim Jamal gibi isimler konuşmacı olacak.

Özel istihdam büro yasasını tekrar Köşk'e göndereceğiz

Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, "Özel İstihdam Büroları ile ilgili hazırlanan ve bir türlü çıkmayan tasarı kanunlaşacak mı?" sorusuna "Tasarı, özel istihdam bürolarına yönelik ısrarla çıkarmayı düşündüğümüz bir kanun. Eleştirildi, köle düzeni gibi anlatıldı. Ancak biz, bütçe görüşmelerinden sonra yeniden ve herhangi değişiklik yapmadan Cumhurbaşkanı'na göndereceğiz." dedi. Engelli vatandaşların istihdamına yönelik olarak sorulan bir soruya da, bu vatandaşlara yönelik olarak insanların sahip oldukları yanlış bakış açısını değiştirmesi gerektiğini ifade etti. Bu durumun kanunla değil, sağduyuyla düzeltilebilecek bir mesele olduğunu belirtti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber