Densiz... Yavrum sen yenisin daha... Senin görüşlerin GDO'lu...
ÖNDER YILMAZ Ankara
TBMM Genel Kurulu'nda önceki gün gerçekleştirilen demokratik açılım genel görüşmeleri, ?densiz, yavrum, raydan çıktın, otobüs terminali çığırtkanı? gibi gerginlik yaratan ifadelerin yer aldığı diyalogların gölgesinde gerçekleşti. TBMM tutanaklarına yansıyan diyaloglar özetle şöyle:
Recep Tayyip Erdoğan: 1991'de toprağından edilen 1 milyon Iraklı Kürt kardeşimize kucak açan yegâne millet biz olduk. O dönemde İstanbul'da bir partinin il başkanıydım ve TIR'larla ilaç, yiyecek, gıda götürdüm.
Şahin Mengü (CHP): Hangi parti?
Erdoğan: Sana ne ya! Ne yapacaksın? Aç biraz, araştır, bak. Siyasetçisin, politikacısın, nerede siyaset yaptığımı bilirsin, araştır, bak.
Erdoğan: Semah ile elini göğe ve yere açan da biziz.
Malik Ecder Özdemir (CHP): Yalansın, yalan!
Erdoğan: Genel başkanınla beraberdik ya! Semahları beraber izledik ya! Ne densizsin ya!
* * *
Erdoğan: Bu ülkede bir hızlı tren var mı yok mu bunların haberi yoktur.
Kemal Anadol (CHP): Var, var, raydan çıktı! Kaç kişi öldü?
Erdoğan: Raydan filan çıkmadı, aynen yoluna devam ediyor. Raydan çıkan sensin, sen, raydan çıkan sensin!
Erdoğan: ?Analar tabii ki ağlayacak? diyenler, sesleniyorum şimdi: Sizin hiç oğlunuz, yavrunuz öldü mü?
Osman Durmuş (MHP): Öldü... Öldü...
Erdoğan: Biliyorum ben nelerin öldüğünü.
Durmuş: Utanın! Utanın! Bu soruyu sorarken utanmalısınız.
* * *
Erdoğan: İstismarcılar var. Hatta ?Şehitler gelsin de biraz daha fazla bağıralım? diye bekleyenler var.
Erkan Akçay (MHP): İçimiz kan ağlıyor, yazıklar olsun size!
Erdoğan: Siz yapmıyorsanız niye alınıyorsunuz yaa. Yaa, niye rahatsız oluyorsun? (CHP milletvekilleri Genel Kurul salonunu terk etti)
Ali Rıza Öztürk (CHP): Ayıp be ayıp! Başbakansın, ayıp!
Erdoğan: CHP grubuna güle güle diyorum. Siz olmadan daha rahat konuşuruz, güle güle.
Behiç Çelik (MHP): Sizin kalbiniz mühürlü. Zillet (alçalma), zillet!
Erdoğan: Çok çirkin oluyor değerli arkadaşım. Yani sen zillet içindeysen onu bilemem ama bu toplum, bu milletvekilleri asla zillet içinde değildirler.
* * *
Ömer Çelik: HEP heyetinin en ilginç görüşmesi Alparslan Türkeş ile oldu. Türkeş, ?Kızım' dediği Leyla Zana'yı muhatap aldı ve Türkler ile Kürtlerin kardeşliğinden bahsetti.
Oktay Vural (MHP): Aferin, aferin, bunları söyle. Fitneyi anlatmıyor, 36'ya bölmüyor, değil mi?
Çelik: Siz kendi teşkilatınızda ?Otur, kalk? diye emir verebilirsiniz, bu kürsüye emir veremezsiniz! Haddinizi bilin!
Hüseyin Yıldız (MHP): Devlet Bahçeli'nin adını ağzına alabilmen için abdest al gel, abdest!
Çelik: Abdestten bahsettiğinize göre bir kere Mescid-i Aksa'ya yapılanları protesto edin de bir görelim bakalım.
Mehmet Şandır (MHP): Provokatör herif!
* * *
Çelik: Bu milletin kızıl elması hiçbir zaman ırkçılık olmadı.
Ural: Sen kızıl elmayı Amasya elması zannediyorsun herhalde.
Selahattin Demirtaş (DTP): İki yıl boyunca muhalefet liderine randevu vermeyen bir Başbakan var mı?
Çelik: Başka Başbakanların ayağına Almanya'ya, Fransa'ya giden belediye başkanları el pençe divan dururken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı karşılamama densizliğine düştüler.
Demirtaş: AKP Genel Başkanı'nı karşılamamıştır.
Çelik: Her gün bu gündemin çözülmesi için, Alevi sorununun çözülmesi için, azınlık...
Yaşar Ağyüz (CHP): Aç da arşivlere bak, tutanaklara bak yavrum, sen yenisin daha. Senede bir gelirsen öğrenemezsin.
Çelik: Şu genetiği değiştirilmiş demokrasiyi, genetiği değiştirilmiş milliyetçilik anlayışını da biraz konuşalım.
Kemal Anadol (CHP): Genetiği değiştirilmiş millÓ görüş.
Akif Akkuş (MHP): İslamı bile değiştirmeye kalktınız.
* * *
Şahin Mengü (CHP): On dakika daha verin.
Ufuk Uras (Bağımsız): Bağırmaya gerek yok. Bağıranlar en haklı olsaydı otobüs terminallerindeki çığırtkanların en haklı meslek grubu olması gerekirdi.
Mengü: Saygısızlık etme!
Uras: Yani, biz 10 Kasım gibi bir özel gündemde milletvekilliğimizi unutup ?aç aç' gecesinde kendimizi zanneden milletvekillerinden değiliz.
Muharrem İnce (CHP): AKP'nin alkışlamasından çok memnunsun galiba! Yazıklar olsun sana!
Uras: Bağırmayın arkadaşım!
İnce: ÖDP'yi bitirdin yakında AKP'ye geçersin sen, belli oldu. Kesin, sen AKP'ye geçiyorsun.
Uras: Hâlâ yalan söylemeye devam ediyorsunuz.