Erdoğan Memur-Sen'in düzenlediği kongrede konuştu

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 25 Ocak 2010 12:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da, Memur-Sen'in düzenlediği, ?Uluslararası Demokrasi Kongresi?nin açılışında konuşuyor. Erdoğan, konuşmasında İsmet İnönü'ye diktatör benzetmesinde bulundu. İşte konuşmasından satır başları:

- Bu tartışmalar ibretlik tartışmalardır. Arşivden çıkarttım. Merhum Adnan Menderes'i idama götüren, 40 yıl önceki manşetlerle, bugün atılan manşetler arasında fark bulamazsınız. Özal'a yapılan iftiralar, hakkında yazılan yazılar, ki bazıları hala köşelerinde yazıyorlar. Bugünküler arasında fark bulamazsınız. 40 yıl önceki, 15-20 yıl önceki iftiralar senaryolarla bugünkülerin nasıl paralellik arz ettiğini şaşırarak izliyorsunuz, izliyoruz.

- Çok partili demokratik hayatımız, merhum Menderes'e çok şeyler borçlu. Bize tek parti diktatörlüğüne Türkiye gidiyor iftirasını atanlar önce aynaya bir baksınlar. Bu ülke tek parti diktatörlüğünü yaşadı, kiminle yaşadı CHP'yle yaşadı ve o diktatörlük döneminde CHP'nin il başkanları, aynı zamanlarda o ilin valisiydi, belediye başkanıydı. Şimdi hangi yüzle kalkıpta, onların o düşünce grupları bunu söyleyebiliyor. Ayıp oluyor ayıp, kendinize çeki düzen verin.

- Menderes'ten kırıldı. Yani şimdi Menderes bu noktada, milletin teveccühüne mazhar olduysa ona iftiraya yeltenemezsiniz ki. Onun için siyaset hayatımız demokrasi noktasında Menderes'e çok şeyler borçlu, ekonomik hayatımız Özal'a çok şeyler borçlu. Ak Parti iktidarıyla da AB konusunda, Türkiye demokrasisini geçmişle kıyaslanmayacak düzeyde yükseltti. Sessiz devrimlerle siyasi kurum güçlendi. Bu üç dönemde Türkiye'nin demokrasi tarihin not düşen önemli bir aşama yaşandı.

- Bu ülkede yıllar yılı bir şey konuşulur. Cumhurbaşkanı'nı halk seçsin. Bunu yapabildiler mi? Seçtiremediler. Yasal düzenlemeyi yapamadılar. Ama biz yaptık. Şimdi Cumhurbaşkanı'nı, egemenliğin kendisinde olan halk seçecek. Dediler ki 5 yıl çok. Bu süreyi indirelim. Herkes bu işe muhalefet etti. Bize kadar gelen iktidarlar 5 yılı kaldıramadılar. Ama biz geldik, 5'i 4'e indirdik. Dedik ki taze olsun, böyle gitsin bu iş. Bunu biz yaptık. Nasıl oluyorda bunun adı sivil faşizm oluyor?

BU İŞ TAHAMMÜL İSTER

- Onlar koltuğa yapışmak istedikleri halde, millet 5 yıl iktidarda kal dediği halde, 3.5 yıl iktidarda kaldılar, 5 yıl kalamadılar. Bu iş tahammül, başarı ister. Eğer bu becerin varsa o zaman buna tahammül edersin. Fakat biz çok çirkin kampanyalara maruz kaldık. Partimizi kurduğumuz günden beri, iktidara geldiğimiz günden beri, bizimle ilgili iddiaların tamamı sanaldır, yapaydır.

- Bakınız çok tipik güncel bir örneği sizlerle paylaşmak istiyorum. 2008'de İstanbul'da Muhsin Ertuğrul sahnesini yeniden yapmak üzere çalışmalara başladık. Aslında IMF ve Dünya Kongresi'ni yapabilecek bir merkez kurmamız gerekiyor ve bu merkez İstanbul'da yok.

- En sonunda kongre vadisi dediğimiz, Lütfi Kırdar yanında, Hilton ile o arada, burada yerin altına girelim ve devasa bir kongre merkezi kuralım dedik.

- 7 kat yerin altında, 5 kat yerin üstünde, yaklaşık 120 bin metrekarelik, bir devasa İstanbul Kongre Merkezi'ni 13 ayda bitirdik. 300 trilyonun üzerinde masrafımız oldu. Bunu yaparken hemen yanı başında Muhsin Ertuğrul var. O da çok cüce bir tiyatro sahnesi. Dedik ki bunu da büyükçe bir tiyatro sahnesini kuralım dedik ve sahneyi yıkma kararı aldık. Biz ilk kazmayı vurduk. Belli kesimler bana partime hükümetime vurmaya başladılar. İddaya bakar mısınız?

- Biz orada tiyatroyu yıkacakmışız, oraya cami inşa edecekmişiz. Bu sizlere gülünç komik gelebilir. Ama köşe yazarları dahi bunu köşelerine taşıdılar. Şu anda işte önceki hafta açılışını yaptık. Orada Türkiye'nin İstanbul'un en modern tiyatro binalarından biri yükseldi.

- Bunu tipik bir örnek olduğu için dikkatlerinize getirdim. 7 yıldır yapılan hep bu olmuştur. Türkiye'yi bölünmüş yol ağlarıyla örüyoruz. 79 senede 6 bin bölünmüş yol yapıldı biz bu 7 seneye 11 bin kilometre bölünmüş yol yaptık.

- Başbakan böyle diyor ama bu yollar hep çukur, hep dökülüyor. Yahu insaf be. Şurada Cumartesi günü, meşhur Elmadağ Ölüm Rampalarının açılışını yaptık. Bunu söyleyenler, yazanlar çizenler, oradan geçeceksiniz. O ölüm rampalarının hayat hikayesi neydi? Ne hayatlar söndü. Gör köşende bir yaz be. Yazmaz. Niye? İşte bu cibilliyetin gereği.

- Dün kar bora fırtına demeden Bozüyük'teydik. 127 kilometrelik yolun açılışını yaptık. Bazı bölümler, 3 gidiş 3 geliş, bazıları 2 gidiş 2 geliş ve iki tane tünel de var, Ertuğrul ve Osmangazi tünelleri. O virajları hatırlayın. Zaten kış mevsiminin büyük bir bölümünde oralar çalışmazdı.

- Bu hizmetler nasıl yapılıyor? Neydi ne oldu? Biz iktidara geldik bu iş başlamış durmuş, yüzde 20'si yapılmış. Yüzde 80'nini iki yıl içerisinde bitirdik. Çünkü müteahhitlerle her şey kopmuş oralara gelmiş. Bütün bunlar bir azmin neticesi.

- Bize karşı vicdansız saldırıyı yürütüyorlar. Kitlelere korku empoze ediliyor. Tedirginlik verilmek isteniyor. Bunlar gelirse laiklik elden gidecek. Bizim yaşam şeklimiz değişecek.

- Bunu 4.5 yıl İstanbul'a belediye başkanıyken de aynı şeyleri aynı iftiraları söylediler.

- Şimdi bunlar gelecek, İstanbul'da otobüste ayrılacak, kadınlar erkekler ayrı bölümlere oturtulacak. İftira kampanyası. Hatta bunlar trenden, afedersiniz başı açık olanları atacaklar. Bunları dediler.

- Yahu 7 yıl oldu, neyin değişti? Yaşamında ne değişti? Ekonomik olarak yaşam koşulların daha iyiye gitti. Ülke şantiye haline geldi. Türkiye'nin ekonomisi 1. sırada. Avrupa'da . sırada. Bütün bunları gör. Devletin borçlanma faizi yüzde 63'ken 7'ye kadar indi. Bankalar fonlara devredilmedi mi? Ama şimdi böyle bir şey yok. Niye? Çünkü biz demokrasi ve ekonomiyi at başı götürdük.

- Hangi meseleyi el atsanız önünüze korku tüccarları çıkıyor. Bu ülkede bazı etnik grupların sorunu var mı var. Herkesin ortak fikri. Ama hadi çözelim dediğiniz zaman engelle karşılaşıyorsunuz.

TERÖRÜ ÇÖZMEYE KİMSE YANAŞMIYOR

- Bu ülkede terör meselesi var mı? Evet var. Hadi gelin çözelim dediğinizde, öyle fırtınalara koparılıyor ki bilindik yöntemlere başvuruyorsunuz.

- Ülkemizde azınlıkların meseleleri var mı? Ekonomik sorunlar var mı? Türkiye'de ayak bağı olan bir çok sorun var. Çözelim dediğiniz anda ortada hiç kimseyi bulamıyorsunuz.

- Bu ülkede Anayasa sorunu var mı? Evet var burada da hem fikiriz. Herkes hem fikir. Anayasa'nın belli bölümünden şikayetçi. Türkiye'ye yakışan anayasa'yı yapalım diyorsunuz. Hayır biz yanaşmayız, yanaştırmayız diyorlar.

- Çünkü bir 367 deneyimi, 411 deneyimi yaşandı. Onun için çekiniyorlar. Bu ülkede yasama organının yetkisine müdahalenin olduğunu görüyor halk, bu sıkıntı veriyor.

- Değişime dönüşüme her türlü yeniliğe kapalı bir Türkiye nasıl gelişecek? Kürsüye çıkan herkes demokrasi diyor. Ama iş uygulamaya geldiğinde ortaya engeller bariyerler çıkıyor. Ülkenin gündemi değişik mecralara gidiyor.

- Şu anda köşelerinde, koalisyon dönemlerine methiyeler dizenler var.

- Mütekait siyasetçiler var. Bu ülkede aylarca Bakanlar Kurulu toplanamadı. Toplantıyı Başbakanlık'ta mı evde mi hastanede mi yapalım. Gazeteler bunları yazdı çizdi. Aynı kabinenin bakanları gazete sayfalarında günlerce haftalarca birbirlerine topa tutuyor. Partilerin biri bir tarafa, diğeri bir tarafa çekiyordu. Ekonomik politika, dış politika deseniz hak getire. Koalisyonlar bırakın milleti, kendi dertlerine çare bulamıyordu. Anayasa'lar fırlatılıyordu. Bunları gördü bu ülke. Koalisyon demek, istikrarsızlık erken seçim demekti.

- Bu ülkede 16 ayda bir hükümet kuruldu. Böyle bir ülkede istikrar olur mu?

- Hemen erken seçim diye bağırıyorlar. Ne zamansa tarih o zaman olacak. Boşuna böyle bir özlemin içine girmeyin. Türkiye'de güçlü bir siyaset var.

-Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın. Bunlar kendileri unutuyor, herkesi de unuttu zannediyorlar.

- İrtica dediler tutmadı, laiklik elden gidecek dediler tutmadı, takiyye dediler tutmadı, ihanet hıyanet dediler tutmadı. Bundan sonra da ne yaparlarsa yapsınlar, ne derlerse desinler tutmayacak.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber