Danıştay, bu dosyayı 3 yıldır görüşmüyor

Kaynak : Yeni Asya
Haber Giriş : 30 Mart 2010 09:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TEKEL işçilerinin de aralarında bulunduğu geçici personelin 4/c'ye geçişlerinin iptaline ilişkin başvuruyu, hemen kararlaştıran Danıştay, ÖİB'ca ihalesi yapılan TCDD'ye ait, İzmir, Bandırma, Derince ve Samsun limanlarının özelleştirilmesini yaklaşık 3 yıldır tozlu raflarında bekletiyor

CAHİT SARAÇOĞLU / ANKARA

Ekonomi, küresel krizden ne kadar az hasarla çıkarsa çıksın, hukuki süreçler rayında yürümeyerek ekonominin önünün tıkanmasına neden olduğu Danıştay'ın kararlarında daha net ortaya çıkıyor. Türkiye bir yandan ekonomik krizin etkilerini hafifletmeye çalışırken, bir yandan da ihalesini tamamladığı, özelleştirmelerinin onaylanması için Danıştay'ın kararını bekliyor.

DEVİR SÜRECİ İÇİN ASKIDA

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca (ÖİB) TCDD'ye ait limanlardan İzmir, Bandırma, Derince ve Samsun limanlarının özelleştirme ihaleleri gerçekleştirilirken, imtiyaz sözleşmesi taslakları Danıştay'da bekliyor. ÖİB, bu sürecin ivme kazanmasını ve söz konusu limanların devir sürecine girmesini bekliyor.

EN BÜYÜĞÜ EN ÇOK BEKLEYENİ

Limanların ilki ve en büyüğü İzmir Limanı olurken, limanının özelleştirilmesine ilişkin ihaleye 2006 yılı başında çıkıldı. İhale süreci 2007 yılı Mayıs ayında yapılan nihai pazarlık görüşmeleri ile tamamlandı. İhalede en yüksek teklifi 1 milyar 275 milyon dolarla Global-Hutchison-Ege İhracatçı Birlikleri Liman Hizmetleri ve Taşımacılık AŞ. Ortak Girişim Grubu verdi. Karar 2007'nin Temmuz'unda çıktı ve sözleşmei paraflanarak Danıştay'a gönderildi. Danıştay ise 33 aya yakın süredir sözleşmeyi inceliyor.

2007'DEN BERİ DERİNCE DURUYOR

Derince Limanı'nın özelleştirilmesine ilişkin ilk ihaleye 2007 yılını Haziran ayında çıkıldı ve aynı yılın Eylül ayında ihale gerçekleştirildi. İhaleyi Türkerler Ortak Girişim Grubu kazandı. Derince Limanı da yaklaşık 30 aydır Danıştay'dan onay bekleniyor.

Balıkesir Bandırma vakit geçti aldırma

Bandırma Liman'ının özelleştirilmesine ilişkin 2008 yılı Şubat ayında ilana çıkıldı. 2008 Mayıs ayında da satışı 175,5 milyon dolara Çelebi Ortak Girişim Grubuna yapıldı. Bandırma Limanı'nın ÖYK kararı ise Eylül-2008'de alındı ve imtiyaz sözleşmesi Danıştay'a iletildi. Bu durumda Bandırma'nın sözleşmesi de 18 aydır inceleniyor. Liman, Marmara Denizi'nin güney kıyısında konuşlanıyor. Marmara Bölgesi'nin dökme yük ithalat ve ihracat kapılarından biri konumunda bulunuyor. Samsun Limanı da, Bandırma Limanı ile aynı tarihlerde ilana çıkıp aynı tarihlerde 125,2 milyon dolar bedelle Ceynak Lojistik ve Ticaret A.Ş'ye satıldı. Yine Eylül-2008'de ÖYK kararı çıkan satışın imtiyaz sözleşmesi Danıştay'a gönderildi ve 18 aydır Danıştay'dan onayı bekleniyor.

İmtiyaz sözleşmeleri için görüşü alınıyor

4046 sayılı Özelleştirme Kanununun 15'inci maddesi ile Anayasa'nın 155 maddesinin 2. fıkrası gereği imtiyaz sözleşmeleri Danıştay'a görüş alınmak üzere gönderiliyor. 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu'nun 15'inci maddesinde Kamu İktisadi Kuruluşları'nın (KİK) tekel niteliğindeki mal ve hizmet üretim faaliyetleri imtiyaz sayılıyor. Bu kapsamda TCDD'de de ana statüsü itibariyle KİK olduğu için bu kuruluşun sözleşmeleri için de Danıştay görüşü alınıyor.

Tavır bilimsel araştırma konusu oldu

Danıştay'ın özelleştirme ihaleleri ve imtiyaz sözleşmeleri için yapılan başvurular ile açılan davalardaki tavrı bilimsel bir araştırmanın da konusu oldu. Türkiye ve Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) adına Sabancı Üniversitesi İzak Atiyas ve Bilgi Üniversitesi Burak Oder'in "Türkiye'de Özelleştirmenin Hukuk ve Ekonomisi" adlı araştırma çalışmasında örnek davalar incelendi. Araştırmada, Aktaş Elektrik 1 ve 2, İskenderun, Mersin ve Çeşme Limanı özelleştirmeleri, Tüpraş özelleştirmesi, araç muayene istasyonlarının devri ile ilgili imtiyaz sözleşmesi, SEKA özelleştirmeleri, Çitosan, elektrik sektöründe özelleştirme yöntemi, Türk Telekom, Enka Doğalgaz Kombine çevrim santrali ile Başak Sigorta kararları mercek altına alındı. Türkiye'de özelleştirmelerin ciddi bir öğrenme sürecinden geçtiği ifade edilen araştırmada, anayasal düzeyde özelleştirmenin önünde engel bulunmadığına dikkat çekildi.

Kamu hizmeti özel sektörce verilebilir

Araştırmalarda yasal zemini iyi hazırlanıp kamu yararı ile ilgili sorunlar konusunda yeterli önlem alındıktan sonra, kamu hizmeti olarak görülen hizmetlerin de özel sektörce verilebileceği ifade edildi. Araştırmada limanlarla ilgili sorunlara da işaret edilirken, özetle şu tespitlere yer verildi: "Birçok ülkede limanları denetleyen düzenleyici otorite bulunuyor. Bazı ülkelerde ise otorite yok ama yeterli yasal çerçeve var. Türkiye'de liman özelleştirmeleriyle ilgili ne otorite ne çerçeve var. Kamu yararını korumaya yönelik önlemler ihale dokümanlarına kalıyor. Gerekli denetlemeler de özelleştirme sırasında ancak yapılabiliyor."

17 günde karara bağlanan dava

TEKEL işçilerinin aralarında bulunduğu geçici personelin 4/c'ye geçişlerinin iptaline ilişkin TEK GIDA-İŞ Sendikası'nın 13 Şubat 2010 tarihinde yaptığı başvuruyu, 17 gün sonra 2 Mart 2010 tarihinde kararlaştıran Danıştay, ekonomiye hareket getirecek bir çok kararında aynı refleksi göstermiyor. Liman özelleştirmelerini neredeyse 3 yıldır bekleterek onaylamayan Danıştay, Toprak Grubu'nun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) olan borçlarının takibinin kaldığı yerden devamına ilişkin 13 Ağustos 2009 tarihli TMSF kararının ve 31 Ağustos 2009 tarihli ödemeye çağrı mektubunun yürütmesinin durdurulması isteminin reddine yapılan itirazı çok kısa sürede kabul etmişti. Yine YÖK'ün katsayı kararının iptalinde de benzer hızda davranarak ÖSS sınavında gençler arasında önemli bir haksızlığın doğmasına yol açan Danıştay'ın hatırlarda kalacak 'hızlı' kararlarından bir diğeri de hakkında 4.9 milyar TL vergi aslı ve borcu çıkarılan Doğan Yayın Holding A.Ş'nin yürütmenin durdurulması için açtığı davayı reddeden mahkemenin kararını şirket lehine yürütmesinin durdurulması oldu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber