Halkın siyasi eğilimleri değişiyor

Haber Giriş : 26 Mayıs 2010 07:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türk halkı sağa yaklaşıp AB'den uzaklaşıyor

65 ilde yapılan anketten ilgi çekici sonuçlar çıktı

Prof. Çarkoğlu ile Prof. Kalaycıoğlu tarafından hazırlanan rapora göre Türk halkının sadece yüzde 28'i demokrasiden memnun, yüzde 41'i artık AB'yi istemiyor.

Halkın siyasi eğilimleri önceki yıllara göre sağa kayıyor

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu tarafından Uluslararası Sosyal Saha Çalışmaları Programı kapsamında hazırlanan 'Türkiye'de Toplumsal Eşitsizlik' başlıklı rapor ilgi çekti. 65 il ve ilçe merkezinde yapılan ve bin 569 kişinin katıldığı anketin sonuçları şöyle:

Demokrasiden memnun değiliz

Ankete katılanlara yöneltilen bir soru ise 'Demokrasiden tatmin'. Türkiye'deki demokrasiden memnun olanların oranı sadece yüzde 28. Oysa 2007'de bu oran yüzde 52 olarak belirlenmiş. Memnun olmayanların orası ise 2009'de yüzde 50'ye yükselirken 2007'de bu oran yüzde 29 olarak ortaya konulmuştu.

AB'yi istemiyoruz

Avrupa Birliği'ne bakışın da değiştiği ankette göze çarpıyor. AB'ye destek verenlerin oranı Ekim-Kasım 2009'de yüzde 46'ya düşerken AB'ye hayır diyenlerin oranı yüzde 41'e çıkıyor. Oysa Aralık 2008-Şubat 2009'da AB'ye destek verenlerin oranı yüzde 56 olarak belirlenmişti.

Sol düşüyor sağ yükseliyor

Yine ankette seçmenin sağ ve sol ideolojik düzlemde dağılımı da ele alındı. Buna göre ankete katılanların yüzde 34.2'si kendisini sağda görürken bu oran 1990'da yüzde 22.7. Kendisi solda görenlerin oranı yüzde 13.2 olarak ortaya çıkarken bu oran 1990'da yüzde 21.8.

Araştırmaya katılanlara göre hayatta yükselmenin yolu doğru kişileri tanımaktan geçiyor. Yükselmek için kişinin kendi çalışmasının önemli olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 95'i bulurken bunu doğru kişileri tanımak yüzde 89 ile takip ediyor. Yanıt verenlerin yüzde 86'sı kişilerin ebeveynlerinin eğitimli olması ve yüzde 83'ü ise bireyin hırslı olmasının hayatta yükselmenin koşulları arasında görüyor. Yine katılanların yüzde 49'u siyasetçileri tanımanın hayatta başarılı olmak için doğuştan kazanılan kültürel öğelerden iki misli önemli olduğunu belirtiyor.

?Zirveye ulaşmak için yolsuzluğa bulaşmak şart'

Katılımcıların yüzde 53'ü yolsuzluğa bulaşmadan bireyin toplumda zirve olarak adlandırılan bir konuma ulaşamayacağını ifade ediyor. Deneklerin sadece dörtte biri bu görüşü kabul etmediğini belirtiliyor. Hak etmeyenlerin toplumda yükseldiği algısı deneklerin yarısı tarafından kabul gördü. Çalışmanın bir başka dikkat çeken yanı ise uzlaşmayla ilgili. Büyük çoğunluğa göre (yüzde 72) yoksullar ve varlıklılar arasında güçlü düzeyde uzlaşmazlık var.

?Bakanlar haklarından çok doktorlar az para kazanıyor'

Ankette ilginç bir soru da katılımcılara yöneltildi. Katılımcılardan farklı işler için ideal kazanç ve ödendiğirni düşündükleri kazancı belirtmeleri istendi. Ankete katılanlara göre ortalama olarak bakanlar hakettiklerinde 2 bin 600 lira daha fazla para alırken, pratisyen hekimler hakettiklerinden 450 TL daha az para kazanıyor. Her üç katılımcıdan ikisi de geliri yüksek olanlar daha çok vergi veremesini istiyor.

Meltem GÜNAY / VATAN


* Türkiye'de seçmen son dokuz yıl içinde sağa kaydı. 1990'da solda yer aldığını söyleyenler yüzde 21.8 iken, 2009'da bu oran yüzde 13.2'ye düştü. Sağda yer alanların oranı ise aynı sürede yüzde 22.7'den yüzde 34.2'ye çıktı * 2007'de 'demokrasiden memnun değilim' diyenler yüzde 29 iken bu oran 2009'da yüzde 50'ye yükseldi. 'Referandumda AB üyeliğine destek verir misiniz?' sorusuna 'evet' yanıtı verenlerin oranı yüzde 46, 'Hayır' diyenlerin oranı ise yüzde 41

İSTANBUL - Türkiye'de seçmen sağ - sol ideolojik düzleminde son dokuz yıl içinde sağa kaydı. 1990'da yüzde solda yer aldığını söylenler yüzde 21.8 iken, 2009'da bu oran yüzde 13.2'ye düştü. Sağda yer alanların oranı ise aynı süre içinde yüzde 22.7'den dokuz yılda 34.2'ye çıktı. Öte yandan demokrasiden memnuniyet de giderek düşüyor. 2007'de demokrasiden memnun değilim diyenler yüzde 29 iken bu oran yüzde 50'ye yükseldi.

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, 45 ülkede bir veri toplama çalışması olarak yapılan Uluslararası Sosyal Saha Çalışmaları Programı (International Social Survey Program-ISSP) kapsamında, ?Türkiye'de Toplumsal Eşitsizlik' başlıklı bir rapor hazırladı. Araştırma Ekim-Aralık 2009'da 65 ilde yaklaşık 1600 haneyle görüşürülerek hazırlandı. Kalaycı ve Çarkoğlu toplumsal eşitsizliğin yanı sıra ?Nereye gidiyoruz' başlığı altında AB üyeliği, seçmenin sağ-sol ideolojik düzleminde dağılımı ve demokrasiden tatmine dair sonuçları da önceki yıllarla karşılaştırmaları olarak ortaya koydu. Raporun sonuçları şöyle :

* 1990'da solda yer alanların oranı yüzde 21.8 iken, 2009'da bu oran yüzde 13.2. 1990'da sağda olanların oranı yüzde 22.7 iken 2009'da bu oran 34.2'ye çıktı.

* Referandum'da' AB üyeliğine destek veririm' diyenler yüzde 46, ?hayır' diyenler yüzde 41.

* ?Demokrasiden memnunum' diyenler 2007'de yüzde 52 iken, 2009'da yüzde 28'e düştü. 2007'de demokrasiden memnun olmayanların oranı yüzde 29 iken 2009'da bu oran yüzde 50'ye çıktı.

* Araştırmaya katılanlardan yüzde 38.9'u hiç çalışmadığını belirtiyor.

* Katılımcıların yüzde 48'i sadece zenginlerin üniversite eğitim masrafını karşılayabileceğini düşünüyor.

* ?Kişilerin gelirleri arasındaki fark çok büyük' diyenlerin oranı yüzde 92. Yüzde 90 ?Hükümetin sorumluluğu farkı indirmek' diyor.

* Yüzde 91'i ?hükümet işsizlere geçinebilecek kadar gelir temin etmek zorunda ? diyor.

* Araştırmaya katılanların yüzde 36'sına göre Türkiye, en üstte küçük bir seçkinler zümresi, ortada çok az kimsenin bulunduğu ve büyük bir çoğunluğun en altta olduğu toplum türü. Yüzde 52'si Türkiye'de insanların çoğunun ortada olduğu toplum türü olması gerektiğini söylüyor.

* Deneklerin yüzde 59'unun babaları kendi sahibi oldukları işlerde çalışmış. Deneklerin kendi işinde çalışma oranı ise sadece 22. En fazla çalışılan yer yüzde 26 ile özel işyerleri.

* Araştırmaya katılanların yüzde 88.7'sinin annesi ücretli hiçbir işte çalışmamış. Bir nesil sonra yani annelerin kızlarının hiçbir ücretli işte çalışmama oranı yüzde 67.2'ye düşüyor. Kadınların işgücüne katılımı yüzde 20 arttı.

* Araştırmaya katılan Kürt kökenlilerin bireysel olarak Türklere göre daha fazla ayrımcılığa uğradıklarını düşünmüyor. Ancak soru genel olarak yani ?Azınlıkta kalan etnik kimlikler ayrımcılığa uğruyor mu?' şeklinde sorulduğunda, Türklere göre daha ?Evet' yanıtı veriyorlar.

* Aleviler de bireysel olarak uğradığını düşündüğü ayrımcılık konusunda Alevi olmayanlardan farklı bir tablo ortaya koymuyor. Yine genel olarak ?sayıları daha az olan mezhep üyeleri daha aza razı olmak zorunda bırakılıyor mu?' sorusuna Aleviler daha yüksek oranda ?evet' diyor

UMAY AKTAŞ SALMAN (Radikal)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber