Otomotiv sektörü, 600 bin kişiye istihdam sağlayacak

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 24 Ağustos 2010 10:06, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Denetim ve danışmanlık firması Ernst & Young'ın hazırladığı 'Otomotiv Sektörü Raporu'na göre Türkiye, önümüzdeki yıllarda bu alanda 'parlayan yıldız' olmaya devam edecek. Türkiye'de önümüzdeki yıllarda düşük araç yoğunluğu ve hızlı nüfus artışı dolayısıyla sektörün cazibesi artacak. Şirketin Türkiye Vergi Bölüm Başkanı Mustafa Çamlıca, "Türk otomotiv endüstrisinin 2012 yılına kadar 1,1 milyon adet üretime ulaşacağına ve 600 bin kişiye istihdam sağlayacağına inanıyoruz." dedi.

Raporda, sektör bazında Orta ve Doğu Avrupa'da en büyük büyüme potansiyeline sahip olan ülkenin Türkiye olduğu vurgulandı. Raporun ortaya çıkardığı verileri değerlendiren Ernst & Young Türkiye Vergi Bölüm Başkanı Mustafa Çamlıca, nüfusun 76 milyonu aşmasına rağmen kişi başına düşen otomobil sayısının en az Türkiye'de olduğuna işaret etti. Ortalama otomobil yaşının 16 olduğunu ve bununla birlikte, ülke ekonomisindeki dalgalanmalar nedeniyle pazar potansiyelinin tam olarak değerlendirilemediğini belirtti.

Mustafa Çamlıca, 'hurda araç teşviki' sayesinde, 2003-2004 döneminde yeni binek otomobil satışları tavan yaparak 678 bin adede ulaştığını kaydetti. İç piyasada otomobil satışlarının 2008'de yüzde 17 oranında düşerek 494 bin 569 adede gerilediğini ancak 2009'da yaklaşık yüzde 13 artarak 557 bin adedi aştığını aktardı. 2009 yılında ekonomik krizin etkisiyle üretimin yüzde 20 düştüğünü kaydetti. 2008 yılında Türkiye'deki hafif araç üretimi yaklaşık 1 milyon 100 bin 198 adet seviyesindeydi.

Türkiye'nin sunduğu fırsatların yanında makroekonomik beklentilerin karşılanmasındaki zorlukların da ortaya konduğu raporda; uzun vadeli faiz oranlarının hâlâ yüzde 10'nun üzerinde olduğu ifade edildi. Cari işlemler dengesinin halen negatif değerini koruduğu, ekonominin büyük sermaye girişlerine çok bağımlı olduğu, coğrafi konumunun bazı ülkelere ihracatı tehlikeye sokabileceği dile getirildi.

Raporda, bunlarla birlikte Türkiye'nin güçlü sanayi temeli ve AB standartlarına ulaşma çabalarının, otomotiv üreticileri nezdinde cazip bir yatırım lokasyonu olmasını sağladığına da işaret edildi. Raporda bu avantajlar şöyle aktarıldı:

? Hyundai, Avrupa pazarına daha yakın olmak amacıyla ve Hindistan'daki işgücü uyuşmazlıkları nedeniyle, i20 üretiminin bir bölümünü Türkiye'ye taşımaya karar vermiştir.

? Çinli otomotiv üreticisi Chery, 2009 yılının Mart ayında iç pazara ve Doğu Avrupa'ya satış yapmak amacıyla, Türkiye'de tesis kuracağını açıklamıştır. Çinli Dongfeng Motor ise yeni binek otomobil üretim tesisine yatırım yapmayı planlamaktadır.

? Araç farı ve elektronik oto aksamı üreticisi Hella, kaydadeğer büyüklükteki satış sonrası (aftermarket) işlerden pay alabilmek için, İstanbul'da araç parçası ticareti yapan bir Türk firmasının yüzde 49'unu 2009'un Ocak ayında satın almıştır.

? 2008 yılı Ekim ayında Lamborghini İstanbul'da ilk showroom'unu açmıştır. Türkiye'nin Avrupa ve Asya arasındaki stratejik konumu nedeniyle, Lamborghini ülkeyi büyüme stratejisinin önemli bir parçası olarak görmektedir.

? Diğer üreticilerin yatırım planlarının aksine, Honda, şu anda krizden etkilenen Rusya pazarına satış yapmayı planlamış olduğu Türkiye'deki ek tesislerinin yapımını ertelemeyi düşünmektedir.

? Düşük araç yoğunluğu (1000 kişiye düşen otomobil sayısı) ve hızlı nüfus artışının sektördeki en büyük fırsatlar.

? Türkiye'nin oldukça küçük olan otomobil parkı (7,1 milyon binek otomobil) ve yüksek nüfusu önemli bir büyüme potansiyeline işaret etmektedir.

? Köklü bir geçmişi olan yabancı otomotiv endüstrisinin varlığı ve yapısal reformlar, yabancı OEM'lerin (Orijinal Ekipman İmalatçıları) piyasaya daha kolay girmelerini ve üretimi artırmalarını sağlamaktadır.

? Sektör, yaklaşık 15 yabancı OEM projesi ve 700'ü aşan yabancı tedarikçiyle, yeni tesislerin kolaylıkla kurulabileceği olgunluğa erişmiştir.

? Birçok Avrupa ülkesine kıyasla, Türkiye'de işçilik maliyetleri daha düşüktür, yetişmiş işgücü ve oldukça gelişmiş teknolojik altyapı imkânları vardır.

? 2005 yılında yürürlüğe giren vergi reformundan sonra değiştirilen ve mükellefler için vergi konusundaki uygulamalara açıklık getiren mevcut kurumlar vergisi kanunu (yüzde 20 sabit vergi oranı) yatırım ortamını teşvik edecektir (örneğin: örtülü sermaye, transfer fiyatlandırma, yurtdışı vergilerin mahsubu, iştirak kazancı istisnası uygulamaları)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber