TÜSİAD: Üretken nüfusumuz artıyor fırsatı kaçırmayalım

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 06 Kasım 2010 08:47, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TÜSİAD hazırladığı raporla, nüfusa ilişkin projeksiyonlar yaparken Başkan Ümit Boyner, nüfus artış hızının düşmesiyle birlikte ?üretken nüfusun' arttığına dikkat çekti. Ülkelerin tarihlerinde bir kez yakalayabildiği bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini söyleyen Boyner, üretken nüfusun payının yüzde 68 ile 2020'de en yüksek noktaya çıkacağını, 2041'den sonra ise fırsatın kaçacağına vurguladı.

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile ortaklaşa, iki rapor birden hazırlayarak, nüfus ve eğitim konularına dikkat çekti. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, ?2050'ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim, İşgücü, Sağlık ve Sosyal Güvenlik Sistemlerine Yansımalar? başlıklı raporun sonuçlarını değerlendirirken, değişen nüfus yapısı ile bir kez yakalanabilecek olan fırsatın kaçırılmaması gerektiğini vurguladı.

Yaş yapısı değişiyor

Türkiye'de nüfus artış hızının düşerek gelişmiş ülke düzeylerinin yakalandığını hatırlatan Boyner, şu noktaya dikkat çekti: ?Bundan sonra nüfus ancak kendini yeniden üreten bir hızla artacak, sabitleşmeye doğru gidecek. En önemli gelişme nüfusun yaş yapısında yaşanıyor. Gençlerin toplam nüfus içindeki payı düşüyor. Çalışma çağındaki nüfus veya üretken nüfus olarak adlandırdığımız grup artıyor ve artmaya devam edecek. Yaşlı nüfus da sürekli artıyor. Değişmekte olan bu demografik yapı beraberinde hem bazı fırsatlar getiriyor hem de bazı sorunlar yaratıyor.?

2041'de 65 milyon işgücü

Çalışma çağındaki nüfusun yüksek değerlere ulaşmasının ülkelerin tarihlerinde bir kez oluşan bir durum olduğunu ve bunun, üretimi artırabilmek için çok önemli bir fırsat olduğunu belirten Boyner, şu verileri paylaştı: ?Çalışma çağındaki nüfusun toplam nüfus içerisindeki payı 2020 yılında yüzde 68 ile en yüksek değerini alacak. 2020'den sonra oransal olarak azalmaya başlasa da sayıca 2041 yılına kadar artmaya devam ederek, 65 milyona ulaşması bekleniyor. Bu tarihten sonra ise azalmaya başlayacak ve böylece ?Demografik Fırsat Penceresi' ortadan kalkacak.?

Tarihi fırsat penceresi

Sabit nüfus yapısının yanı sıra işgücünün ve hane halkı sayısının artmaya devam edeceği bu dönemde, kişi başına geliri hızla artırabilmenin ve aynı sayıda yurttaşa nitelikli hizmet verebilmenin mümkün olduğunu anlatan Boyner, sözlerine şöyle devam etti: ?Ülkelerin tarihlerinde sadece bir kez karşılaşılabilen Demografik Fırsat Penceresi'nden yararlanma yolunda, ?istihdam yaratma' çok temel bir mücadele alanı. Makroekonomik istikrarın sağlandığı kuvvetli bir ekonomik büyüme, üretkenlik artışı ve yatırımlar, bunun yanında nitelikli eğitimle işgücü piyasasında vasıf uyumu sağlanması ve işgücü piyasasında istihdam dostu düzenlemeler gerekiyor.?

?Azalan nüfus' avantajı geliyor

ÜMİT Boyner, ?2050'ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış? raporunun ortaya koyduğu sonuçları da şöyle değerlendirdi:

SORUNLAR

Türkiye, okullaşma oranları ve ilköğretimde cinsiyet eşitliği gibi eğitim göstergelerinde ilerlemeler kaydetmesine karşın halen birçok alanda arzu ettiğimiz seviyede değil.

15 yaş üzeri nüfusumuzun yüzde 10'unun okur-yazar olmaması ve bunun beşte dördünün kadın olması yakıcı bir sorun.

15-64 yaş nüfusumuzun ortalama eğitim süresi için 2010 yılı tahmini sadece 6.9 yıl. Öğrenci başına eğitim harcamaları ve GSMH'dan eğitime ayrılan paylar, gelişmiş ülke seviyesinin gerilerinde kalıyor.

FIRSATLAR

2010-2050 döneminde okul çağı nüfusunun azalması eğitim sistemi üzerindeki demografik baskıyı hafifletecek.

En hızlı nüfus azalması 3-5 yaş grubunda bekleniyor. Ortaöğretim çağ nüfusu da

2010-2015 döneminde azalacak.

Yükseköğretimde hızla büyüyen Türkiye, önümüzdeki 5 yıla, azalan bir çağ nüfusu

avantajıyla girecek.

2050'de nüfus 95-106 milyon arasında olacak

Düşük düzeyde yapılan projeksiyonlarda, Türkiye'nin 2050 nüfusu 46 milyon 762 bin erkek ve 49 milyon 647.000 kadın olmak üzere, toplam 96 milyon 409 bin kişi olarak tahmin edildi.

Yüksek düzeyde yapılan projeksiyona göre

ise erkek sayısı 52 milyon 63 bin ve 50 milyon

732 bin kadın sayısı ile toplam nüfusun 102 milyon

795 bin kişi olacak.

Toplam nüfus 2050 yılında en düşük projeksiyonda

95 milyon, en yüksek projeksiyon da ise 106 milyon olarak hesaplandı.

Eğitim sistemine ilişkin verilere göre, öğrenci başına eğitim harcamaları Türkiye'de ilköğretim için 1130, orta öğretimde 1830 dolar. Bunun OECD ortalaması ise ilköğretim için 6 bin 437 dolar iken, ortaöğretim için 8 bin 455 dolar.

2050'de gelişmiş bir ülke olabiliriz

TÜSİAD'ın 1999 yılında ilk raporunu yayınladığında sorulan?Türkiye, demografik değişimlerin sunduğu fırsatlardan yararlanabilecek ve 21'inci yüzyılda her bakımdan gelişmiş bir ülke konumuna ulaşabilecek mi? sorusunu tekrarlayan Ümit Boyner, bu konudaki görüşlerini şöyle aktardı: ?Biz, ülkemizin bu fırsattan yararlanmak için gerekli potansiyele sahip olduğuna, 2050 yılı Türkiye'sinin ekonomide, demokraside ve eğitim, istihdam, sağlık-sosyal güvenlik gibi sosyal politika alanlarında gelişmiş bir ülke olabileceğine inanıyoruz. Ancak bunun için tüm politikaların; en üst noktasında olması gerektiğine dikkat çekiyoruz.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber