MHP'li Durmuş, kanser hastalarını ABD'ye gönderiyor
ABD'den umutsuz kanser hastalarına davet
Durmuş, ABD'deki enstitünün Türk kanser hastalarına geliştirdikleri ilaçları denemek için davet yaptıklarını söyledi
Deniz GÜÇER / VATAN
Eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş TBMM Kanser Araştırma Komisyonu'yla ABD'ye gittiklerini ve buradaki enstitünün umutları azalmış Türk kanser hastalarına geliştirdikleri ilaçları denemek için davet yaptıklarını söyledi. Durmuş'a göre hastaların ömrü üç ile yedi yıl arasında uzayabiliyor.
Kasım ayı ortasında Washington'a ziyarette bulunan TBMM Kanser Araştırma Komisyonu üyesi, eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş, ?National İnstitutes of Health, deneysel ilaçları kabul eden son dönem kanser hastalarına kapılarını açıyor.
Burada tedavi görmek isteyenlerin benimle irtibat kurması yeterli olacaktır? dedi. Durmuş, ABD Başkanı'nın bu araştırmaları desteklediğini belirterek, ?Burada yapılan çalışmalarda deneklerin ömrünün 3 ile 7 yıl uzadığı ortaya çıkmış. Kişinin genetik yapısını çıkarıp ona uygun bir kanser tedavisi uygulanıyor? ifadesini kullandı.
Durmuş, Washington'da komisyon olarak National İnstitutes of Health hastanesinde Naitional Human Genome Research İnstitute'ü özellikle ziyaret ettiklerini belirtti. Burada görev yapan Dr. Meral Günay Aygün isimli bir doktorun da kendilerine klinikle ilgili bilgi verdiğini belirten Durmuş, yaşanan ilginç bir gelişmeyi de şöyle anlattı:
Gönüllüye kapı açık
?ABD Başkanı Clinton'un başlattığı bir proje ile kurulan bu klinik kanserle savaş konusunda ilginç araştırmalara imza atıyor. Yeni Başkan Obama da tam destek veriyor. Ziyaretimizde heyetimize, ?Türkiye'den de hasta kabul edebiliriz' dediler.? Durmuş, kliniğe kabul edilecek hastaların kanserin son evresinde olması ve gönüllüğü kabul etmesi gerektiğini vurguladı. Eski Sağlık Bakanı, ?Burada tedavilerin ücretsiz olacağı da belirtildi. Son aşamaya gelmiş artık hiçbir tedavinin işe yaramadığı hastalarımızı kabul edecekler. Kullanılan ilaçların deneysel özellik taşıması nedeniyle gönüllülük olması gerekiyor? dedi.
Kanserde ileri evre hastaların klinikte genetik incelemesinin yapıldığını ve daha sonra buna uygun ilaçların verildiğini belirten Durmuş, ?İlaçlar tamamen kişinin kanserinin özelliğine göre veriliyor. Klinikte yapılan araştırmaya göre hastaların ömrünün 3 ile 7 sene gibi bir süre uzadığı belirtiliyor? diye konuştu.
İlgilenen bana gelsin
Durmuş, kanser türünün fark etmediğini, son safhasındaki hastaların kliniğe kabulünün sağlanabileceğini belirterek şunları söyledi, ?Henüz Türkiye'den oraya gönderdiğimiz bir hastamız yok. Ancak ben sizin aracılığınızla bu duyuruyu yapmak istedim. İlgilenen hastalar benimle irtibata geçebilirler. Hemen klinik ile bağlantı kurarak oraya gönderilmelerini sağlayacağız. Hastalara kimin refaket edeceği, nasıl gidileceği gibi detaylar klinikle konuşulacak? dedi.
Babuna olayında toplanan kanlara şiddetle itiraz ettiğini ve haklı olduğunu ifade eden Durmuş, ?Ancak bu klinik son derece güvenilir ve bilimsel bir merkez. Hem bizim insanlarımızın bundan faydalanmasını istiyorum. Hem de son günlerini konfor içinde geçirmelerinin sağlanmasını istiyorum. Dünya genelinden de bu klinikte çok sayıda hasta var zaten. Bir de kimse kendi hastası için, ?Yapılacak şu da vardı ama yapamadık' demesin, o yoksunluğu hissetmesin istiyorum. Dediğim gibi kanserin son safhasına gelmiş hastalar benimle irtibata geçebilirler? diye konuştu.
Bütçesi 30 milyar dolar
Durmuş, 4 bin kişinin çalıştığı ve yıllık araştırma bütçesi 30 milyar doları bulan enstitüde kanserli hücrelerin genlerde yarattığı değişikliklere göre ilaç tedavisi uygulandığını ve bunun tamamen kişiye, kanser türüne göre belirlendiğini anlattı. Durmuş, hastanenin bütçesinin Türkiye'deki GSMH'nin onda birine denk geldiğini belirterek, ?Hastanede aynı zamanda insanların gen haritaları da çıkarılıyor. Çok ciddi bilimsel deneyler yapılan dünyaca ünlü bir merkez? dedi. Hastaların halen deneme süresinde olan bu yeni ilaçlarla ömrünün uzatıldığını da anlatan Durmuş, kliniğin bugüne kadar Türk araştırmacılara da 26 milyon dolarlık destek verdiğini belirtti