İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü ile yapılan mülakat

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 16 Aralık 2010 10:39, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

Bu mülakat çalışması, Ömer Gültekin Yavuz Selim İÖO Müdürü Saffet KAARAYAMA'nın doktora programı çerçevesinde gerçekleştirlmiş olup, Sayın Milli Eğitim Müdürümüz Muammer YILDIZ beye düşüncelerini samimi olarak aktarması ve bu yöndeki çalışmalara verdiği desteklerden dolayı teşekkürü bir borç biliriz.

Eğitim çalışanlarımız için faydalı olacağı ve bir vizyon vereceği düşüncesi ile yayınlanmıştır.

30/11/2010

Mülakatı yapan:Saffet KARAYAMA

Osman Gazi Üniversitesi E.Y.T.P.E Dr. Programı Öğrencisi

Büyükçekmece Ömer Gültekin Yavzu Selim İlköğretim Okulu Müdürü.

Mülakat yapılan:DR. Muammer YILDIZ.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü.

Öğretim Görevlisi ve dersi:Prof. Dr. Selahattin TURAN

Liderlik Teorileri

Merhaba sayın müdürüm. Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde dr. Programı dersi bünyesinde liderlik kavramı ile ilgili bir çalışma-mülakat yapmak istiyorum.

Dr. M. YILDIZ.-Muhatap seçerken bulunduğumuz makamı ve pozisyonumu seçiyorsunuz yoksa hakikaten bulunduğu pozisyona bağlı olmadan liderlik vasfı taşıyan kişi olarak mı seçip mülakat yapmak istediniz.Yani Binlerce kurumu, öğretmeni, öğrencisi olan bir kurumun başındaki kişi olduğumdan dolayımı yoksa karakter ve kişilik olarak liderlik vasfına sahip olduğumu düşündüğünüz için mi benimle mülakat yapmayı tercih ettiniz.Literatürü tarayan ve bu konuda çalışma yapan bir arkadaşınız olarak tersinden başlayarak bu soruyu ben size sormak istiyorum.

S.KARAYAMA.Böyle bir soruyla başladığınız için size özellikle teşekkür ediyorum.(gülme) Benim özellikle yaptığım bir seçimdir.Dersin içeriği eğitim alanında liderlik özellikleri taşıyan biri ile mülakat idi ve ben özellikle sizinle görüşmek istedim.Nedeni ise müsaade ederseniz son sorumun içerisindedir.

Dr. M. YILDIZ.-Ben bunu özellikle ayırt edici ve önemli bulduğum için soruyorum. Mesela bu aykırı gelebilir ;Bizim okul idarecilerimizin eğitimlerinde ve eğitim yönetimi programlarında daha çok liderlik vasfı ön planda tutuluyor ve bu yönü ile değerlendirmeler yapılıyor.Halbuki okul idarecisinin bu anlamda bir liderlik vasfı olmayabilir.Yönetimde olan bir kişi sadece lider olup olmaması hususuyla değerlendirilmez.İyi bir yönetişimin temel belli başlı ilkeleri vardır. O ilkelere bağlı hareket ettiğinde, bulunduğu kurumu, bağlı olduğu işletmeyi, kurumu vb. daha iyi noktalara taşıyabilir.İyi bir yönetim sergileyebilir.İyi bir yönetimin-yönetişimin ardında yatan ilkelere göre hareket edip başarılı olmak gerekir.Bu da kişiyi lider yapmaz.Bir pozisyonu paylaşmak ayrı bir şey, lider olmak ayrı bir şey?.Doğru yönetimin ilkelerine uyan yönetici, başarılı bir yönetici olmuş olur.Liderlik daha farklı bir algoritmadır.Örneğin İstanbul gibi bir ilin eğitiminin başında olan kişiye, başında olduğu kurumun büyüklüğünden dolayı ?'liderdir'' demek doğru değil.Böyle bir şey yok.Gerçek anlamda liderlik kavramı başka bir şey?.Ben okullarımda lider kişi aramıyorum.Kendi adıma söylüyorum.Doğru yönetim ilkelerini bilen, iyi yöneten, yönetimin sorumluluğunu paylaşarak yönetişimi başaran, sorumluluk sahibi, denetime açık, şeffaf , hesap verebilir, devletin kaynaklarını rasyonel kullanan, kendisi ile birlikte yönetiminde kimler varsa onlarla birlikte ve onlara açık, onlarla paylaşım içinde olunan bir yönetim anlayışının olmasını önemsiyorum.

S.KARAYAMA.size katıldığımı belirtmek isterim.Az öncede belirttiğiniz gibi çalışmamıza tersten başlamış oluyoruz.son surumda bununla ilgili.

Dr. M. YILDIZ.-.(Gülmeler)Peki...ben o zaman size bırakıyorum.Diğer türlü ben sohbeti ve bu alanda konuşmayı seviyorum?Burada sadece konuşan ve anlatan pozisyonunda olmak ta istemem.(gülmeler)Bu alanda çalışma yapan bir arkadaşım olarak sizlerden bazı şeyler de almak istiyorum.Bir ropörtaj çerçevesinde kalacağı için kendimi çekiyorum ve size bırakıyorum?

S.KARAYAMA.(Keşke zamanımız çok olsaydı, keyifli bir sohbet olacağından da eminim sayın müdürüm..Kişisel olarak ta düşüncelerinizden faydalanmak isterdim.)-Öncelikle akademik bir geçmişiniz var.Talim Terbiyede aktif görev aldınız?Ders programlarının hazırlanmasında vb. ardından İstanbul gibi mir ülke ölçekli yerin Milli Eğitim Müdürlüğünün başına geldiniz?Teori ile uygulama arasında ne gibi farklılıklar var?

Dr. M. YILDIZ.-Bu durumu kendim için bir şans görüyorum..TTK, MEB'in beyni gibi bir yer.Beş yıllık bir görev sürem oldu.Çok aktif ve önemli çalışmalarımız oldu.Adeta MEB yeniden yapılandı diyebilirim.Orada iken de uygulamada ne gibi zorlukların olduğunu görebiliyorduk.Çünkü illeri dolaştık, dönüt almayı önemsedik. Pilotlama aşamasında olsun gerek ziyaretler ve takipler sonucu olsun, sıkıntıları görebiliyordum.Bu çalışmanın ardından böyle devasa bir kente gelmem, ?'hadi bakalım bunları şimdi uygula, hal yoluna koy'' der gibi bir imkan oldu.Bu anlamda kendimi şanslı hissediyorum.Eğer Talim Terbiye Kurulunda kalsaydım uygulamayı daha yakından görme imkanı bulamadığım için hayıflanabilirdim.Şimdi tüm ekibimle, ilçe müdürlerim, okul idarecilerim, öğretmenlerimizle birlikte bu eksende çalışmalarımızı yürütmekteyiz.Daha önce bildiğimiz sorunları şimdi çözme ve daha bilinçli olarak uygulama imkanı buluyoruz?Tabi önceden kestirilmeyen, sürpriz sorunlar var mıdır derseniz elbette ki olabilir?..Bu arada konuşmamı geniş tutuyorum, cevabını bulduğunuz sorularınız olduğunda geçebilirsiniz.

S.KARAYAMA.Evet müdürüm, ikinci soruma da cevap buluyorum aynı zamanda?

Dr. M. YILDIZ.-Elbette ki sürprizler olacaktır. Daha doğrusu eğitim sürekli gelişen ve yenilenen bir çalışma alanı olduğu için yeni durumlar ortaya çıkacaktır.Bu değişime çeşitli dirençlerin olmasını bekliyordum.Okullarda birtakım sıkıntıların olmasını bekliyorduk.Ancak tüm bunlar çözülüyor.Çözülmeyecek hiçbir sorun yok.Öğretmen arkadaşlarımız da bize bu anlamda belli bir prim veriyorlar, bize inanıyorlar.Mesela bu senenin konseptini arkadaşlarımızla birlikte hazırladık.Duymak isterseniz bunlar kısaca şöyle..

S.KARAYAMA-Elbette, çok sevinirim.

Dr. M. YILDIZ- Birincisi; değerler eğitimi, sonra iyi örnekler..Yani bir okuldaki, sınıftaki iyi bir örnek çalışmanın paylaşılması,bir çalışmanın tecrübenin ürünü olan pozitif bir çıktıyı tüm ilçeye, oradan tüm ilçelerle tüm İstanbul'umuza paylaşmayı hedefliyoruz. Bu benim için önemli bir proje?Burada kriterlerimizi ortaya koyduk, süreci her aşamasında takip edip işlerlik ve verim hedefliyoruz.Amacımız sürecin sonunu bekleyip birilerine ödül vermek değil, süreci tüm merhaleleriyle değerlendirmek, verim almak istiyoruz. Bunu Çok önemsiyorum.Bir diğeri okumaz yazmazlarımıza yönelik bir faaliyetimiz var bu sene. 300 bin civarında bir okumaz yazmaz sayısının dünya kenti İstanbul'umuza yakışmadığını düşünerek halk eğitim merkezlerimizle bu faaliyeti yürütüyoruz.Bir diğeri İstanbul temasını derslerimizde işliyoruz, okuma saatleri uygulamamız var, bir diğeri çocuk meclisleri ile ilgili.Öğrenci temsilciliklerinden bir kurul oluşturup onlardan oluşan bir birim kuruyoruz.onlara bir çalışma ofisi kurduk..Normalde bu temsilcilerimiz ilçelerce seçiliyor ve bir yerde kalıyor.Şimdi biz bunu devamlı kılmak için faal ve süreli hale getirip bir adım daha atıp ilde yönetime ortak etmeyi hedefliyorum.Diğer bir konseptimiz okullarda adalet duygusunu geliştirmeye yönelik.Adalet gibi müşahhas konunun uygulamada da yerini ve karşılığını bulmasını istiyoruz.İnsanımız adalet duygusunun ete kemiğe büründüğünü görmeyi istiyor.Gerek teftiş kurulu çalışmaları ile gerek bünyemizdeki çalışmalarımızda bunu önemsiyoruz.İyi bir davranış varsa bunu tespit edip öne çıkarmayı yanlış bir iş varsa, yanlış yapan varsa da cezasını çekmesini istiyoruz.Busene teftiş sistemimizi bu yönüyle çok aktif kullanıyoruz.

S.KARAYAMA-3. sorum bu yapılan planlamaları ne denli uygulama imkanı buluyorsunuz.şeklindeydi, cevabını almış oluyorum..

Dr. M. YILDIZ-.az önce anlatmak istediğimde bir kayma oldu. Mesela ilk geldiğim yıl müfredat ağırlıklı çalıştık.Şimdi ise yeni projeler üstünde duruyoruz. Fakat arkadaşlarımız bundan şikayetçiler(gülmeler)bu konu önemli bunun üzerinde durmamız gerekir diyorlar. Demek ki bu işin önemi kavranmış.

S.KARAYAMA- 4-Yaklaşık bir yıldır İstanbul'un Eğitiminin başındaki kişisiniz. Sizce İstanbul'da eğitim alanında rehabilite edilmesi gereken alanlar nelerdir.

Dr. M. YILDIZ- Kısaca bahsetmem gerekecek.Çünkü detayına girme fırsatımız yok.Öncelikle İstanbul'umuz da ilçeler bağlamında bir fiziki alt yapı farkı var. İlçelerimiz ve çeşitli bölgeler homojen bir yapıya sahip değil.Yaş grupları, öğrenci sayıları itibarıyla daha ortalamanın üstünde olan ilçelerimizin yanında yeni kurulan, sosyo-ekonomik açıdan daha yetersiz ve işimizin daha zor olan yerlerimiz var. Bazı yerlerde de okul yapacak arsa bulamıyoruz. Fiziksel anlamda derken sadece derslik, spor salonu vb. anlamında. Derslik donanımları ve başka açılardan ciddi sorunlar yok.İkincisi nüfus yoğunluğundan dolayı kadrolu öğretmen sayılarımızda sorun var. Bunun dışında ciddi bir sorun yok.

S.KARAYAMA-Karşılaştığınız sorunların üzerine gitmede mevzuat ve bürokratik alan size yeterince alan tanıyor mu?

Dr. M. YILDIZ.-Mevzuattan ziyade mesela fiziki altyapıda bina yapacaksınız ama arsa bulamıyorsunuz. Bu mevzuatla değil, statik yapı ile alakalı.

S.KARAYAMA-Şehir yapılaşması vb.

Dr. M. YILDIZ.-Evet, bunun içerisinde..çok geniş bir konu. Diğer pekçok etken var. Bir anda çözemezsiniz.Mesela öğretmen sıkıntısı var ama ama bu da mevzuatla ilgili değil.Çünkü bir yanda atama bekleyen öğretmen bir yanda öğretmen bekleyen öğrenci var ama işin ucu da bütçeye dayanıyor.Burada bürokrasi etkeni yok.Sayın başbakanımızda son yıllarda en büyük önceliği eğitime verdi biliyorsunuz.Gerek Milli Eğitim Bakanımız gerek Başbakanımız olsun hayırseverlerimizi de bu işin içine çekerek eğitimi birincil öncelik yapmışlardır.Sayın bakanımız biliyorsunuz gelir gelmez 30 öğretmen atamasını gerçekleştirdi.Var olan eksiklikler de kadrolu ve sözleşmeli öğretmen atamaları ile çözülmeye çalışılıyor.Sayın bakanımızın bu yönde özverili çalışmaları var. Şimdi ise 55 bin öğretmen atanmasından bahsediliyor.Ancak İstanbul'un diğer illere nazaran farklı bir yapısı var. Mevzuat açısından mega kent olmanın getirdiği sorunlar olabilir. Fakat bunun yanında çok avantajı da var. Örneğin bir üniversite kenti aynı zamanda. Özel sektör yoğun, iş adamlarımız yoğun olarak burada, özel okullar çok yoğun. İyi organize edilirse hayırsever yardımı, iş adamı yardımı alma noktasında diğer kentlerimize nazaran daha iyi bir durumda.

S.KARAYAMA-(Pozitif baktığınız için teşekkürler sayın müdürüm.)Muammer YILDIZ olarak, İstanbul için ?'..şunu yaparsam kendimi başarılı addederim'' dediğiniz bir hedefiniz var mı, nedir?

Dr. M. YILDIZ.-Ben görevden ayrılırken tüm öğretmenlerimin kadrolu olmasını isterdim.Bir de sınıf ortalamalarını 30 standardını yakalayıp tekli eğitim öğretim planımız var.Bunların yanında İstanbbul'umuzu eğitim kulvarında hareketlendirdik diye düşünüyorum.Bunlarla birlikte bir Çengelköy lisemiz TKY anlamında Türkiye birincisi oldu. Yüksek öğrenime yerleşme oranımız %94 olarak gerçekleşti.Artık herkesin gündeminde eğitim var. Bizim bu küçük adımlarımızla, projelerimizle / örneğin bir iyi örnekler çalışması gibi ?daha iyi bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum.Kitlelere bu yönüyle bir hareket gelmiştir.

S.KARAYAMA-Bir ek yapmak istiyorum sayın müdürüm;En azından olumlu örneklerin isteniyor olması, bunların önemseniyor olması bizleri mutlu ediyor.Bunu belirtmek isterim.

Dr. M. YILDIZ.-Teşekkür ediyorum. Söylediğiniz husus önemli.

S.KARAYAMA-Göreve geldiğinizden bu yana pek çok toplantınıza katıldım.Kullandığınız dil, üslup çok profesyonelce geldi.Çağdaş bir terminolojiniz var.Kullandığınız kavramlar, terimler akademik. Bilimsel. Meselelere yaklaşımınız da aynı şekilde.Örneğin odanıza girdiğimde benim C.V mi istediniz. Bu kadarını beklemiyordum. Mutlu oldum, keşke hazırlıklı gelseydim.Alışkanlıklarımızın bir sonucu da olabilir.Kullandığınız dilin yönetim kadronuzca, alt kademelerinizce ne kadar anlaşıldığını düşünüyorsunuz.

Dr. M. YILDIZ.-bu konuda özel bir çabam yok.Akademisyenim, doğru.Uluslararası birçok projede görev aldım.Eğitimin diliyle çok haşır neşir olduk, çağdaş yaklaşımları biliyoruz.Bu birikimi, arkadaşlarımla paylaşırken yine de çok yalın ve sade bir dil kullanmaya özen gösteriyorum.Türkçeyi kullanırken de özen gösteriyorum.Anlattıklarımın anlaşılması konusunda bir zorluk çektiklerini zannetmiyorum.Ayrıca bir milli eğitim müdürünün belli bir kavramsal çerçeveye sahip olmasını, çağdaş bir dil kullanmasını bekliyorlardı.Bu beklentiye denk düşüyor.Bu açıdan Bunun hoşlarına da gittiğini düşünüyorum.Kimse müdür bey aramıza bir mesafe koyuyor gibi bir düşünceye sahip değildir.Anlaşılmayan bir hava sezdiğimde bertaraf etmeyi de biliyorum.Zaman zaman halkımızla da, öğrencilerimizle de bir araya geliyorum ve bu duruşumuzun daha halka yakın olduğunu düşünüyorum.

S.KARAYAMA-Yeni atanan idareci ve öğretmenleri az da olsa mini bir eğitimden geçirdiniz. Bu hoş bir şeydi?Adeta bir motor güçtü, motive olduk.

Dr. M. YILDIZ.-Saffet bey tüm bunlar bizim anlayışımız içinde. Bizim yönetişim kavramımızın doğal bir yapısı.İstanbul'a yeni gelen ya da yeni atanan personelimizi kucaklayıp hoş geldiniz demek istiyoruz.Neden geldim İstanbul'a diyeceğine, iyi ki geldik İstanbul'a dedirtmek istiyoruz.Onları motive ediyoruz.Bu anlamda başka bir anlayışımız da üniversitelerle işbirliği yapmamız.Aydın ünv. Ve kültür ünv ile ortak çalışmalar yaptık.Bunu önemsiyorum.Hem akademisyenler anlamında, hem bizim personelimizin yetişmesi anlamında yeni tecrübeler kazanılıyor.Hem de aradaki mesafeyi sıcak tutuyoruz.

S.KARAYAMA-Avrupa kültür başkenti İstanbul'umuzda Halen teknolojiye uzak müdürlerimiz de var.Bu konuda ne düşünüyorsunuz. Bunların eğitilmesi gibi bir hedefiniz var mı?

Dr. M. YILDIZ- Saffet bey şimdi başbakanımızın açıkladığı bir FATİH projesi var. Artık çağımız değişti. Kimsenin buna uzak kalması mümkün değil.Bu anlamda bir direnç olacağını sanmıyorum.Arkadaşlarımız artık bunu biliyorlar.Bir zamanlar okuma yazma ne ise çağımızda bilgisayar ve teknolojiyi kullanamamada o kadar elzem.Her alanın bir okur yazarlığı var.Bu yönüyle günümüzün teknolojisine ve teknoloji okuryazarlığına yabancı kalanlara hayatlarını idame ettiremedikleri görülmekte.Bu anlamda arkadaşlarımızın da gerekeni yapacaklarını düşünüyorum.

S.KARAYAMA- Beni en çok ilgilendiren son sorum, sizinle bir görüşme dahi yapmamış alt kademe yöneticileri tarafından dinginlik, güven veren olumlu bir algılanışınız var.ılımlı ve anlayışlı olduğunuz düşünülüyor. Buna katılıyor musunuz?

Dr. M. YILDIZ-Katılıyorum.

S.KARAYAMA- Bunu neye bağlıyorsunuz. Bu bilinçli bir çalışmanın sonucu mu?

Dr. M. YILDIZ.-Aynen.

S.KARAYAMA-Eğitim liderliği açısından ,biz alt kademe yöneticiler için bu tutumun ne gibi artıları ver.Bence bizim almamız gereken asıl husus budur.

Dr. M. YILDIZ-Bence de öyle, bunu tüm yönetici arkadaşlarımla paylaşıyorum.İstanbul'a geldiğimiz günden bu yana belli projeler başlattık.Orada yaptığımız çalışmalarda en önemlisi öncelik tayin etme konusu.Öncelikle kendi kendime şunu düşündüm.Ben önceliklerimi tayin edersem doğru bir analize ulaşabilir miyim.Mesela öğrencilerimizin önceliği nedir, okul aile birliklerinin, mesela yöneticilerimizin, ya da öğretmenlerimizin.. kısaca tüm paydaşlarımızın önceliği nelerdir??Bununla ilgili eğitim danışmanlığı yapan firmalarla çalışmalar yaptım.Öncelikli olarak insanlar için en önemli şey söylediklerinizle kalbiniz arasındaki bağlantıdır.Söyledikleriniz ne denli yüreğinizi yansıtıyorsa insanlar için o kadar önem arz edersiniz.O kadar güvenilirsiniz.Makes bulursunuz. Örneğin bir müdür yardımcısı size bir sorun getirdiğinde, o sorunu getirdiği için onu azarlarsanız, bu minvalden yola çıkıp değerlendirmeler yapar ve personelinizi bu yönüyle tanıma yanılgısına düşerseniz hata edersiniz.Bu kişi bir daha size getirmez.Siz sanırsınız ki sorun yok, her şey harika.Oysa o sorun sümen altı ediliyordur ve sizin karşınıza daha farklı sorunlar yumağı olarak ne zaman ve nerede çıkacağı belli olmaz.Daha büyük bir sorun olarak kontrolsüzce karşınıza çıkabilir.O nedenle her zaman açık olmak, açık sözlü, açık yürekli olmakta fayda var.Kitleler sizi anlayacaktır.Araya mesafe koymaya gerek yok.Zaten makamınızdan ötürü doğal bir saygı duyulacaktır.Doğal bir mesafe zaten var.İnsanlara açık olduğunuzda, samimi olduğunuzda, güler yüzle ve sıcak karşıladığınızda bu karşı tarafta ?'güven duygusuna'' bürünüyor ve işlerimize yansıyor.

Devlet kademelerinde insanları onure etmekten, insanları desteklemekten yüreklendirip motive etmekten başka da bir şansımız yok. Kullanacağımız argümanlar bunlarla sınırlıdır. O nedenle bunları bolca ve iyi kullanmamız lazım.

S.KARAYAMA-Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim sayın müdürüm.

Dr. M. YILDIZ.-Ben de teşekkür ederim, iyi çalışmalar diliyorum.

30/11/2010-Saat:16:00

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber