Torba tasarıda, dün, 64. maddeye gelindi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 06 Ocak 2011 10:27, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, ''Torba tasarı'' olarak adlandırılan, bazı kanunlarda değişiklik öngören tasarının bugünkü görüşmelerinde 10 madde kabul edilerek, 64. maddeye gelindi.

Trafik kazasında yaralananların, sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın tedavi giderlerini Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) karşılayacak.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, ''Torba tasarı'' olarak anılan, bazı kanunlarda değişiklik öngören tasarının bugünkü görüşmelerine 53. maddeden başlandı.

53. maddede yapılan değişiklikle, araçların tescili ve hurdaya ayrılması işlemlerinin trafik tescil kuruluşlarının yanı sıra, Emniyet Genel Müdürlüğünce belirlenen kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerince
de yapılmasına imkan tanınıyor.

Buna göre, araç sahipleri, tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak olan araçların satın alma veya gümrükten çekme tarihinden itibaren 3 ay içinde tescili için; araçların hurda durumuna gelmesi halinde ise 1 ay içinde tescilin silinmesi için ilgili trafik tescil kuruluşuna veya Emniyet Genel Müdürlüğünün belirleyeceği kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine başvurmak zorunda olacak.

İlk tescili yapılan araçlar için düzenlenen geçici belgelerin geçerlilik süresi içinde, trafik belgesi alma zorunluluğu aranmayacak. Böylece, araç tescil ve sürücü belgesi işlemlerinin elektronik ortamda yapılması amacıyla yürütülen
proje kapsamında, ilk tescili yapılacak araçlar için trafik belgesi yerine
düzenlenecek ''tescile ilişkin geçici belgenin'' geçerlilik süresi içinde bu
araçlara ceza uygulanamayacak.

Yeni araçların tescilleri, belge düzenlenmesi, kişiselleştirilmesi,
belgelerin basımı, ilgililerine elden veya posta aracılığıyla teslimi işlemleri
Emniyet Genel Müdürlüğü veya bağlı trafik tescil kuruluşlarınca yapılacak.
Emniyet Genel Müdürlüğü, ilk tescili yapılacak araçların işlemlerini elektronik
ortamda yapmak, elektronik ortamda oluşturduğu bir ay süre ile geçerli tescile
ilişkin geçici belgeyi basmak ve araç sahibine vermek üzere, kamu kurum ve
kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerini yetkilendirebilecek.
Araca ait kişiselleştirilen belgelerin basımı ve araç sahiplerine elden veya
posta yoluyla teslimi, kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişilerine
de yaptırılabilecek.

Tescil belgesinin bir ay içinde teslim edilememesi halinde, araç sahibine
sorumluluk yüklenemeyecek.

Bu işlemler sırasında, kanun ve yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara
aykırı hareket edenlere 10 bin TL idari para cezası verilecek.

Tasarıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortası pulunun, araçların ön camına
yapıştırılması mecburiyeti kaldırılacak.

Yabancı plakalı araçların Türkiye'de geçerli sigortaları yoksa, zorunlu
mali sorumluluk sigortasını ülkeye girerken yaptıracak.

AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, 53. maddede yapılan değişiklik
hakkında bilgi verdi.

Daha önce yaptıkları bir düzenlemeyle, ikinci el araçların trafik tescil
bürolarına ve vergi dairelerine gidilmeden sadece notere gidilerek satış ve devir
işlemlerinin yapılması uygulamasını getirdiklerini anımsatan Berber, ''Sıfır
araçların satışında da bürokrasiyi azaltıyoruz. Aracı alan kişi bayiden aracı
belgesiz alıp çıkacak, bir ay sonra aracın ruhsatı ve diğer belgeleri posta
yoluyla gönderilecek. İkinci el araçlarda yaptığımız uygulamayı sıfır araçlarda
da gerçekleştiriyoruz'' dedi.

Tasarının 54. maddesiyle de Karayolları Trafik Kanunu'nun 98. maddesi
değiştiriliyor.

Buna göre, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve
diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet
bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK
tarafından karşılanacak.

Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta
şirketlerince yazılan primlerin ve güvence hesabınca tahsil edilen katkı
paylarının yüzde 15'ini aşmamak üzere, Hazine Müsteşarlığınca belirlenen tutarın
tamamı sigorta şirketleri ve güvence hesabı tarafından SGK'ya aktarılacak. Bu
tutar ilgili sigorta şirketleri için ayrı ayrı belirlenecek. Aktarım ile sigorta
şirketlerinin ve güvence hesabının teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona
erecek. Bakanlar Kurulu, bu tutarı yüzde 50'sine kadar artırmaya ve azaltmaya
yetkili olacak.

Sigorta şirketleri ve güvence hesabınca ödenecek tutarın, süresinde
ödenmemesi halinde gecikme cezası uygulanacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, bakanlık ile sözleşmesi
olsun veya olmasın bütün hastanelerin acil vakaya bakmak zorunda olduğunu
söyledi.

Hiçbir hastanenin vatandaştan ek ödeme alamayacağını, alması durumunda
sözleşmesinin iptal edileceğini ve ceza kesileceğini belirten Dinçer, ''Bir kaza
olduğunda bir kişinin rahatsızlığı bir ameliyat veya tedavi ile geçmeyebilir,
aylarca sürebilir. 2-3 ay sonra da ameliyat olabilir. Sigorta şirketleri asla
bunu görmüyor. Biz mükellef olmadığımız halde ödemek zorunda kalıyoruz. SGK
olarak, trafik kazası sonrasında tedavisi yapılan vatandaşlar için yaptığımız
harcamanın ancak yüzde 22'sini sigorta şirketlerinden alabiliyoruz. Kamunun
burada ciddi bir kaybı var'' diye konuştu.

Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Genel Sekreteri Erhan
Tunçay da Bakan Ömer Dinçer'in yanlış bilgilendirildiğini iddia etti.

Sigorta şirketlerinin tedavi masraflarını ödediğini ifade eden Tunçay,
''Bu konuda sigorta şirketleri mahkemelere verilmiş ve cezalar ödemiştir. Sigorta
şirketlerinin burada hiç bir günahı yoktur, üzerlerine düşen ne varsa bunu
yapmıştır'' dedi.

Bunun üzerine söz alan Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Birol Ekici,
2009'da toplam trafik sigortası poliçe sayısının 11 milyon 504 bin, toplam trafik
sigortası poliçe üretiminin 1 milyar 917 milyon lira olduğunu kaydetti. Ekici,
şöyle konuştu:

''2009'da trafik kazası nedeniyle yaralı sayısı 200 bin 405. Sigorta
şirketlerinin toplam tedavi giderleri 93 milyon lira, toplam hasar ödemeleri de 1
milyar 914 milyon lira. Kaza geçirdikten sonra sağlık hizmeti alanların sayısı
186 bin. Hastanelerdeki kişi başı ortalama fatura maliyeti bin 216 lira, 112 acil
servisinde ise ortalama maliyet 343 lira.

Sağlık Bakanlığına müracaat edenlerin toplam maliyeti 280 milyon lira.
Ancak sigorta şirketlerinin ödedikleri rakam 93 milyon lira ve bunun da 40 milyon
lirasını Sağlık Bakanlığına ödemişler. Dolayısıyla bize yansıyan tedavi
faturalarının ancak yüzde 22'sini tahsil edebilmiş oluyoruz.''

Tasarının görüşmeleri sürüyor.

Mesleki eğitim gören öğrenciler, 10'dan fazla
işçi çalıştıran iş yerlerinde staj uygulaması yapabilecek. Stajyerlere, asgari
ücretin üçte 1'i oranında ücret verilecek.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, ''Torba tasarı'' olarak anılan, bazı
kanunlarda değişiklik öngören tasarının görüşmeleri devam ediyor.

Tasarının komisyonda kabul edilen 55. maddesi ile mesleki eğitim gören
öğrencilerin staj yapabilecekleri iş yeri sayısı artırılıyor. 10'un üzerinde işçi
çalıştıran iş yerleri, stajyer uygulama kapsamına alınıyor. Söz konusu iş yerinde
staj yapan öğrencilere, 18 yaşını bitirenlere ödenen asgari ücretin üçte 1'i
oranında ücret verilmesi öngörülüyor. 20'nin üzerinde işçi çalıştıran iş
yerlerindeki stajyerlere, aynı asgari ücretin üçte 2'si oranında ücret
ödenecek.

Bakanlar Kurulu, 5 ve üzerinde işçi çalıştıran iş yerlerini de stajyer
uygulama kapsamına aymaya yetkili olacak.

Mevcut düzenlemede yalnızca 20'nin üzerinde işçi çalıştırılan iş yerleri
stajyer uygulama kapsamında bulunuyor. Stajyerlere, asgari ücretin üçte 2'si
oranında ücret veriliyor.

Madde üzerinde yapılan görüşmelerde, muhalefet milletvekilleri,
stajyerlere verilecek ücretin asgari ücretin üçte 1'i oranına kadar düşürülmesini
eleştirdi.

Milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer, meslek okullarında eğitim gören öğrencileri hem okullarına
gitmeye hem de istihdama teşvik etmek istediklerini, bu öğrencilerin
tecrübelerini artırmalarını sağlamayı amaçladıklarını söyledi.

Türkiye'de 20 fazla işçi çalıştıran iş yeri sayısının 84 bin olduğunu
belirten Dinçer, bunların önemli bölümünün büyük şehirlerde olduğunu, bu nedenle
yurdun değişik yerlerinde mesleki eğitim gören her öğrencinin staj imkanından
faydalanamadığını dile getirdi.

Dinçer, çalışan işçi sayısı sınırının 10'a düşürülmesi halinde, staj
yapılabilecek iş yeri sayısının 100 bin artacağına, 5'e düşürülmesi halinde ise
sayının 366 bine yükseleceğine dikkati çekti.

Dinçer, stajyerlere 230 lira yerine 189 lira ödeneceğini, ancak staj
yapma alanını genişleteceklerini kaydetti.

Tasarının, işsizlik fonu ile ilgili maddesi üzerinde yapılan görüşmelerde
söz alan CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, iktidarın, işsizlik fonundaki
paranın yüzde 50'sine kadar yararlanmak için yeni bir düzenleme getirdiğini
söyledi. Özyürek, fondan şimdiye kadar nereye ne kadar para aktarıldığını ve
paranın ne kadarından daha yararlanılacağını sordu.

Bakan Dinçer ise işsizlik fonu konusunda şeffaf olduklarını, bu
şeffaflığı her zaman sürdüreceklerini ifade etti. Dinçer, 2008 ile 2010 yılları
arasında, söz konusu fondan GAP'a, 9 milyar 105 milyon 395 bin 592 lira
aktarıldığını bildirdi. Bakan Dinçer, bu çalışmadan dolayı yeni istihdamların
oluşacağını, bunları da kamuoyu ile paylaşacaklarını dile getirdi

Bu yatırımların finansmanının sağlanmasının ardından artık fondan para
kullanılmayacağını kaydeden Dinçer, ''Nema gelirlerinin dörtte 3'ü kullanıldı. Bu
oran dörtte 1'e düşürülecek. Sonra giderek ortadan kalkacak. Pirim gelirleri
kullanılmadı'' dedi.

Tasarının maddeleri üzerinde görüşmeler sürüyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer,
cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye'de ilk defa geçen yıl, uyguladıkları
teşviklerden sonra sigortalı sayısının 16 milyonu geçtiğini söyledi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, ''Torba tasarı'' olarak anılan, bazı
kanunlarda değişiklik öngören tasarının görüşmeleri devam ediyor.

CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, tasarının 60. maddesiyle
yeni işletmelere teşvik uygulaması getirildiğini belirterek, ''Eski işletmelerin
ne suçu var? Yeni kurulan işletmede çalışan işçinin, işveren payına düşen primi,
işsizlik sigortası fonundan karşılanacak ama eski işletmeninki karşılanmayacak.
Bu adaletsizliktir'' dedi.

Ömer Dinçer, eski işletmelerin de geçmişte bir çok teşvikten
yararlandıklarını belirterek, hiç bir işletmeye ömür boyu teşvik yapılmayacağını
söyledi.

Burada istihdamı teşvik ettiklerini kaydeden Dinçer, ''Namuslu
vatandaşlar için çok daha düzgün, yeterli teşvik yapıyoruz. Primini vaktinde
ödeyen, düzgün çalışan işadamlarına, işgücü üzerindeki kamu maliyetlerinin yüzde
17'sini indiriyoruz. Bundan daha iyi bir teşvik yok. Biz namuslu çalışan
vatandaşlarımızı koruyoruz'' diye konuştu.

Bakan Dinçer, Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye'de ilk defa geçen yıl,
uyguladıkları teşviklerden sonra sigortalı sayısının 16 milyonu geçtiğini
belirterek, şu anda da 16 milyon 66 bin insanın prim ödediğini bildirdi.

Yaptıkları bu düzenleme ile kayıtdışı çalışanları kayıt altına
aldıklarını ifade eden Dinçer, ''Biz kayıtdışılıkla mücadele etmek istiyoruz.
Daha ucuza mal edeceğimiz bir mekanizme öneriyoruz. Diyoruz ki '150 lira daha az
ödesin ama kayıt altına girsin.' Bunun eleştirilecek bir yanı yok. Bu,
sahiplenilecek bir mesele. Biz böylece adım adım bu ülkeyi kayıt altına alacağız,
geleceğimizi teminat altına alacağız'' diye konuştu.

Ömer Dinçer, tasarının ''çağrı üzerine çalışma, evden ve uzaktan çalışma'' başlıklı 62. maddesi üzerindeki eleştirileri yanıtlarken, istihdam stratejilerinin belirlendiği çalıştaya, hem işçi sendikalarının hem işverenlerin temsilcilerinin hem de birey olarak işçiler ve işverenlerin katıldığını söyledi.

''Bir kurumdan siz temsilci talep ediyorsunuz, kurum temsilciyi görevlendiriyor ve geliyor. Ama kurumun bir başka elemanı durumdan haberdar değilse, sanki o kurumdan temsilci gelmemiş gibi varsayıyor. Bu doğru değil''
diyen Dinçer, toplantıya hangi sendikadan, kimlerin katıldığına ilişkin yazıları milletvekillerine gösterdi.

Bakan Dinçer, ''Biz bunlara danıştık. Mutabakat sağladığımız düzenlemeler de yaptık. Mesele bu metinde iş paylaşmayla ilgili bir başlık vardı. Sendikalarımız buna itiraz ettiği ve mutabakat sağlayamadığımız için çıkardık.
Rasyonel düşünüp, oturup, konuştuğumuzda karar verdiğimiz şeyler... O karar vericilerinin bazılarının kendi üyelerine mesaj vermek için, başka türlü ifadelerinin olması halinde, bunu tekrar tartışma metnine dönüştürmemesi gerekir. O açıdan bakıldığında, bunlar şurada veya burada konuşulmuş şeyler'' diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Harun Öztürk, tasarının ''deneme işçiliğinin süresini'' düzenleyen 63. maddesine karşı çıktı. Öztürk, bu maddenin, çalışanların sömürülmesi için getirilen bir düzenleme olduğunu ifade ederek, ''Bir yerlere verilmiş söz burada yerine getiriliyor'' dedi.

Öztürk'e yanıt veren Bakan Dinçer, işadamlarının ''tecrübesi yok diye'' lise mezunlarını işe almakta tereddüt ettiklerini belirterek, ''Bir gencimizi düşünün, işe girmek istiyor, tecrübesi yok diye işe alınmıyor. Peki biz ona nasıl
tecrübe kazandıracağız? İşe girmeden önce, 2 ya da 4 aylık deneme süresinde tecrübe sahibi olur ve böylece işe girer'' diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber