'Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı' yasalaştı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Ocak 2011 18:32, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58
''Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı'', TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, yasalaştı.

AK Parti Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel, Mardin Mazıdağı'ndaki YİBO'da yaşanan sorunların çözüldüğünü söyledi.

TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Güldal Mumcu Başkanlığında toplandı. Mumcu, gündeme geçmeden önce 3 milletvekiline gündem dışı söz verdi.

AK Parti Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel, AK Parti iktidarı döneminde YİBO'larla ilgili önemli iyileştirmeler yapıldığını söyledi. Sorunların tam olarak çözüldüğünün söylenemeyeceğini ancak çözüm için çaba sarf edildiğini

belirten Yüksel, ülkenin neresinde olursa olsun, çocukların mağdur olmasının kabul edilemeyeceğini ifade etti.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu alt komisyonunun Mardin Mazıdağı'ndaki YİBO ile ilgili raporunu anımsatan Yüksel, daha sonra kendisinin de bu okula gittiğini, sorunlarını yerinde tespit ettiğini söyledi. Yüksel, söz konusu okulda yaşanan beslenme, barınma, sıcak su temini, temizlik gibi sorunların çözüme ulaştırıldığını ifade etti.

BDP Muş Milletvekili Nuri Yaman, Türkiye'de kamu araçlarının sayısının 156 bine ulaştığını, bunun ülke ekonomisine önemli bir maliyeti olduğunu söyledi. Bunun yanında, mevcut yönetmeliğe göre, devletin, bazı kamu görevlilerine, emekli bile olsalar yaşam boyu araç, şoför ve koruma imkanı sunduğunu belirten Yaman, bu

ayrıcalıkların kamu israfına neden olduğunu kaydetti.

CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam da hükümetin uyguladığı politikalar nedeniyle esnafın önemli bölümünün iş yerlerini kapatmak zorunda kaldığını söyledi.

Taksici esnafının sorunlarına da değinen Susam, 3 Ocakta İstanbul'da bir taksicinin öldürüldüğünü anımsattı. İstanbul'daki taksicilerin yarın kontak kapatacaklarını ve hükümete ''Bizim can güvenliğimizi sağlayın'' diyeceklerini belirten Susam, kendilerinin de bu eyleme destek vereceğini kaydetti.

Susam, esnafın sorunlarının çözümü için hükümetin öncelikle bu esnafı temsil eden meslek odalarını dinleyerek sorunlarını belirlemesi gerektiğini kaydetti.

TBMM Genel Kurulunda ''Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı''nın görüşülmesine başlandı.

Siyasi parti grupları arasında varılan anlaşma gereği temel yasa tasarılarının Genel Kuruldaki görüşmeleri sürüyor. ''Türk Borçlar Kanunu Tasarısı''nın dün yasalaşmasının ardından bugün geçici maddelerle toplam 460

madde olan ''Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı''nın görüşlerine geçildi.

Tasarının tümü üzerinde CHP Grubunun görüşlerini dile getiren Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, dünden bu yana Meclis'te takdirle karşılanan uzlaşma içinde oturumlar yaptığını ifade etti.

Borçlar ve Hukuk Muhakemeleri kanunlarının 80-85 yıllık kanunlar olduğunu anımsatan Dibek, yeni ihtiyaçların ortaya çıkması nedeniyle söz konusu düzenlemelerin yapıldığını ifade etti. Söz konusu kanunlardaki birikimler

dışlanmadan yeni metinler hazırlandığını belirten Dibek, Adalet Komisyonunda ortak akılla doğruyu bulmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Tasarıda karşı çıktıkları hükümlerin bulunduğunu, ancak komisyondaki katkıyı Genel Kurulda da vermeye çalışacaklarını anlatan Dibek, karşı çıktıkları hükümler konusunda önergeler vereceklerini bildirdi.

Dibek, tutukluluk süreleri nedeniyle Hizbullah davasından tahliyelerin daha önceden öngörülmemesinin mümkün olmadığını ifade ederek, ''Bu işte kasıt vardır. Suçun yargıya atılmasının hiçbir anlamı yoktur'' dedi.

BDP Grubu adına konuşan Hakkari Milletkvekili Hamit Geylani, yargı reformuna yeni bir anayasa ile başlanması gerektiğini söyledi.

Yargının siyasallaştığını öne süren Geylani, yurttaşın bu nedenle yargıdan umudunu kestiğini iddia etti.

Geylani, yargı sisteminin kronik sorunlarla boğuştuğunu ve iflas etme noktasına geldiğini savundu.

Konuşmaların ardından ''temel yasa'' olarak görüşülen tasarının bölümlerine geçilmesi kabul edildi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, hakim ve savcı kadrolarının güçlendirilmesi için 2011 yılında en az 4 yeni sınav açılacağını, sınav tarihleri konusunda ÖSYM Başkanlığı ile mutabakat sağlandığını bildirdi.

TBMM Genel Kurulunda, ''Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı''nın bölümleri üzerinde görüşmeler devam ediyor.

Tasarı üzerine CHP Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, iktidarın, yargılamanın hızının artırılması için hiçbir somut eylemde bulunmadığını, sorumluluğu mahkemelere yüklemeye çalıştığını savundu.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in de bu konuda bir adım atmadığını öne süren Öztürk, ''Parlamentoda istediği kanunu geçiren iktidar, hangi somut ve ciddi bir adımı atmıştır? Sorunları çözme makamında olan Adalet Bakanı'dır. Türkiye'de yargıda bir reforma değil, devrime ihtiyaç vardır. Siyasi iktidarın, suçu sağa sola atarak bu sorunları çözemeyeceği açıktır'' dedi.

MHP Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın, CMK uyarınca, adli kontrol karşılığında tahliye edilen tutukluların olduğunu, ancak şimdi bunlardan bazılarının ortada olmadığının anlaşıldığını söyledi.

''Adli kontrol hükümlerini yerine getirmeyenler için ne tür bir yaptırım olacak?'' diyen Yalçın, bunların 10 yıl geçtiği için tutukluluklarının da sürdürülemeyeceğini ifade eti. Yalçın, bu konuda yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ifade etti.

AK Parti Düzce Milletvekili Celal Erbay, tasarıyla, 84 yıllık bir geçmişi olan kanunun bugüne uyarlandığını belirtti. Yeni usul kanunu için şimdiye kadar çok sayıda teşebbüste bulunulduğunu, ancak bunun gerçekleştirilemediğini kaydeden Erbay, ancak şimdi Türk toplumunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte bir düzenleme getirdiklerini anlattı.

Erbay, tasarıya göre yargılamanın niteliği ile ters düşmedikçe, güncel teknik gelişme ve kolaylıklardan yararlanılmasının, ses ve görüntü kayıtlarının yargılamada kullanılmasının benimsendiğini kaydetti.

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bütün grupların uzlaşması sonucu bu kanunların kısa sürede çıkarıldığını, bir grubun bile uzlaşmaması halinde tasarının 6 yılda ancak yasalaşabileceğini ifade etti.

Bazı yasaların artık eskidiğini, ihtiyaca cevap vermediğini belirten Kaplan, yargının hızlanması için hukuk usulünün yeniden belirlenmesi gerektiğini savundu.

Kaplan, ''Ancak çok güzel, modern yasalar da çıkarsanız, yargıç, savcı, personel, araç gereç açığı varsa, adaletin imkanı sınırlıysa, yine adalet konusunda her şeyi tam yapmış sayılmayız'' dedi.

Hükümet adına söz alan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kanunda, günümüze kadar 26 kez değişiklik yapıldığını, dili ve içeriğinde değişikliklerden kaynaklı çelişkilerin ortaya çıktığını söyledi.

Ergin, yasanın yaklaşık 80 maddesinin değişik zamanlarda yürürlükten kaldırıldığını, ancak bunlar dikkate alınarak teselsül ettirilmediğinden, yasanın şekil yönünden ele alınmasının zorunlu hale geldiğini ifade etti.

Yasanın dilinin, yazıldığı dönem itibariyle mükemmel olduğunu, fakat günümüz şartlarına göre oldukça eskidiğini belirten Ergin, bu dilin, hukukçular tarafından bile anlaşılmasının zorlaştığına dikkati çekti. Tasarıda güncel Türkçe

kullanılmasına özen gösterildiğini dile getiren Ergin, ancak hukuk çevrelerinde tereddütsüz şekilde kabul edilen terimlerin değiştirilmeden korunduğunu kaydetti.

Tasarıda yargılama süresini kısaltacak olan ön inceleme bölümünün getirildiğini ifade eden Ergin, bunun önemli bir değişiklik olduğunu söyledi. Ergin, bu düzenlemeye göre, deliller toplanmadan duruşmaya başlanılmasının önüne geçileceğini, böylece yargılamanın gecikmesinin önleneceğini anlattı.

Delillerin duruşmaya başlanmadan önce toplanacağını, duruşmalarda ise daha önce toplanan delillerin değerlendirilmesinin yapılacağını kaydeden Ergin, ''Böylece tapu ya da nüfus idaresi gibi benzer kurumlara yazı yazılması ya da bu kurumlardan gelecek cevabın beklenmesi önlenecek, duruşma başlamadan önce bunlar

hazır edilmiş olacak'' dedi.

Bakan Ergin, hakimlerin kusurlu davranışlarından dolayı hakimlere karşı tazminat davası açılması ilkesinden vazgeçildiğini, öncelikle devlete karşı tazminat davası açılmasının esas kabul edildiğini belirtti.

Yeni düzenlemeye göre mahkemelerde ses ve görüntü nakli yoluyla da ifade alınabileceğini anlatan Ergin, talimatla alınan ifadeler ya da tanık beklenmesi nedeniyle yaşanan gecikmelerin, bu teknolojik imkanların kullanılmasıyla önemli ölçüde azalacağına işaret etti.

Türk yargısının 80 yılı aşkın süredir biriken sorunlarının çözümü noktasında AK Parti iktidarının önemli çalışmalar yaptığını söyleyen Bakan Ergin, fiziki altyapı sorunları, mevzuattan kaynaklı sorunlar ve insan kaynaklarının

yetersizliği ile ilgili ciddi adımlar atıldığını dile getirdi.

Yargıda teknoloji altyapıyı da geliştirdiklerini bildiren Ergin, Avrupa Konseyine üye ülkeler arasında Türkiye'nin, bilişim teknolojilerini yargıda en yaygın kullanan ilk 3 ülke arasında yer aldığını kaydetti.

Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk müessesesi ile ilgili tasarının TBMM Adalet Komisyonunda olduğunu ifade eden Ergin, ilk fırsatta bu sistemin Türk hukuk sistemine kazandırılması için çalışmalara başlayacaklarını bildirdi.

Hakim ve savcı alımı konusuna da değinen Ergin, özellikle istinat mahkemelerinin faaliyete geçmesinin ardından daha fazla hakim ve savcıya ihtiyaç duyulacağını kaydetti.

Ergin, bu durum da göz önünde bulundurularak, hakim ve savcı kadrolarının güçlendirilmesi için 2011 yılında en az 4 yeni sınav açacaklarını, ÖSYM Başkanlığı ile tarihlerde mutabakat sağlandığını, bu tarihlerin yakında kamuoyu ile paylaşılacağını sözlerine ekledi.

''Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı'', TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, yasalaştı.

Kanuna göre, Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanı yeniden belirleniyor.

Bankalar, tüketiciler ile yapacakları her türlü sözleşmelerde, yetkisiz bir mahkemeyi yetkili hale getiremeyecek, yani yetki sözleşmesi yapamayacak. Yapılan sözleşmelerdeki yetki kuralı da geçersiz sayılacak.

Yetki sözleşmesi, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda yapılabilecek. Ayrılık, boşanma gibi kesin yetki hallerinde ise yetki sözleşmesi yapılamayacak.

Davada görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda; taraflardan birinin, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi için gerekli süre, 10 günden 15 güne çıkarılıyor.

Buna göre, taraflardan birinin, 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekecek. Aksi halde, mahkeme davayı açılmamış sayacak.

Hakimin, davaya bakmaktan yasaklı olduğu hallerin kapsamı da genişletiliyor; hakim, kendisine ait olan davaya, eski eşinin, kendisi ve eşinin altsoy ve üstsoyunun, evlatlığının davasına, üçüncü derece de dahil olmak üzere

kan veya evlilik bağı kalksa dahi, kayın hısımlığı bulunanların davasına bakamayacak. Hakim, nişanlısının davasına da giremeyecek.

Hakimin tarafsızlığını şüpheyi gerektiren önemli bir nedenin bulunması halinde, taraflardan biri hakimi reddedebileceği gibi, hakim de davadan çekilebilecek. Hakimin davada, iki taraftan birine öğüt vermesi ya da yol

göstermesi, dava hakkında görüşünü açıklaması, davacı ve davalı ile aralarında düşmanlık olması durumunda, reddi hakim talebinde bulunulabilecek.

Reddi hakim talebinin, kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi halinde, talepte bulunanların her biri, 500 TL'den 5 bin TL'ye kadar disiplin para cezasına mahkum edilecek.

Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek.

Kayırma, taraf tutma veya taraflardan birine olan kin veya düşmanlık, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmesi, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmesi, hakkın yerine getirilmesinden kaçınılması durumlarında tazminat davası yoluna gidilebilecek.

Tazminat davasının açılması, hakime karşı bir ceza soruşturmasının yapılması ya da mahkumiyet şartına bağlanmayacak.

Devlet ödediği tazminatı, sorumlu hakime ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içinde rücu edecek.

Hakimlerin kusurlu davranışları nedeniyle devlet aleyhine açılan tazminat davaları ile devlet tarafından hakime karşı açılacak rücu davaları Yargıtayda görülecek.

Hakim hakkında açılacak dava esastan reddedilirse davacı, 500 TL'den 5 bin TL'ye kadar disiplin para cezasına mahkum edilecek.

Bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde, ''mecburi dava arkadaşlığı'' söz konusu olacak.

Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilecek veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilecek.

Dava ehliyeti olan herkes, davasını kendisini veya tayin edeceği vekil aracılığıyla açabilecek ve takip edebilecek.

Yasa göre, davaya vekalet; kanunda özel yetki verilmesini gerektiren konular saklı kalmak kaydıyla, hüküm kesinleşinceye kadar, avukatın davanın takibi için gereken bütün işlemleri yapmasına, hükmün yerine getirilmesine, yargılama giderlerinin tahsiliyle buna ilişkin makbuz vermesine ve bu işlemlerin tamamının kendisine karşı da yapılabilmesine ilişkin yetkiyi kapsayacak.

Yasayla, avukata açık yetki verilmesi gereken durumlar geniş tutuldu. Buna göre, ancak açıkça yetki verilmesi halinde, avukat; hakimi reddedebilecek,

davanın tamamını ıslah edebilecek, yemin teklif edebilecek, haczi kaldırabilecek, tahkim ve hakem sözleşmesi yapabilecek, konkordato, sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde

bulanabilecek.

Avukat; ayrıca, davadan veya kanun yollarından feragat edebilecek, karşı tarafın davasını kabul edebilecek, yargılamanın iadesi yoluna gidebilecek, hakimlerin fiilleri sebebiyle devlet aleyhine tazminat davası açabilecek.

Avukat, duruşma sırasında uygun olmayan tutum ve davranışta bulunursa, hakim tarafından uyarılacak; avukat uyarıya uymaz ve fiil disiplin suçu veya adli suç teşkil eder nitelikte görülürse olay, duruşma salonunda bulunan kişilerin kimlik bilgileri ve adresleri yazılarak tutanağa geçirilecek ve duruşma ertelenecek.

Mahkeme, avukat hakkında gerekli yasal işlem yapılmak üzere, bağlı olduğu baroya bildirimde bulunacak.

Davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat göstereceği halleri de düzenleyen yasaya göre, Türkiye'de mutat meskeni olmayan Türk vatandaşları ile borçları nedeniyle ödeme güçlüğü içinde olan davacılar teminat gösterecek.

Davacının adli yardımdan yararlanması, yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınan bir alacağının bulunması, 18 yaşını doldurmayan kişilerin menfaatini korumaya yönelik dava açılması durumlarında ise teminat gösterilmeyecek.

Sürelerin ne zaman başlayacağı ve biteceği de belirtilen yasaya göre, süreler, kanunda belirtilecek veya hakim tarafından belirlenecek. Hakim, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, süreleri artıramayacak veya

eksiltemeyecek.

Elde olmayan nedenlerle, kanunda belirtilen veya hakimin kesin olarak belirlediği süre içinde işlemi yapamayan kimse, ''eski hale getirme'' talebinde bulunabilecek. Bu talep, işlemin, süresinde yapılamamasına neden olan engelin ortadan kalkmasından itibaren, 15 gün içinde yapılacak.

İlk derece ve istinaf yargılamalarında, en geç nihai karar verilinceye kadar ''eski hale getirme'' talebinde bulunmak mümkün olacak. ''Eski hale getirme'' talebi, yargılamanın ertelenmesini gerektirmeyecek.

Adli tatil, her yıl 1 Ağustosta başlayacak, 5 Eylülde sona erecek.

Eda (tahsil) davası yoluyla mahkemeden, davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya ya da yapmamaya mahkum edilmesi istenebilecek.

Davanın açıldığı tarihte, alacağın miktarını ya da değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde; alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilecek.

İnşai (yenilik doğuran) dava yoluyla da mahkemeden, yeni bir hukuki durumun yaratılması, hukuki durumun içeriğinin değiştirilmesi ya da ortadan kaldırılması talep edilebilecek.

Dernekler ve diğer tüzel kişiler, üyelerinin veya temsil ettikleri kesimin menfaatlerini korumak için kendi adlarına dava açabilecek.

Mahkemeler, dava dilekçelerini elektronik ortamda da kabul ve kayıt edebilecek. Dava, dilekçenin mahkemeye kaydedildiği tarihte açılmış sayılacak.

Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla, avukat ve vatandaşlar adliyeye gitmeden elektronik ortamda, güvenli elektronik imza kullanarak dava açabilecek, harç ve avans ödeyebilecek, dava dosyalarını inceleyebilecek.

''Tatil saati ve çalışma saati'' kavramı yerine, ''gün sonu'' kavramı kabul edilen ve ''7 gün 24 saat'' esasına göre çalışan UYAP sisteminin kullanılmasıyla, avukatlar ve vatandaşlar, sıraya girmeden saat 24.00'e kadar elektronik ortamda işlem yapabilecek.

Yasa, gerekli masrafların zamanında yatırılmamasından dolayı davaların gecikmesinin önüne geçmek amacıyla da düzenleme yapıyor.

Buna göre, davacı, yargılama harçları ile her türlü tebligat ücreti, keşif gideri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi yargılama giderlerini karşılayacak tutarı, dava açarken ''avans'' olarak mahkeme veznesine yatıracak.

Avans miktarı, davanın türü ve özelliklerine göre, her yıl Adalet Bakanlığınca ilan edilecek gider avansı tarifesine göre belirlenecek. Avansın yeterli olmadığının anlaşılması halinde, mahkeme, eksikliğin tamamlanması için

davacıya 15 günlük kesin süre verecek.

Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olacak. Fakat, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim

tarafından kabul edilecek.(18.07)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber