Ak Parti'den Danıştay'ın başörtüsü kararına tepki: İdeolojik karar/ Video

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 19 Ocak 2011 16:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, ALES sınavına başörtülü girilmesine imkan veren düzenlemeyi durduran Danıştay'a tepki göstererek, "İlgisiz şahısların müracaatıyla bu kararı verme gereğini hisseden Danıştay'ın, aynı ideolojik tavır içinde olduğunu görüyoruz" dedi. Elitaş, Danıştay'ın yerindelik denetimi yapamayacağını vurgulayarak, yüksek yargı organlarının kararlarının da denetlenebilmesi gerektiğini söyledi.

AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş, Meclis'te gazetecilerin sorularını cevapladı. Danıştay'ın başörtülü öğrencilerin Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi (ALES) giriş sınavına girmesine izin veren düzenlemeyi durdurmasına ilişkin soru üzerine Elitaş, üniversiteye girebilen öğrencilerin ALES'e girme hakkının bulunmadığını kabul eden bir Danıştay'la karşı karşıya olduklarını söyledi. Bu konuyla ilgili kişilerin Danıştay'a müracaat etmesi gerekirken, konuyla zerre kadar alakası olmayan bir sendikanın

müracaatı üzerine bu kararın alındığına işaret eden Elitaş, "Anayasamız, erkler ayrılığı ilkesini benimsemiş. Yasama yasaları yapacak, yürütme yapılan yasalara uygun bir şekilde faaliyetlerine devam edecek, yargı da yürütmenin yaptığı icraatların yasalara uygun olup olmadığı konusunu denetleyecek" diye konuştu.

Elitaş, Anayasa'da 'yerindelik denetimi yapılmaz' hükmü açık ve net olmasına rağmen özellikle AK Parti iktidarının yaptığı icraatların yargı yoluyla engellenmesini kendisine ilke edinmiş olan bir kısım yargı mensuplarının Anayasa'yı ihlal ederek yerindelik denetimi yapması üzerine 12 Eylül 2010 tarihinde kabul edilen Anayasa değişikliğiyle, 'herhangi bir yargı organı yerindelik denetimi yapamaz' hükmünün altını kalın çizgilerle çizdiklerini anlattı. İlgisiz şahısların müracaatıyla bu kararı verme

gereğini hisseden Danıştay'ın, aynı ideolojik tavır içinde olduğunu gördüklerini ifade eden Elitaş şunları söyledi:

"Türkiye'de demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını ileri seviyeye ulaştırmak için gayret göstereceksek, öncelikle adaletin adil olması gerekir. Adalet adil olmadığı, ideolojik davrandığı sürece Türkiye'de yargıya olan güvenin zafiyete uğradığını, yargının güven verici ortamdan uzaklaştığını görürüz ki, en büyük tehlike buradadır. Üst yargı mensupları adalete olan güveni artırmak için gayret gösterme mecburiyetindedir."

"YARGI KARARLARINI DENETLEYECEK BİR ORGAN OLMALI"

Elitaş, bu gelişmeyi ÖSYM ve YÖK Başkanlığı'nın değerlendireceğini belirterek, "Bu konuyla ilgili yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı ortaya çıkacak. Yargı kararları ne kadar yanlış olursa olsun Anayasamız gereğince yargı kararlarına uymak zorundayız. Ama Anayasa'ya da herhalde bir hüküm koymak gerekir. Yargı kararlarını denetleyecek bir organın olması gerekir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerine ilişkin yaptıkları düzenlemede bu anlamda bir hüküm bulunduğunu hatırlatan Elitaş, yüksek yargının bir kısmının, kendisinin denetimine gösterdiği tepkinin nereden kaynaklandığını da son Danıştay kararının ortaya çıkardığını ifade etti. Elitaş, "İlgisiz şahısların müracaatını kabul edip yargılamaya başvuran bir yargının herhalde kararının da denetlenmesi gerekir. TBMM'nin yaptığı Anayasa değişiklikleri denetlenebiliyorsa, yaptığı kanunların Anayasa'ya uygun olup

olmadığı denetlenebiliyorsa yargının da verdiği kararların Anayasa'ya uygun olup olmadığı denetlenebilmelidir" dedi.

"YAŞ MAĞDURLARIYLA İLGİLİ BİR ÇALIŞMA VAR"

Elitaş, AK Parti'nin darbe mağdurlarından özür dilenmesine ilişkin bir yasa hazırlığı içinde olduğu haberlerinin hatırlatılması üzerine, YAŞ mağdurlarıyla ilgili bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını ancak darbe mağdurlarından özür dilenmesine ilişkin herhangi bir çalışma içinde olmadıklarını açıkladı. Bu konuda bir çalışma yapan milletvekilleri olabileceğini ancak AK Parti grubuna ulaşan bir düzenleme olmadığını dile getiren Elitaş, AK Parti grubunda da böyle bir hazırlık olmadığını anlatan Elitaş,

"Benim şahsıma 'olabilir mi' diye sorarsanız, 'Niye olmasın' derim ama grupta henüz bir çalışmamız yok" ifadelerini kullandı.

İmam Hatip Lisesi mezunlarına polis olma yolu açan düzenlemeye yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine Elitaş, mevcut kanunda polis okullarına öğrenci alımıyla ilgili meslek okullarının sayıldığını hatırlatarak, yeni düzenlemeyle bunları isim isim saymak yerine, 'Lise ve dengi okullar' ibaresini koyduklarını ifade etti. Bu haktan mahrum olan bütün okulların bundan faydalanabilmesi imkanı getirdiklerini anlatan Elitaş, "İmam Hatip mezunlarının polis olmasının engellenmesinin eleştirilmesi gerekirken,

İmam Hatip Lisesi mezunlarının polis olmasının önü açılıyor şeklinde eleştirel yaklaşım da beni şaşkınlığa düşürüyor. Demokrasi için, özgürlük ve insan hakları için yaptığımız mücadelede, demokratik olmayan bir düzenlemenin ortadan kaldırılmasının desteklenmesini beklerken medyanın eleştirel bir yaklaşımla konuya bakması bana şaşırtıcı geldi. Kimin önünde hak mahrumiyeti varsa bunu düzeltmek siyasetin görevidir. Burada eğer bir eksik varsa bunu siyasete hatırlatmak da medyanın görevidir. Bunu eleştirmek

yerine herhalde teşvik etmek gerekir. Bir bir haksızlığı, bir mağduriyeti gidermek adına bu düzenlemeyi yaptık" değerlendirmesini yaptı. Elitaş, teklifin önümüzdeki hafta komisyonda görüşüleceğini duyurdu.

"KILIÇDAROĞLU PSİKOLOJİK EZİKLİK İÇİNDE İFTİRA ATIYOR"

CHP'nin Kayseri'deki yolsuzluk iddiaları kapsamında dönemin Kayseri Valisi ve bugünkü İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunun ve CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, Cumhurbaşkanı'nın kardeşinin de bu işin içine dahil olduğu iddiasını gündeme getirdiğini hatırlatılması üzerine Elitaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu dosyanın içine doldurmaya çalıştığını ama dosyanın içinin boş olduğunu söyledi. Elitaş şöyle konuştu:

"Allah'ım hiç kimseyi iftira atanlardan eylemesin. Sayın Kılıçdaroğlu'nu kırmızı kaplı bir dosya verdiler. Dosyanın önünden aldılar, arkasından sakladılar, ortadan bir yeri Kılıçdaroğlu'nu verdiler. Kılıçdaroğlu da hazırlıksız şekilde içi boş dosyayı savunmak zorunda kaldı. Sayın Kılıçdaroğlu, elinde patlayan bombanın etkisini hafifletebilmek için haksız saldığı namın ortadan kalkmasının psikolojik ezikliği içinde o dosyayı doldurmaya çalışıyor. Ama içini iftirayla doldurmaya çalışıyor, çamurla

doldurmaya çalışıyor. Kılavuzunun nasıl biri olduğunu sorsun, tüm Kayseri, bataklığın içinde olduğunu ifade edecektir. Ama sayın Kılıçdaroğlu o ezikliğin altında kıvranıyor."

Elazığ'daki yolsuzluk iddialarıyla ilgili bir soru üzerine ise Elitaş, bu konuyla ilgili müfettişlerin verdiği bir rapor bulunduğunu, bu çerçevede Danıştay, soruşturma açılması için izin verdiğini kaydetti. Elitaş, "Kim hırsızlık yaptıysa, kim yolsuzluk yaptıysa, kim namussuzluk, şerefsizlik yaptıysa, tüyü bitmedik yetimin hakkını yediyse bunun hesabını vermeli. Ama kinle, hırsla, ihtirasla, sadece geleceğini kurtarma adına birilerine iftira atanlara da hiç kimse prim vermemeli" diye konuştu. Elitaş,

herkesin hesap verebilmesi gerektiğini belirterek, "Ama kendi adıma söylüyorum. Allah'ım beni iftiracı olmaktan korusun" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber