Erdoğan: Gözyaşı ve acı pahasına oy avcılığı söz konusu

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 03 Mart 2011 13:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Hizmet Binası'nın açılış töreninde konuştu. Başbakan Erdoğan konuşmasında BDP'yi eleştirerek, 'İki de bir KCK, KCK. Yasaları çiğniyorsanız yasalar elbette size de uygulanacaktır.' dedi. BDP'li belediyelere de seslenen Erdoğan, 'Elinizde belediyeleriniz var. Ne yapıyorsunuz? Aldığınız imkanlarla ne yapıyorsunuz?' diye konuştu.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Sekiz yıldır bu tabloyu değiştirmenin gayreti içerisinde olduk. Biz 8 yıl boyunca terörle mücadele şu iki önemli ilkeyi önemsedik. Birincisi terörle mücadele, salt güvenlik tedbirleriyle yürütülemez.

İSTİSMAR ALANLARINI ORTADAN KALDIRMALIYIZ

Terörü doğuran sebepleri, teröre zemin hazırlayan şartları, gençleri yönelten koşulları, terörün istismar alanlarını ortadan kaldırmak zorundayız. İkincisi demokrasiyle, terörle mücadele arasındaki o hassas çizgiyi muhafaza etmek zorundasınız. Terörle mücadelede yeni bir yaklaşım benimsedik.

Şunu biz en başından itibaren biliyoruz. Terör örgütü bölgedeki yoksulluğu yıllarca istismar etmiştir. Bölgeye yatırım yapılmamasını, eğitim kurumlarımızın bölgede yayılmamasını, hastane yapılmamasını istismar etmiştir.

Yol yapılmamasını istismar etmiştir. İşsizliği istismar etmiştir. Umutsuzluğu kullanmıştır. Sadece istismarla da kalmıyor, bölgenin umutsuzluktan kurtulmasına yönelik her türlü yatırımı da var gücüyle engellemeye çalışmıştır. Müteahhit firmaların iş makinelerini yakmışlardır. Hala da devam etmektedirler. Çalışan insanlar tehdit altında kalmışlardır.

Bütün tehditlere saldırılara rağmen, doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinin çehresini değiştirmek için 8 yılda, 30 milyar liralık yatırım gerçekleştirdik, yani eski rakamla 30 katrilyon. Cumhuriyet tarihinde böyle bir yatırım görülmemiştir.

Ben her fırsatta bölgeye gidiyor, yatırımı tamamladığımız eserlerin açılışını yapıyorum. Bunların yanında halkımızda iç içe olduk. Muş Bitlis Erzurum Ardahan'a gittim. Cumartesi Pazar günleri hep oralardaydık. Biz bölgeye Ankara'dan yada uzaktan bakanlardan olmadık. Uzaktan uzağa ahkam kesenlerden olmadık olmayacağız. Partimizin yöneticileriyle parti teşkilatımızla bölgedeyiz. Bizzat şahsen oradayım. Hiç kimse doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinin, 8 yıl önceki görünümüyle aynı olduğunu söyleyemez. Bunu söyleyen açıkçası haksızlık yapar. TOKİ eliyle ucuz konut üretiyoruz. Okullar, pansiyonlar, yurtlar açıyoruz.

GAP'a hız verdik. Yatırımları bitirebilmek için de yoğun şekilde çalışıyoruz. Özel sektör yatırımlarının artması için teşvik yoluyla, tanıtım yoluyla, farklı bir yatırım ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Terör ve bölgenin meselesi salt güvenlik tedbirleriyle sonlanmayacağı gibi sadece ekonomik tedbirlerle de sona ermez.

TRT ŞEŞ 24 SAAT YAYIN YAPIYOR

İnsan hakları noktasında çığlıklara sessiz kalmadık. Biz 2001'de yola çıkarken, yaptırdığımız araştırmalarda, güneydoğu bize şunu söylüyordu. Gelin OHAL'i kaldırın biz sizinle beraberiz. OHAL'i biz kaldırdık, çekiç gücünü biz gönderdik. Bu alanda adım atan bir iktidarız biz. Kimse 24 saat yayın yapılacak bir televizyonu diline alamıyordu. Kıyametler koparmıştı. Şimdi 24 saat TRT Şeş yayın yapıyor. Farklı dil ve lehçelerde programlar açılması, üniversitelerde izin verilmesi, kültür bakanlığımızca Kürtçe eserlerin basılması adımlarını biz attık. Şu anda yine bölgede, Arapça Farsça yayın yapacak, yapmakta olan televizyonlarımız va.r

Milli birlik ve kardeşlik projesini başlatarak, sorunları çözmek, karşılıklı anlayışla çözmek gibi yeni bir sürece ön ayak olduk.biz 8 yıl boyunca şunu söyledik, insanı yaşat ki devlet yaşasın. Yaradılanı severiz yaradandan ötürü. Üç şey üzerinde durduk. Etnik milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik, dinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik. Biz etnik milliyetçilik yapmadık. Vatandaşlarımızın tümünü yaradandan ötürü sevdik ve seviyoruz. Hepsine saygı duyduk, duyuyoruz ve duymaya da devam edeceğiz.

Bizim tek istediğimiz şey var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasnıda bütünleşelim, birleşelim ve birbirimizi sevelim. Bir olalım, iri olalım, diri olalım. Biz bölgesel milliyetçiliği de yıktık, yıkıyoruz. Batı ne aldıysa, doğu da onu alacak. Kuzey ne aldıysa, güney de onu alacak.

İÇLER ACISI BİR DURUM

Kısa bir süre önce Ağrı'daydım. Merkeze inerken, hemen bir yüzüncü yıl mahallesi var. YİBO'ya uğradık, karne dağıttık. En başarılı olan iki üç çocuğun adreslerini aldım, akşam size uğrayacağız dedik. Yanımda eşim kızım, milletvekili arkadaşlarımız, valimiz belediye başkanlarımız şöyle uğradık. Tabi içler acısı bir durum. Nedir? Ev, yanında ahırı iç içe. E tabi orada bir insanca yaşam söz konusu değil. Siz orada bir alt yapı yatırımı da yapamazsınız zaten. Sordum kaç çocuğun var diye, beyi de daha yeni ölmüş, 11 tane çocuğundan bahsetti. 11 çocuk iki göz odada kalıyorlar. Onlar da oda değil yani. Banyo falan hak getire.

Biz dedik, size buralarda evler yapsak, toplu konut olarak gelip girsek, tabi saf saf o hanım kardeşimiz, isteriz. Üstelik biz size üç oda bir salon yaparız dedim. İsteriz dedi. Hemen başladılar, hayvanları ne yapacağız dediler? Dedik ki hayvanlar için organize bölgeler oluşturuyoruz. Oraya da onları koyarız. Onlar da size ait olarak onların beslenmesi, sütünü oradan alırsın, birkaç tanesi baktım ki hemen orada takoz koymak istediler. Ortalığı karıştırma, engelleme, şuradaki yaşama insanca yaşam diyebilir misin? Ne alt yapı var ne bir şey var. Burada insanlar suya yeni ulaşıyor.

Valimle belediye başkanıma onu söyledim. Görüşeceksiniz, ikna edeceksiniz, bizim buraya TOKİ'yle girmemiz lazım, kentsel dönüşümle buraları projelendirmemiz lazım. En kötü ihtimalle, tarım köylerinde yaptığımızı yaparız. Yani şehirle, hayvan beslemenin iç içe olduğu bir yapı artık bu modern dünyada uygun düşmüyor.

BİRİNCİ PARTİ ÇIKAMAZDIK

Çıkıyorlar diyorlar ki, Kürtler şöyle dedi, Kürtler böyle dedi. İnanın bunlar, selahiyyet sahibi değil ve dürüstte değiller samimi de değiller. Bunlar benim kürt kökenli vatandaşım adına konuşacak yetkiye sahip değiller. Zaten vatandaşlarımız bunlara yetki vermiş olsa biz birinci parti olarak çıkamazdık.

Biz bu mücadeleyi çetelere rağmen yaptık. Hukuksuzluğa rağmen yaptık. Meclis'te yalnız bırakıldık. Ne ana muhalefet, ne diğer muhalefet partileri destek vermedikleri gibi, süreci tahrik etmek için ellerinden geleni yaptılar. Biz tüm bu reformları yaparken, ayakta kalmaya çalışan siyasetçilere rağmen yaptık. Sorunu çözmeye yönelik samimi adımlarımızdan o kadar çok rahatsız oldular ki, terör örgütüyle yurt içindeki çetelerle işbirliği

En son 12 Eylül halk oylamasında, terör örgütü de hayır dedi, ülke içindeki çeteler de hayır dedi, terör örgütünün uzantıları da, şehit cenazelerini istismar edenler hayır dedi. O kadar ileri gittiler ki terör örgütüne neden eylemsizlik ilan ediyorsunuz, eylemsizlik hükümetin işine yarar diye akıl verenler çıktı. Her seçim öncesi artan terör eylemleriyle, Türkiye'yi şekillendirme gayreti içine giriyorlar.

VİCDANINIZA NASIL ANLATABİLİYOR SUNUZ?

Kirli oyunlar senaryolar var. İç siyaseti dizayn etmek için terör örgütüne ihale verenler, onu taşeron firma olarak kullananlar var. Vatandaşlarımın, Kürt kökenli vatandaşlarımın bu çirkin planları görmesini ve ona göre tavır almasını rica ediyorum. Bir yandan terör örgütü ve onun uzantıları ortamı tahrik etmek için dört bir koldan harekete geçmiş durumdalar. Eskiden terör örgütü internetle, belli ajanslarla mesajlarını iletiyordu. Şimdi bir siyasi partinin terör örgütünün sözcülüğüne soyunduğunu görüyorsunuz. Allah aşkına soruyorum. Siz 12 Haziran'da oy toplayacaksınız diye gençlerin ölmesi, öldürülmesi vicdani midir? Bunu vicdanınıza nasıl anlatabiliyor sunuz? Sokakları ateşe verip, bu süreçten oy elde etmenin

Gözünüz bu kadar mı sizin karardı? Gözünüzü bu kadar mı kan bürüdü? Siz güya oy alıp meclise geleceksiniz, annelerin babaların gözyaşları pahasına, yetim öksüz kalacak çocuklar pahasına bu vicdana sığar mı?

Utanmadan sıkılmadan bölgede akan kanın sorumlusu Tayyip Erdoğan'dır diyorlar. Senin aklın sekiz yıldır mı kendine geldi? 30 yıldır bu ülkede terör örgütü kan döküyor. 30 yıldır başbakan Tayyip Erdoğan mı? Şimdi gelip siyasete daha yeni girmiş hemen fatura kesmeye çalışıyorlar. Biz bu süreçleri çoktan aştık.

Sen mazbata alacaksın diye gençler ölecek. Sonra da çıkıp başbakan'ı tehdit edeceksin. Bunu benim vatandaşım yutmaz. Adı üzerinde yahu. Milli birilik diyoruz, kardeşlik diyoruz. Ne birliğe, ne kardeşliğe, bunların bu denli yüce kavramlara alışkanlığı yok. Bugüne kadar meselenin derinleşmesi için çabalamak dışında ne yaptınız? Bugüne kadar ülkeyi kışkırtmaktan başka, okul çocuklarının eline taş verip o masum yavruları kullanmaktan başka ne yaptınız? Eğitim sorunları için, sağlık sorunları için, işsizlik için, kadın hakları için hangi somut projeyi istismardan öte öne sürdünüz?

BU SÜREÇ EN FAZLA KİME ZARAR VERDİ

Biz hastane açılışı yapıyoruz, onlar vatandaşı tehdit ediyor. Havaalanı temeli atıyorlar arkadaşlarım tehdit, gitmeyeceksin. Bunlar on yıllardır yüzyıllardır beklenen şeyler. Niye tehdit ediyorsun? Demokrasi dediniz, ifade özgürlüğü dediniz. Sizinle aynı yerde durmayanlara, eleştirenlere karşı tahammülsüzlüğünüzü neyle açıklıyorsunuz?

30 yıldır bu ülkenin terör sorunu var. Bu süreç en fazla kime zarar verdi? Terör en fazla kimin çocuklarını yedi? Lütfen her bir kardeşim bu soruyu kendine sorsun. Çıkıyorlar seçim barajı düşürülsün diyorlar. Bu samimi bir yaklaşım değil. Güçlü olduğuna inanıyorsan

Biz Ak Parti'yi 14 Ağustos 2001'de kurduk. 3 Kasım'da da tek başımıza iktidar olduk. Bu barajı biz koymadık. Biz Türkiye'yi samimiyetle kucaklayarak siyaset yapmadık. Biz Doğu'da farklı, Batı'da farklı konuşmadık.

Bugün tüm enerimizi, siyasetimizi, terörün sözcülüğüne ayırır, tek derdiniz terör örgütü liderinin hapishane şartları olursa, siz Türkiye'nin partisi olamazsınız. İşte elinizde belediyeler var. Ne yapıyorsunuz? Aldığınız imkanlarla ne yapıyorsunuz? Bölgeyi geziyoruz bakıyoruz. Belediyelerin en tabii yapması gerekeni bile yapmıyorsunuz. Gelin bunları yapın. Ortaya eser koyun. Bahane uyduramazsınız iktidarda Ak Parti var diye. Çünkü Ak Parti tüm belediyelere yasal imkanlarını vermektedir. Biz bu yasal imkanların bize verilmediği dönemlerden geçtik. Dönemin farklı iktidarları bana çok zorlamalar yaptılar. Ama buna rağmen, biz İstanbul gibi bir şehri, çöpten susuzluktan temizledik. Kirli havayı temiz havaya dönüştürdük. 2.5 milyar dolarla devraldık, 1.4 milyar dolar borçla devrettik. Siz şimdi ne yapıyorsunuz bunu söyleyin. Siz terör örgütünün ele başını bırakında bugüne kadar hangi sorunu çözdünüz.

İki de bir KCK, iki de bir KCK. Siz önce bütün şu anda, içeri alınan belediyeler, her şeyden önce yürütmenin aldığı bir karar ve uygulama değildir. Türkiye Cumhuriyet, demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir. Eğer yasaları çiğniyorsanız, tabiî ki yasalar size de uygulanacaktır. Terör örgütü de onun uzantıları, seçim öncesi bölgeyi kışkırtarak buralardan nemalanmanın peşinde. Anaların gözyaşı, babaların yürek sızısı, kapanan kepenkler pahasına bir fırsatçılık söz konusu.

BDP şunu çok iyi biliyor. bölgenin manzarası değiştikçe istismar edecek sorun bulamaz hale geliyorlar. Bölgeye yatırım gittikçe, kendi altlarındaki zemin kayıyor. Sorunların çözümünü gördüğü için, süreci sabote etmek için, bütün imkanlarıyla çalışıyor. Aziz milletimin bu kirli oyunu görmesini rica ediyorum.

Şunu da bilmenizi istiyorum. Hangi kışkırtmayı, hangi eylemleri devreye alırsa alsınlar, milli birlik ve kardeşlik süreci devam edecek, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki, ki bunu ileri demokrasi diyorum, bu alandaki adım hiçbir engele takılmayacak, Türkiye'yi büyütmeye devam edeceğiz.

Artık devletin terör mücadelede bir hafızası oluşmaya başladı. Daha önce bu yoktu. Terörle çok boyutlu mücadele için artık daha planlı adımlar atılmaya başlandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber