Üniversitelerdeki sağ-sol çatışması 'iyi çocuk'un işi

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 11 Haziran 2011 14:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

SEDAT GÜNEÇ

Ankara'da çete operasyonunda gözaltına alınan Şemdinli davası sanığı Astsubay Ali Kaya'nın haber elemanı İlker Demir'in ifadeleri, kurgulanan provokasyonları tek tek deşifre etti. Kürt kökenli vatandaşları provoke ederek sokağa dökmek için DTP Genel Merkezi'ne eylem yapmayı planladıklarını anlatan Demir, Ali Kaya'nın talimatıyla üniversitede sağ-sol çatışması çıkardığını anlattı.Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi 31 Mayıs'ta eşzamanlı baskınlarda tehdit, şantaj ve uyuşturucu kaçakçılığı suçlamalarıyla 7 kişiyi gözaltına almıştı. Şemdinli davasının sanıklarından Astsubay Ali Kaya'nın haber elemanı İlker Demir de soruşturma kapsamında tutuklandı. Demir, ifadesinde, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın "Tanırım, iyi çocuktur." dediği Ali Kaya hakkında ciddi iddialar da bulunuyor. Eylem için Ali Kaya'dan talimat beklediğini belirten İlker Demir'in gösterdiği yerde ise gömülü halde 4'ü bilyeli 8 boru tipi bomba ile 200 gram barut ele geçirildi.

Gaziantep'te üniversite öğrencisi olduğu 1998-2001 yılları arasında Ali Kaya ile tanıştığını anlatan Demir, Kaya'nın isteği ile solcu öğrencilerin arasına karışıp bilgi topladığını söylüyor. Demir, ifadesinde, "Patlayıcı madde nasıl yapılır, azotlu gübreden bomba nasıl yapılır, boru tipi bombalar nasıl yapılır gibi kısa, basit, teorik, pratik bilgiler anlatıyordu. Malzemeleri getirip evimde pratiğini de yapmaya başladık. Bu dönem evimde yaptığımız teorik eğitim ile ilgili kullanılan kimyasalları Ali Kaya geri götürüyordu." diyor. Ali Kaya'nın kendisine, "Üniversite içerisinde bir karışıklık yapabilir misin?" diye sorduğunu anlatan Demir, bu talimat üzerine bir kız meselesini fırsat bilerek solcu gibi göründüğünden ülkücü öğrencilere saldırdığını söylüyor: "Bu olayın ertesi günü üniversite içerisinde hareketlilik oluştu. Sağcı öğrenciler ile solcu öğrenciler gruplaşarak karşı karşıya geldi. Ancak Ali Kaya'nın gerilimi ne kadar tırmandırmamı istediğini bilmediğim için olayları yatıştırdım. Gerilim çıkardığım için korkmuştum. Ali Kaya'ya bu konuyu anlattığımda, merak etmemem gerektiğini, kendisinin halledeceğini söyledi. Birkaç gün sonra okula gittiğimde kavga ettiğim öğrenciler bana kafayla selam vererek, bir şey olmamış gibi yanımdan geçtiler. Bir daha da onlar ile bir sıkıntım olmadı. Kaya'nın bu konuyu hallettiğini ve üniversitede ne kadar etkili olduğunu anladım."

DTP'YE EYLEM İÇİN TALİMAT BEKLEDİK

İlker Demir, Kürtleri sokağa dökmek için eylem planladıklarını ve bunun için Ali Kaya'dan talimat beklediklerini aktarıyor. Kaya'nın eylemler için kullandığı başka hücrelerin de olduğunu anlatan Demir, "Ali Kaya, bu yapı içinde benden başka kullandığı ve görüşmekte olduğu, farklı birimlere, yapılara, örgütlere, eylem yaptırmak için hazırlandığını, başka kişilerin de olduğunu söylemişti." diyor. Ali Kaya ile irtibatının öğrencilik döneminden sonra da devam ettiğini anlatıyor. Planlanan eylemler için silah arayışına girdiğini ve Irak Erbil'deki silah pazarına da gittiğini anlatan Demir, "Irak'ta sınıra yakın bölgede askerî malzeme satan birisi ile tanıştım. Buradan birkaç tane askerî malzeme aldım. Uzun menzilli bir silahı nasıl temin edebileceğimi sordum. En başlarda 'yok böyle bir şey' dedi ise de daha sonradan temin edebileceği şeklinde görüştük." şeklinde konuşuyor.

Şemdinli mağdurları umutlandı: Adalete olan güvenimiz arttı

Şemdinli davasında astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş'in tutuklanarak cezaevine gönderilmesi olayın mağdurlarını sevindirdi. Umut Kitabevi'ne atılan bomba sebebiyle ağır yaralanan Metin Korkmaz, 4 ay yataktan kalkamadığını anlattı. Korkmaz, "Olayda amcamın oğlu Zahir Korkmaz'ı kaybettik. Ben de ciddi yaralar aldım. Son verilen tutuklama kararları mağduriyetimizi bir nebze de olsa giderdi. Adalete olan güvenimiz arttı." dedi.

Umut Kitabevi'nin sahibi Seferi Yılmaz da benzer ifadeler kullandı. Umutlarının arttığını anlatan Yılmaz, "Yaşanan olayda bir katliam planlanıyordu. Özellikle olayı gerçekleştiren subayların kullandıkları arabanın bagajında silahların yanı sıra Şemdinli Merkez Camii'nin krokisi bulundu ve oraya bir eylem hazırlığı içinde oldukları da kesinleşmişti. Jandarmaya ait olduğu ortaya çıkan arabanın bagajında bulunan el bombaları, uzun namlulu silahlar ve çok sayıda şarjörün yanında Umut Kitabevi'nin krokisi, Merkez Camii'nin krokisi ve birkaç yetkilinin ev krokileri vardı. Yapılacak eylemlerden sonra hangi kaçış yollarının kullanılacağı kalem kalem işaretlenmişti. Bu bilgilerin hepsi o dönemin savcısında mevcuttu." ifadelerini kullandı.

İBRAHİM ÖKÜR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber