Eğitim Bir Sen'in memurlar.net'e gönderdiği açıklama

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 07 Şubat 2012 17:53, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Web sayfanızda yer alan 03/02/2011 tarihli ?Eğitim Bir Sen davadan feragat ettiği için, MEB Anadolu Lisesi kararını uygulamayacak? haberi üzerine zorunlu açıklama

Yukarıda mezkûr haber sendikamızı ilzam edici mahiyette olduğundan aşağıda yer alan cevabî metnin web sayfanızda yayımlanmasını gereği için ilginize sunarız.

Eğitimciler Birliği Sendikası

Hukuk Müşavirliği

SENDİKAMIZI İLZAM EDEN HABER GERÇEK DIŞIDIR

?memurlar.net? isimli internet sitesinde 03/02/2011 tarihinde ?Eğitim Bir Sen davadan feragat ettiği için MEB Anadolu Lisesi kararını uygulamayacak? başlığı altında gerçekle ilgisi bulunmayan ve üyemiz adına açmış olduğumuz davadan hareketle Sendikamızı zan altında bırakmaya yönelik bir yazı kaleme alınmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 8'inci maddesinin ikinci fıkrası;

?Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, bilim sanat merkezleri, güzel sanatlar ve spor liseleri ile her türdeki Anadolu liseleri yöneticiliklerine bu eğitim kurumları her biri kendi içinde olmak üzere, ilgili mevzuatına göre seçilerek öğretmen olarak atanıp, görev yapan ya da bu eğitim kurumlarında görev yaptıktan sonra herhangi bir nedenle ayrılmış olmakla birlikte yeniden bu eğitim kurumlarına sınavsız atanabilecek nitelikte olanlar arasından atama yapılır.?

şeklinde iken, 15.05.2010 tarihli ve 27582 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik değişikliğiyle;

?Fen liseleri ve sosyal bilimler liseleri yöneticiliklerine, bu eğitim kurumlarına Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri ile Her Türdeki Anadolu Liseleri Öğretmenlerinin Seçimi ve Atamalarına Dair Yönetmeliğe göre seçilerek öğretmen olarak atanıp, görev yapan ya da bu eğitim kurumlarında görev yaptıktan sonra herhangi bir nedenle ayrılmış olmakla birlikte yeniden bu eğitim kurumlarına sınavsız atanabilme hakkını kaybetmemiş olanlar arasından atama yapılır.?

şekline dönüştürülmüş idi. Yani Anadolu lisesine yönetici olmak için Anadolu Lisesi öğretmenlerine tanınan öncelik kaldırılarak Anadolu Liselerine yönetici olmak için Anadolu Lisesi öğretmeni olmak şartı aranmayacaktı.

Bu düzenleme ile kazanılmış hak kaybına uğramak suretiyle mağdur duruma düşen bir üyemizin adına Adana ilinde avukatımız aracılığı ile üyemizin mağduriyetini gidermek amacıyla söz konusu düzenlemenin iptali yönünde dava açılmıştı. Nitekim Danıştay 2. Daire Başkanlığı'nın 2010/3883 Esas sayılı dava dosyasında söz konusu düzenlemenin iptali yönünde karar verilmiş; ancak karar davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın temyiz incelemesi aşamasında, davacı asil yani sendikamız üyesince feragat talebi doğrultusunda davadan feragat edilmiştir; zira dava süreci devam ederken Anadolu Lisesi puanlarının yeniden hesaplanması neticesi sendikamız üyesi davacının okul yöneticiliğine atamaya esas puanı yetersiz hale gelmiş, bu suretle Anadolu Lisesi yöneticiliğine atanma şartlarını kaybetmiştir. Bu şartlar altında davanın devamında ve lehine kesinleşmiş bir karar çıkmasında hiçbir hukuki menfaati kalmayan, lehine hiçbir sonuç elde edemeyeceği aşikâr olan üye (davacı asil), lehine çıkacak kesinleşmiş bir karardan bir yarar elde edemeyeceği gibi davanın devamı halinde, eğitim çalışanlarının genelini etkileyebilecek mahiyette ortaya çıkması muhtemel olumsuz sonuçları da göz önüne alarak davasından tek taraflı olarak kendi istek ve iradesi ve de kendi beyanıyla feragat etmiştir.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 19'uncu maddesinin (f) bendine göre; sendikaların üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukukî yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak hak ve yetkisi bulunmaktadır.

Söz konusu Kanun hükmünden ve Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun Esas No: 2005/1 Karar No: 2006/1 sayılı içtihadı birleştirme kararından da anlaşılacağı üzere kamu görevlileri sendikaları, üyeleri hakkında tesis edilen ya da aleyhe sonuç doğuran bireysel ya da genel düzenleyici işlemlere karşı, üyelerini temsilen avukatları aracılığıyla dava açabilecekler ve salt bu nedenle açılan davalarda taraf olabileceklerdir. Kısaca, Sendikamızın söz konusu yazıya/habere konu davadaki sıfatı, kazanılmış hakkı Bakanlığın düzenlemesiyle ihlal edilen üyesinin mağduriyetinin önlenmesi ve hakkının korunması amacıyla sendika avukatı aracılığıyla üyenin mahkeme nezdinde temsil edilmesidir.

Burada özellikle bir hususa dikkat çekmek istiyoruz. Sendikaların, genel düzenleyici işlemlere karşı dava açabilmeleri konusunda hiçbir şüphe bulunmamaktadır. Kamu görevlileri sendika ve üst kuruluşlarının, üyelerinin ortak, ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için kurulmuş tüzel kişilikler olarak diğer tüm tüzel kişilere tanınan kuruluş amaçları çerçevesinde ve bu amaçları gerçekleştirecek ölçüde yetkili organları vasıtasıyla taraf ve dava ehliyetlerinin varlığı şüphesizdir. Nitekim gerek Sendikamızca gerekse diğer sendikalarca, üyelerin haklarını ihlal eden bu türden genel düzenleyici işlemlere karşı pek çok davanın varlığı kamuoyunca bilinmektedir. Ancak yazıya/habere konu dava, bu türden yani Sendikamızca, sendika tüzel kişiliği adına açılan bir dava olmayıp üyemiz adına üyeyi temsil sadedinde açılan bir davadır. Buna rağmen sanki Sendikamızın açmış olduğu bir davadan, kamuoyu baskısı üzerine vazgeçilmiş olması gibi bir intiba uyandırılmıştır.

Takdir edileceği üzere üyemiz adına avukatlarımız aracılığıyla dava açmak ve açılan davaları sürdürmek hem bir yetki hem de bir görev olduğu gibi davacı asilin istem ve iradesi olmaksızın açılan bir davadan vazgeçilmesi ya da açılan bir davanın geri çekilmesi söz konusu olamaz. Bu durum hem 4688 sayılı Kanuna hem de Usul Kanunlarına aykırı olacaktır. Bunun yanında davasından feragat etmek isteyen bir üyenin/davacının, bu yöndeki açık istek ve iradesine rağmen bu isteminin kabul edilmeyip davasına devam etmek de aynı şekilde 4688 sayılı Kanuna hem de Usul Kanunlarına aykırı olacaktır. Eğitim Bir Sen hiçbir üyesini herhangi bir konuda dava açmaya zorlamadığı gibi açılan bir davadan feragat etmeye de zorlamamıştır. Nitekim adına dava açtığımız üyemiz de değişen hukuki ve fiili durumu neticesi, kesinleşecek karardan hiçbir hukuki fayda sağlamayacağı gibi eğitim camiasının geneline zarar vermemek saikinden hareketle davasından feragat etmiştir.

Yine ifade etmek isteriz ki Eğitimciler Birliği Sendikası her konuda olduğu gibi üyeleri adına mahkemeler nezdinde hak arama noktasında da sorumlu bir sendikacılık anlayışına sahiptir. Tek bir üyemizin dahi bir hak kaybı var ise talebi olduğu sürece onun adına dava açmaktan ve dava sürecini sonuna kadar takip etmekten imtina etmeyiz. Yine tüm eğitim çalışanlarını ilgilendiren konularda da eğitim çalışanlarının mağduriyetine sebebiyet vermeyen Sendikamızca genel nitelikte açılmış onlarca dava bulunmaktadır. Ancak yetkili sendika olmanın bilinci içerisinde sadece kendi üyelerimizin değil tüm eğitim çalışanlarının temsilcisi olduğumuzun farkındayız. Bu nedenledir ki gerek sendika tüzel kişiliği adına açılan/açılacak davalarda gerekse temsil sadedinde üyelerimiz adına açılan davalarda, verilecek kararların muhtemel sonuçlarını göz önüne alarak hareket etmekteyiz. Zira günü kurtarmak ve zevahir oluşturmak için üyeleri adına ya da tüzel kişilikleri adı altında genel düzenleyici işlemleri idari yargıya taşıyarak dava açan, bu suretle elde ettikleri iptal kararları sonrası başta üyeleri olmak üzere tüm eğitim çalışanlarını daha da zora sokarak, eğitim çalışanları karşısında cümle kurmakta zorlanan ve mahkeme kararları uygulanmadığında da seslerini çıkarmayan sendikalardan farkımızı çok iyi bilmekteyiz. Nitekim 2005/73 sayılı Genelgenin iptalini talep eden ve açmış olduğu dava sonrasında iptal kararı çıkartan sendikaların, iptal kararı ile mağduriyetlerine sebebiyet verdiği binlerce eğitim çalışanı ile yüzleşmekten nasıl kaçındığı kamuoyunun malumudur.

Yine Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Fen Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerinin Öğretmenleri İle Güzel Sanatlar ve Spor Liselerinin Beden Eğitimi, Müzik ve Görsel Sanatlar/Resim Öğretmenlerinin Seçimi ve Atamalarına Dair Yönetmeliğin bazı kısımlarının iptali yönünde açılmış bulunan bir davada verilen yürütmenin durdurulması kararı sonrası da Anadolu Liselerine dönüştürülen Genel Lise öğretmenlerinin Anadolu Lisesi öğretmeni statüsüne sahip olmaları engellenmiş, dönüştürülen okullardaki öğretmenlerin okullarında görev yapabilmeleri için sınava girmelerine, sınava girmeyen ve sınavda yeterli puan alamayan öğretmenlerimizin ise mesleki ve teknik eğitim kurumlarına atanmak zorunda kalmaları hatta norm kadro fazlası konumuna düşmelerine zemin hazırlanmıştır.

Kaldı ki dava konusu edilen Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 8'inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü aleyhine açılan tek dava, Eğitim Bir Sen'in davası değildir. Bu nedenledir ki Sendikamız tarafından temsil sadedinde açılan davadan üyemizin feragat etmesi nedeniyle davanın konusuz kalmasında eğitim çalışanlarının genelini etkileyecek mahiyette bir mağduriyete kapı aralanmamıştır.

Ancak 2005/73 sayılı Genelgenin iptali sonrasında 6000'in üzerinde öğretmenimizin ataması iptal edilmiş, o dönem şartları içerisinde ciddi ölçüde mağdur edilmişlerdir. Bunun üzerine Genelgeyi iptal ettiren sendikalar, temyiz sürecinde verdiği beyan dilekçelerinde ??Temyiz konusu edilen mahkeme kararının uygulanması ile binlerce öğretmen mağdur olmuş ve telafisi güç veya imkânsız zararlar meydana gelmiştir...? diyebilmişlerdir. Yani adeta mahkeme kararını uyguladığı için Bakanlık suçlanmıştır.

Yazıyı kaleme alan yazar, benzer bir mağduriyetin Sendikamız eliyle gerçekleştirilmesini mi arzu etmektedir? Üyemiz kendi davasından feragat etmişken davanın sürdürülmesi noktasında Sendikamıza yönelik bu ısrarı anlamak mümkün değildir. Sendikamızın istikrarlı büyümesi ve eğitim çalışanları arasındaki sendikal duruşu dikkate alındığında bu soruların cevabı da kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber