Akdağ: Kim bir sağlık çalışanına fiske vurursa, Sağlık Bakanı'nı karşısında bulacaktır/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Nisan 2012 16:12, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ''kendini bilmez maganda ruhlu, sosyopatların sağlıkçılara saldırılarının, vatandaşların sağlıkçılara tepkisi gibi algılanmamasını'' isteyerek, ''Bu ülkenin vatandaşları, sağlıkçıların kıymetini bilen insanlardır. Kim bir sağlık mesleği mensubuna fiske vurursa, Sağlık Bakanı'nı karşısında bulacaktır'' dedi.

Akdağ, TBMM Genel Kurulu'da, AK Parti Adıyaman Milletvekili Muhammed Murtaza Yetiş'in, sağlık çalışanlarına yönelik şiddete dair gündemdışı konuşmasına, Hükümet adına yanıt verdi.

Sağlık ve şiddet; yan yana gelmemesi gereken iki kelimenin, yoğun şekilde tartışılacağı bir günde olduklarını belirten Akdağ, sağlık çalışanlarını, şiddete karşı en güçlü şekilde nasıl korunacağı üzerinde emek verilmesi, çalışılması gerektiğini belirtti. Akdağ, son zamanlarda bu konu üzerine odaklandıklarını dile getirerek, sorunun evrensel olduğuna işaret etti. Akdağ, dünya ve Türkiye'deki sağlık kuruluşlarında şiddet oranının, diğer iş yerlerindekilere göre oldukça yüksek görüldüğünü bildirdi.

Recepq Akdağ, bu konuda Türkiye'de ve dünyada geniş, kapsamlı araştırmanın bulunmadığını vurguladı. Araştırma sonuçları ne olursa olsun, şiddetin, sağlık hizmetleriyle bir arada bulunmasını asla kabul edemeyeceklerini dile getiren Akdağ, tek bir sağlık çalışanının dahi şiddete maruz kalmasını kabul etmediklerini bildirdi.

Bakan Akdağ, ABD'deki bir araştırmaya göre, sağlık kurumunda çalışmanın, şiddete maruz kalma yönünden 16 kat fazla risk oluşturduğunu ifade ederek, bu aşamada Meclis'in ortak aklına, yargının, basının, meslek örgütlerinin ve muhalefetin samimi desteğine ihtiyaçları bulunduğunu söyledi.

-''Hastaları için gözyaşı döken bir hekimim''-

Sorunu, ''kadim'' sorun olarak nitelendiren Akdağ, özellikle İngiltere'de yapılan çalışma ve önlemlerin, şiddeti geriletmeye yetmediğini ifade etti. Akdağ, ancak Türkiye'de, sigara içme yasağında olduğu gibi bir konuya birlikte el attıkları zaman, toplumsal duyarlılığı birlikte geliştirdiklerinde daha hızlı yol alabildiklerini, bu konuda Türkiye'nin potansiyeline güvendiğini anlattı.

Akdağ, konunun, siyasi polemiklerin kısırlığına kurban edilmemesini isteyerek, evrensel, geçmişten bu yana süren köklü bir sorunla karşı karşıya olduklarını, bunu çözmeye odaklanmaları gerektiğini kaydetti.

Bir çok hekim gibi hastaları için gözyaşı döken bir hekim olduğunu, milletvekilliği, bakanlığın bunu değiştirmediğini anlatan Akdağ, ''Çoğu zaman hastalarınız için akıttığınız, akıtacağınız gözyaşını hastalardan, yakınlarından saklamanız gerekir. Sağlık ailesi olarak hepimiz kedisini insana adamış aileyiz'' dedi.

-''Partiden ihraç edilmeli''-

Bakan Akdağ, doktor Ersin Aslan'ın hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülmesine de değindi. Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Gözü dönmüş bir caninin şehit ettiği Ersin kardeşimize hepimizin, milletvekillerinin de içi yandı. Allah'tan kendisine rahmet diliyorum. O pırıl pırıl insana yönelen bıçak, bütün sağlıkçılara olduğu gibi benim de şahsıma yönelmiş bir bıçaktır. Kim bir sağlık mesleği mensubuna bir fiske vurursa, Türkiye Cumhuriyeti'nin Sağlık Bakanı'nı karşısında bulacaktır. Onlara yapılmış her hakareti, her şiddeti kendime yapılmış addediyorum.

Tam da bu acıyı yaşarken bu sefer Van'dan kötü, ağır bir haber geldi. Bir milletvekili, bu yaralı şehirde, deprem esnasında ve sonrasında büyük hizmetler veren Van Bölge Hastanemizde, bu hizmetlerde büyük emeği olan bir doktora el uzattı. Bu da bizi derinden yaraladı.

Bu doktor kardeşimiz, eşi olaydan dolayı üzgündü. Bu arkadaşımız, milletvekilinden bu olay bitmesine rağmen hala korkuyordu. İl valisine rica ettim, doktor ve eşi ile hastane başhekim vekiline koruma verildi. Bir milletvekiline karşı, devletin valisi, çalışanını, doktorunu korumak zorunda kaldı. Bu acı bir şey. Bu duruma yarın TBMM ne der göreceğiz, savcılık fezleke hazırlıyor. Ancak bu duruma öncelikle BDP'nin müdahale edeceğini düşünüyor, umut ediyorum. Bu hususta teşebbüsleri var, bu süratle sonuçlandırılmalıdır. Böyle bir fiilin bana göre sonucu, bu milletvekilinin partiden ihraç edilmesi olmalıdır.''

-''Hızlı ve kararlı olmalıdır''-

Akdağ, sağlıkçılara, hemşirelere, acil tıp teknisyenlerine, doktorlara karşı, kendini bilmez, haddini aşan kişilerin, sözlü, fiili saldırılarda bulunduğunun bir gerçek olduğuna işaret ederek, bu tıynette olanların, hekimlerin, sağlık çalışanlarının sahipsiz olmadığını bilmesi gerektiğini söyledi.

Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayacak kadar ileri bir kendini bilmezlik halinin, mutlaka gerekli şekilde cezalandırılması gerektiğine dikkati çeken Akdağ, ''Bu konuda emniyet güçlerimiz gerekli hassasiyeti göstermelidir. Bir kamu kuruluşunda görevi başında bir sağlıkçıya, sözlü ya da fiili saldırı, kişisel şikayet olsun olmasın kanunen rapor edilmek, savcılığa bildirilmek durumundadır. Hem emniyet hem yargımız sağlıkçıya karşı saldırıya hassasiyetle yaklaşmalı, adil şekilde gereğini yerine getirmelidir. Emniyet ve yargının tutumu, maganda ruhlu saldırganlara haddini bildirmekte hızlı ve kararlı olmalıdır. Bütün sağlık ailesi olarak yetkililerden bunu bekliyoruz. Sağlık Bakanı olarak da bunun takipçisi ben olacağım'' diye konuştu.

Akdağ, basına da önemli bir sorumluluk düştüğünü dile getirerek, hiçbir sağlık çalışanı, kuruluşu için yargısız infaz yapılmamasını istedi.

-''Sağlık hizmetini alma hakkı ihlal edilmemeli''-

Süreçte meslek örgütlerine de önemli görevler düştüğüne işaret eden Akdağ, sorunlara dikkat çekmek için eylem yapılmasını doğal karşıladığını ancak eylemlerde halkın sağlık hizmeti alma hakkının ihlal edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Akdağ, sağlık çalışanlarının, büyük bir iş yükü altında çalıştığını, doktor ve hemşire sayısının, son yıllardaki öğrenci sayısındaki artışa rağmen yetersiz olduğunu dile getirdi. Akdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

''Yıllarca Türkiye'de belli gruplar doktor, hemşire sayısının artmasına direnç gösterdiler. Öğrenci sayısı arttıysa da doktor ve hemşire sayımız daha uzunca süre yetersiz kalacaktır.

Vatandaşlardan sağlıkçılara karşı anlayış, sevgi, saygı empati bekliyorum. Sağlık ailesi, gayret, samimiyet ve fedakarlıklarıyla ancak takdire layıktır. Kendini bilmez maganda ruhlu, hastalıklı ruh haline sahip kişilerin, sosyopatların sağlıkçılara saldırıları, vatandaşımızın sağlıkçılara tepkisi gibi asla algılanmamalıdır. Bu ülkenin vatandaşları, sağlıkçıların kıymetini bilen insanlardır.''

-''Resmi magandalık değil mi-''-

AK Parti Adıyaman Milletvekili Muhammed Murtaza Yetiş, gündemdışı konuşmasında, ''Bülbüller bizi mutlu edecek şarkılar söylemekten başka bir şey yapmazlar. Hekimler de tıpkı bülbüller gibi ilacın diliyle acınızı dindirecek, sizi mutlu kılacak şeyler söyler'' dedi.

Yetiş, şifanın dağıtıcısı hekimlerin, dokunulmaz olduğunu ifade ederek, bir milletvekilinin doktor dövmesinin korkunç olduğunu kaydetti. Yetiş, bu milletvekilinin, sağlık çalışanlarından bir değil, iki kez özür dilemesi gerektiğini kaydederek, ''Şekli bir parti içi soruşturmayla bu konu geçiştirilmemelidir. Dün polisi, bugün hekimi döven milletvekilleri milletin verdiği vekaleti, milleti dövmek için mi aldı-'' diye sordu.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da yerinden söz alarak, sağlıkçıların ve hekimlerin sonuna kadar yanında olduklarını, onlara yönelik saldırıların hiçbirini tasvip etmediklerini açıkladı.

Kaplan, AK Parti'li bir milletvekilinin 2009'da bir doktoru yumrukladığını ifade ederek, ''Sayın bakan koruma verdi mi, doktorlarla ilgili ne yaptı, partisi ne karar aldı, hekimler Kızılay meydanında durmadan gaz bombalarına maruz kalıyor, bu da bir nevi resmi magandalık, şiddet değil mi- Bu şiddetin karşısında da önlem almayı düşünüyor musunuz-'' sorusunu yöneltti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber