Aileler, çocuklarını öperken bile eşit davranmalı

Yozgat Rehberlik ve Araştırma Merkezi'nde görevli Psikolojik Danışman, Eğitimci Yazar Nevzat Özer, birden fazla çocukları olan ailelerin, çocuklarını öperken dahi eşit davranmaları gerektiğini söyledi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 21 Mayıs 2012 20:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İnsanların içinde bulunduğu çağda her şeyi hızlı bir şekilde yaşadığını belirten Psikolojik Danışman Özer, "Günümüzde her şey çok hızlı gelişiyor ve değişiyor. Bu bakımdan bizler için en önemli kavram olan ailemize ve evimize isteyip de yapmadığımız zamanımızı ayıra biliyor muyuz? Ya da çocuklarımızla yeteri kadar ilgilenebiliyor muyuz? Bu bakımdan çocuklarımızla teması ve dokunmayı az yaşıyoruz. Dokunmanın ve temas kurmanın insan yaşamında derin etkileri var. Bir bebeğin altını değiştiren ve ona bu sayede dokunan anne, farkına varmadan aslında bebeğin duygu dünyasına ve sinir organlarına sayısız pozitif katkı sağlıyor." dedi.

Dokunmanın, sarılmanın, kucaklaşmanın ve öpmenin en kestirme iletişim yolu olduğunu ifade eden Özer, "Bunu yaparken sizden kimse para pul istemiyor. Bugün Avrupa'da birçok doktor, reçetelerine sabah ve öğle iki akşamda iki kez sevdiklerinizle kucaklaşın, onlara dokunun, sarılın diye reçetelere ilaç gibi yazıyor. Çocuklar arasında eşit davranmak onlar arasında çıkacak çatışmaların sıkıntıların ve kıskançlıkların önlenmesinde önemli bir reçetedir. Efendimiz, çocuklarınızı öperken bile birinin az diğerinin çok öpülmemesine işaret ediyor. Bunları bilmek ve uygulayabilmek hem onların kendilerini farklı hissetmemelerine hem de adil olmanın ne kadar önemli bir kavram olduğuna işaret olacaktır." diye konuştu.

"21. yüzyılda birçok uzmanlık alanı gelişti, Bir o kadar da çok problem ve sorun ortaya çıktı." diyen Özer, şöyle devam etti: "Yani ne kadar uzmanlık alanı varsa bir o kadar da sorun var. Adeta her alanın bir uzmanı ortaya çıktı. İşin içine aile kurumu ve ebeveynlik girince uzmanlaşmanın önemi her geçen gün daha da anlaşılmakta ve elzem haline gelmektedir. Günümüzün kargaşasında yetişen çocuklarımızı, yarınlara hazırlayabilmek için aslında anne ve babaların da birer uzman olmalarının zorunluluğu daha da iyi anlaşılmıştır. Ancak bu süreçte elbette ki sorunlar ortaya çıkmıştır. İşte bu sorunların üstesinden gelebilmek için profesyonel destek almak önem kazanmıştır. 21. yüzyılda dünyada ve ülkemizde en önemli sorunlardan biri haline gelen aile kurumu ve bu kurumu idare etmek, eskiye oranla epeyce bir çalışma ve beraberinde bazı yöntem ve tekniklerini bilmekten geçiyor."

İslam dini ve onun güzel kaideleri, birçok kuram ve teorisyenin söylediklerinden daha fazlasını ve etkilisini belirttiğini ifade eden Özer, açıklamasını şöyle tamamladı: "Zor olan ise günümüzde bu noktaları görebilmek. Aile içi ilişkilerde saygının, nezaketin ve ilginin önce büyükten gelmesi gerektiğini bizzat bizlere hareketleriyle gösteren Efendimiz (sas)'in kızı Fatıma evine geldiğinde ayağa kalkıp onu karşılar, sonra da elinden tutup oturduğu yere oturmasını sağlardı. Aynı şekilde giderken de onu arkasından uğurlardı. 'Ben onun babasıyım, benim ayağıma gelecek, elime gelecek demedi' asla. Böyle yaparken de insan yaşamında onurlandırmanın, taltifin ne denli önemli olduğu gösterdi. Bunu yapan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sas)'dir. Bugün, gençlerin ve çocukların bizleri anlamadığından yakınıyoruz. Bizlere saygılı ve içten davranmadığını dile getiriyoruz. Oysa onların kalplerine ve gönüllerine gidecek yolları bulmamız gerekiyor. Onları önce biz anlayacağız ve önce büyükler olarak bizler saygıyı öğreteceğiz, yani önce biz vereceğiz sonra onlardan bekleyeceğiz. ?Kimin çocuğu varsa onunla çocuklaşsın' diyen Efendimiz, çocuğu anlamanın şifrelerini veriyor, yani gençse genç gibi, çocuksa çocuk gibi davranmak, bugün ortaya çıkan birçok problemin de ortadan kalkmasına vesile olacaktır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber