Görmez: İslam, herhangi bir etnik ya da kültürel grubun tekelinde değildir

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Mehmet Görmez, "Caferi vatandaşlarımız başta olmak üzere Alevi, Bektaşi ve Nusayri vatandaşlarımızın ihtiyaç ve taleplerine dikkat etmek zorundayız. Hiç kuşkusuz İslam herhangi bir etnik ya da kültürel grubun inhisarında ve tekelinde değildir." dedi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 04 Haziran 2012 17:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Prof. Dr. Mehmet Görmez, Sapanca ilçesindeki Güral Otel'de düzenlenen İl Müftüleri Semineri'nin açılışında konuştu. Görmez, hizmet standartlarını gözden geçirmek, ortaya koydukları faaliyetleri müzakere etmek ve yeni ufuklar üzerinde görüş alışverişinde bulunmak için bir araya geldiklerini belirtti.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hizmet stratejisini, görev ve sorumluluk alanlarını kendileri için birer model olarak almaya hazır, bu konuda gerekli diplomatik çalışmalara çoktan başlamış pek çok ülkeyle sürekli temas halinde olduklarını kaydeden Görmez, ülkenin birlik ve bütünlüğüyle yetinmeksizin, gönül coğrafyalarında yaşanan sorunların çözümünde de İslam'ın kendilerine yüklediği yüksek kardeşlik duygusuyla adım atmaya çalıştıklarını ifade etti.

Görmez, "Balkanlardan Ortadoğu'ya Afrika'dan Asya'nın içlerine kadar topyekûn dünyanın her yerinde farklı sorunlar yaşayan kardeşlerimize ortak aidiyetlerimizin, ortak mensubiyet duygularımızın bir gereği olarak kulak kabartıyoruz, sorumluluk alanlarımızın sınırlarını genişletiyoruz. Bazen bir baba, bazen bir ağabey bazen bir komşu ama her halükarda birer hısım olarak uzaklardaki kardeşlerimizin çağrılarına ses vermeye çalışıyoruz. Bütün bu çabaları ülkemizin temel dinamiklerine halel getirmeden, toplumsal huzur ve refahımızı sürekli gözeterek gerçekleştirmeye, geliştirip derinleştirmeye azami dikkat ve özen göstermeye çalışıyoruz." diye konuştu.

"GÖREV VE SORUMLULUKLARIMIZ ALELADE BİR DEVLET GÖREVLİSİNİN SINIRLARINI ZORLUYOR"

Devleti darda gördüklerinde devlete, milleti darda gördüklerinde millete rehberlik yapmada, İslam'ın yüksek ideallerine müdahale gördüklerinde de devlet ve millet dayanışmasını harekete geçirecek derecede saygın bir konumda olduklarını anlatan Görmez, "Gerçekten de bugün pek çok noktada anayasal ve hukuksal statüsü belli olan bir kurumun rehberliğine ihtiyaç duyan, onu görüşlerini kendi görüşleriyle paralel görmek isteyen ve toplumsal huzurunun teminatı olarak Diyanet'i gören pek çok insandan söz etmek mümkün. Görev ve sorumluluklarımız alelade bir devlet görevlisinin sınırlarını zorlamaktadır. Bugün bir müftünün, bir vaizin, bir kuran kursu öğreticisinin, din görevlisi ya da müezzin-kayyımın yasada belirlenmiş rol ve statüleriyle kendi görev tanımını yapması mümkün değildir. Bugün bu kadroya yönelik beklentiler artmıştır. Bir telafi ve ihya seferberliği içinde toplumsal sorunları karşılamaya, bu sorunlar karşısında mevcut vaziyetimizi besleyici, koruyucu önlemler kadar yeni açılımlara da ihtiyacımız var."

Türkiye'nin bilinen şart ve imkânları içinde din hizmetleri alanında başlattıkları hamlelerin vatandaşlar arasında büyük bir teveccühle karşılandığını dile getiren Görmez, "Camilerin sadece birer ibadet mekânı olarak algılanmasına yönelik genel geçer söylemlerin bizim dini dünyamız içindeki yerini sorgulamak gerekir. Efendimiz (sav)'in Medine mescidine kazandırdığı anlam, bugün her fırsatta hatırlanmalı ve görev ve sorumluluklarımız selefi salihînin izinden sapmadan sürdürülmelidir. Bu bağlamda kadınlarımız, çocuklarımız dini hizmet alanları söz konusu olduğunda maalesef mescitlerimizin belli başlı konukları olmayı henüz başaramamışlardır. Bu çerçevede kültürel alışkanlıklarımızın etkili olduğu bir gerçektir. Oysa yüce dinimizin bayraktarlığı kadınları ve çocukları gençleri ve yaşlıları dışarıda bırakarak sağlanamaz. Hepimizin bildiği gibi birçok noktada başta kadın ve çocuklarımız olmak üzere cami hizmetlerine kolayca erişimin sağlanması konusunda pek çok hedef kitleye, bu cümleden olarak engelli vatandaşlarımıza kapılarımızı açmaya gayret ediyoruz."

"İSLAM'IN MESAJINI HER HANEDE CANLANDIRIP GÜÇLENDİRMEK NİHAİ HEDEFİMİZ"

Ülkenin başta terör olmak üzere birçok sorunla karşı karşıya olduğunu anlatan Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kimi durumlarda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hizmetlerini devlet gerekliliklerinin bir parçası olarak lanse eden ve bu minvaldeki çalışmalarımızı küçümseyen, hatta bu yöndeki ilgi ve gayretimizi zayıflatmak için görevlilerimize saldırmayı göze alan bir kumpası da burada açıkça tartışmak isterim. Ülkemizin hemen her yanında büyük bir sabır ve heyecanla sürdürmekte azimli olduğumuz hizmetler, yerel ve bölgesel dinamikleri göz ardı eden bir savruklukla devam edemez. Kimi noktalarda kusurlu bir şekilde ilerleyen alışkanlıklardan vazgeçmek ve Caferi vatandaşlarımız başta olmak üzere Alevi, Bektaşi ve Nusayri vatandaşlarımızın ihtiyaç ve taleplerine dikkat etmek zorundayız."

"Hiç kuşkusuz İslam herhangi bir etnik ya da kültürel grubun inhisarında ve tekelinde değildir. İslam'ın mesajını hemen her hanede canlandırıp güçlendirmek bizim nihai hedefimizdir." ifadelerini kullanan Görmez, "Diyanet İşleri Başkanlığı, siyasi, mezhebi ya da kültürel düzeyde ayrışmış da olsa tüm Müslümanlara, onlar kendilerini İslam başlığı altında tanımlamakta ısrarlı oldukları sürece hizmet vermek zorundadır. Hatta bu ilgilerimizin sınırları azınlık mensubu vatandaşlarımızı bile kapsayıcı bir genişlik içermektedir. Bugün azınlık mensubu bir vatandaşımızın kendi inançları konusunda maruz kaldığı bir mahrumiyeti İslam ilim ve irfanı eşliğinde hiç birimiz açıklama kudretine sahip değiliz." şeklinde bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber