Yargıda rüşvet davası Yüce Divan'da

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 07 Haziran 2012 17:25, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Rüşvet aldığı iddia edilen eski Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Hasan Erdoğan ile bu davayla birleştirilen ve rüşvet vermekle suçlanan 15 sanığın yargılanmasına Yüce Divan'da devam edildi.

Duruşmaya Hasan Erdoğan ile diğer sanıklar Necdet Okçu, Yavuz Çay, Hüseyin Uysal, Murat Yalçıntaş, Süleyman Balcı, Abdullah Pehlivan, Resul Dalkıran, İlhan Balcı, Çamur Ali Kopuz, Abdullah Çınar, İlhan Parseker, Baki Bedir, Murat Akbaş ve Orkun Osman Bilgivar ile avukatları katıldı.

Duruşmada, rahatsızlığı nedeniyle önceki oturumlarda bulunamayan Necdet Okçu dinlendi.

Okçu, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) ile CNR fuarcılık arasındaki davayı Yargıtay aşamasında takip etmek için İDTM avukatlarından vekalet aldığını ve ücret konusunda 250 bin liraya anlaştıklarını anlattı.

Paranın kendisine parça parça verildiğini belirten Okçu, Resul Dalkıran'a ait 100 bin liranın da kendi ofisi üzerinden getirilmesi nedeniyle gelen paranın 350 bin lira olduğunu ancak bu 100 bin liranın kendisiyle ilgili olmadığını söyledi.

Tapelere bakıldığında birine para teslim edeceği yönünde cümleler bulunmadığını ifade eden Okçu, kararın ardından aldığı ücretin 180 bin lirasını geri ödediğini, vekalet ücreti olarak aldığı 70 bin liranın ise makbuzunu kestiğini bildirdi.

Okçu, Hasan Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmelerinin sorulması üzerine, Erdoğan'ı uzun yıllardır tanıdığını, her zaman arayabildiğini ifade etti.

-''Yargıtay'da kimseyi tanımam''-

İstanbul Dünya Ticaret Merkezi Başkan Yardımcısı Murat Yalçıntaş da söz konusu davayla ilgili bazı girişimlerde bulunarak Yargıtay'da birilerini aradığı iddialarına ilişkin, Yargıtay'da tanıdığı kimse olmadığını söyledi.

Serkan Tığlıoğlu'nun bir fuarcılık derneği başkanı olarak ofisine geldiğini, CNR ile ilgili sıkıntılar olduğunu, davanın bir an evvel kazanılması gerektiğini anlatarak, bir şey yapıp yapamayacağını sorduğunu anlatan Yalçıntaş, kendisinin de Tığlıoğlu'nu avukatıyla görüştürdüğünü belirtti.

Tığlıoğlu'nun beraberindeki kişileri ilk kez orada gördüğünü ifade eden Yalçıntaş, ''Hiç bir zaman Yargıtay'a gidip rüşvet vermek lazım demedim. Bunu söyleyemem. Nasıl hayatımda ilk kez gördüğüm insanların yanında böyle diyebilirim'' dedi.

Davanın İDTM lehine sonuçlanması için ödenmesi gereken paranın yüksek olması nedeniyle yönetim kurulu kararı gerektiği, bu nedenle avukatı Süleyman Balcı'yı arayarak Ankara'ya gitmesini ertelemesini istediği iddiaları sorulan Yalçıntaş, konunun rüşvetle ilgisi olmadığını, İDTM Genel Müdürü Osman Bilgivar'ın görevden alınabileceği, yerine yeni bir müdür atanabileceği için yapılacak işlemlerde avukata ihtiyaç olmasıyla ilgili olduğunu kaydetti.

-''Neden böyle bir şey yapalım?''-

Yalçıntaş, ''Bu davalar kazanılsa da kaybedilse de İstanbul Dünya Ticaret Merkezi iflas etse veya vergi şampiyonu olsa da benim ne bir kuruş kazancım, ne kaybım var. Dolayısıyla neden böyle bir şey yapalım. Yargıtay'daki dava ertelensin diye hiçbir konuşmamda böyle bir şey söylemedim'' diye konuştu.

Yönetim kurulu toplantısında avukatlara ödenecek paralar görüşülecekken neden toplantıdan bir kaç gün önce avukatlara 100'er bin lira ödenmesini istediği sorulan Yalçıntaş, alacakları bulunan avukatların sürekli kendisini arayarak serzenişte bulunması nedeniyle daha önce de yaptığı gibi paralarının ödenmesini istediğini anlattı.

Çamur Ali Kopuz da davayla ilgili neden aktif rol aldığının sorulması üzerine, bunun söz konusu olmadığını söyledi.

Abdullah Çınar da kurum avukatlarıyla yönetim kurulu dışında irtibatı olmadığını söyledi. O dönem yaptığı bir telefon konuşması sorulan Çınar, görüşmenin basit bir konuşmadan ibaret olduğunu, konunun ayrıntılarını hatırlamadığını ifade etti.

İlhan Parseker, Orkun Osman Bilgivar'ın telefonda kendisine rüşvetle ilgili imza atmadığı için görevden alınacağını söylediği iddia edilen konuşmaya ilişkin, Bilgivar'ın Murat Yalçıntaş ile arasının iyi olmadığını, Yalçıntaş'ın son günlerde başkalarının ağzına bakarak kendisini sevmediğinden bahsettiğini, konuşmanın bu minvalde olduğunu anlattı.

Avukat Süleyman Balcı da avukat Necdet Okçu'yu ilk defa 10 Kasım 2008'de tanıdığını söyledi. Kendileri yapabilecekken neden Okçu'dan destek aldıklarının sorulması üzerine Balcı, İDTM'de avukatlık yapmanın zor olduğunu, bu şekilde sorumluluğu paylaştıklarını söyledi.

Okçu'ya ödenen ücretin neden bu kadar yüksek olduğu sorulan Balcı, söz konusu yerin bir haftalık kira bedelinin 150 bin dolar olduğunu, avukatların böyle bir dosya için yüksek ücretler talep ettiğini kaydetti.

Balcı, İDTM Genel Müdürü Osman Bilgivar'ın bir telefon konuşmasında ''Yönetim kurulu kararı olmadan alınamayacağını'' ifade ettiği konunun, fuarcılık yetki belgesiyle ilgili olduğunu anlattı.

''Necdet Okçu ile yaptığım hiç bir görüşmede, Hasan Erdoğan'a para verilmesi karşılığında karar alınması yönünde görüşmem olmadı'' diyen Balcı, Okçu'nun çıkan dedikodular nedeniyle kızdığını, ''Ben kimseye rüşvet vermem, vermedim'' dediğini, bunların ortam dinlemesinde bulunduğunu belirtti.

18 Kasım 2008'de Murat Yalçıntaş'ın Okçu'ya ödenmesi gereken ücretin verilmemesini istediğini, buna anlam veremediğini anlatan Balcı, konuyu Abdullah Pehlivan ile görüştüğünü anlattı.

Pehlivan da Balcı aradığında konudan haberi olmadığının tapelerden anlaşıldığını, Balcı'nın olayı anlatması üzerine, avukata mahçup olmamak için 'verdim deseydin' dediğini söyledi.

''Sıkıntı'' sözünden neyi kastettiği sorulan Pehlivan, İDTM'nin ciddi baskısı altında olduklarını, çok haklı oldukları davalardan birini kazanabildiklerini, bunlardan söz ettiğini dile getirdi.

Süleyman Balcı'dan avukatlara yapılacak ödemenin neden durdurulmasını istediği sorulan Yalçıntaş ise kendisine uyarılarda bulunulduğunu belirterek, konuya vakıf olmadığından Balcı'nın ödeme yapmamasını istediğini, Ankara'da konuyu konuştuktan sonra buna karar vermeleri gerektiğini düşündüğünü kaydetti. Duruşma devam ediyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber