Başbakan Erdoğan: Bahçeli'yi İmralı'ya götürmek lazım
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Öcalan İmralı'da mı yaşıyor?" sözlerini değerlendirirken, "Peki yaşadığını bizzat görürsen ne yapacaksın, bunu merak ediyorum. Beyefendiyi İmralı'ya götürmek lazım. Fakat bu da BDP'lilere kötü örnek olacak." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, CHP'nin terörün sonlandırılmasına ilişkin girişimini olumlu karşıladıklarını ancak MHP ve BDP'nin siyasetlerinin kaynağı olarak gördükleri bu bataklığın kurutulması için ortaya bir irade koyamadıklarını söyledi.
Partisinin haftalık grup toplantısında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşmeye ve CHP'nin önerisine de değinen Erdoğan, CHP'nin yeni tavrının ve girişiminin toplumda yeni bir havanın oluşmasına vesile olduğunu kaydetti. Erdoğan, "CHP geç kalmıştır ama geç de olsa bu meseleyi gündeme almış olasından memnuniyet duyarız." dedi.
2009'da Kürt meselesine ilişkin Milli Birlik ve Kardeşlik projesini açıkladıktan sonra samimi bir uzlaşı arayışına girdiklerini anlatan Erdoğan, yazarlardan sivil toplum örgütlerine kadar projeyi herkese anlattıklarını ve destek istediklerini belirtti. Ancak MHP ve CHP'nin bu dönemde kapılarını en baştan kapattıklarını kaydeden Erdoğan, "Ancak 'kahve içmeye gelirsiniz' dediler. Kameralardan bahsettiler." dedi. Başbakan Erdoğan, BDP'nin ise çözümün değil sorunun bir parçası olarak kalmayı tercih ettiğini kaydetti
'SIKILI YUMRUKLARLA TOKALAŞMA OLMAZ'
Bugün BDP ve CHP başta olmak üzere siyasi partilerin sürece dahil olması konusunda önşart veya önkabulleri olmadığını belirten Erdoğan, "Katkı almaya hazırız, kimden gelirse gelsin. Ama sıkılı yumruklarla tokalaşma olmaz." ifadelerini kullandı.
MHP ve BDP'nin siyasetlerinin kaynağı olarak gördükleri bu bataklığın kurutulması için ortaya bir irade koyamadıklarını söyledi. Erdoğan, MHP'nin inkarcı hareket ettiği için ortaya bir politika koyamadığını, hamaset ve reddiyecilikle bir tutum sergilediğini kaydetti. MHP Genel Başkanı'nın "Öcalan İmralı'da mı yaşıyor" diye sorduğunu anlatan Erdoğan, eleştirilerini şöyle devam ettirdi: "Peki yaşadığını bizzat görürsen ne yapacaksın, bunu merak ediyorum. Beyefendiyi İmralı'ya götürmek lazım. Fakat bu da BDP'lilere kötü örnek olacak" dedi. Erdoğan eleştirisini "Böyle bir yanlış olur mu? Kılavuz meselesi çok önemlidir. Eğer kılavuzunuzu yanlış seçerseniz size bunları söyletir. Atılan adımlarla ilgili ağza alınmaz hakaretler eden bir siyasi parti genel başkanı var. Olmaz böyle şey. Söyleyecek sözü, önerisi olan bu dili bu üslubu kullanmaz. Söyleyecek sözü olmayanların başvurduğu üsluptur hakaret. Biz Türkçe'nin nezaketiyle onlara cevap vermeye devam edeceğiz. Tüm bu ağır hakaretler karşısında biz tutarsızlıklarını anlatmaya devam edeceğiz."
"İKTİDAR VE ANA MUHALEFET ANLAŞINCA TOPLUMSAL MUTABAKAT OLUR"
MHP ve BDP'den kabul gelmemesi halinde CHP ile bir heyet oluşturulmasını teklif ettiklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplumsal mutabakat yüzde 100 mutabakat anlamına gelmiyor. İktidar ve ana muhalefet anlaşınca toplumsal mutabakat olur. Diğerleri zaten kendini dışlıyor. Onlar kendilerini dışlıyor diye adımlarımızı atmaktan vaz mı geçelim? Ben talimat verdim arkadaşlarımız hazır. Kılıçdaroğlu da talimatı versin heyet çalışmaya başlasın. Kimseye şartlar koymayacağımız gibi şartlara da boyun eğmeyeceğiz. Dayatmaya boyun eğmeyeceğiz. Bu mesele milli ve can yakan, çelik gibi sinirli ve dirayetli bir duruşu zorunlu kılan bir mesele. Çark etmeyi kaldırmaz. İlkeli ve sağlam bir duruş bekliyoruz. Hayal kırıklığına tahammülümüz olmadığını buradan hatırlatmak istiyorum. Ne MHP'nin tahriklerini ciddiye alırız ne de terör eylemlerinin yönümüzü değiştirmesine müsaade ederiz."