Bakan Şahin, bürokrat atamalarının Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesine tepkili.

Haber Giriş : 10 Temmuz 2005 18:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kadrolaşma iddialarını reddeden Şahin, ?Millet bizi teknik direktör seçti; ama ilk on biri çıkaramazsın diyorlar. Millet bizden şampiyonluk bekliyor. Hayır kardeşim maçı kazanma, oyuncu da değiştirme denebilir mi? Böyle mantık olur mu?? sorusunu yöneltiyor. Her yıl, bütçede öngörülen sayı kadar personel aldıklarını belirten Şahin, 2005'te planlanan eleman sayısının 48 bin olduğunu aktarıyor. Atamaların ÖSYM tarafından yapılan sınavın sonucuna göre yapıldığını vurgulayan Şahin, ?Her şey bilgisayar ortamında yapılıyor. Kimin nereye alındığından bizim haberimiz bile olmaz.? diyor.

3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidara gelen AK Parti, kendi ekibini kurmakta zorlandı. Meclis'teki çoğunluğu sebebiyle yasal düzenlemelerde sıkıntı yaşamayan hükümet, bürokrat atamalarında Çankaya Köşkü'nün engeliyle karşılaştı. Bu sebeple, ?asaleten' göreve getirilemeyenler ?vekalet' yöntemiyle çalışmaya başladı. Bundan vazgeçilmesini isteyen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ise önce Başbakan'a mektup gönderdi, ardından da altında imzası bulunan metni basına dağıttı. ?Memur, hükümeti değil devleti temsil eder. Çünkü, hükümetler geçici devlet kalıcıdır.? diyen Sezer, atamalarını veto ettiği 306 bürokratın Çankaya Köşkü'ne girmesini de yasakladı.

Zaman'ın sorularını cevaplayan Mehmet Ali Şahin, bürokratlarla ilgili tasarruflarının eleştirilmesini yadırgıyor. Halkın oylarıyla iktidar olduklarını hatırlattıktan sonra şu benzetmeyi yapıyor: ?Millet bizi teknik direktörlüğe getirdi. Elimizde 38 kişilik liste var. Bunların içinden 11 kişiyi sahaya sürmek zorundayız. Yedekleri de olacak. Dışarıdan eleman almıyorum, partiden getirmiyorum yani. Devletin mevcut kadrolarından bazılarını orta sahaya, forvete koyuyorum. Millet bizden şampiyonluk bekliyor. En ideal 11'i çıkarmam lazım. Maçın ortasındayız biri aksıyor. Yedek oyunculardan birini sahaya sürmek zorundayım. Ama hakem diyor ki değiştiremezsin. E, nasıl kazanacağım maçı, böyle bir şey olabilir mi? Aksıyor adam, gol yiyeceğim. Yedek oyuncumu koyacağım yahu. Eğer lisansı yoksa, kırmızı kartı varsa tamam. Yan hakemin var, baksın. Oynamaya mani bir hali yoksa, gerekli şartları taşıyorsa izin ver de ben bu oyuncuyu değiştireyim. Hayır kardeşim maçı kazanma, oyuncu da değiştirme denebilir mi? Denmemeli. Ama hayır değiştiremezsin deniyor. Böyle orta hakem olur mu??

Millete hesap verecek kurumun hükümet olduğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı, iktidarın kendisiyle uyumlu çalışabilecek bürokratları göreve getirme hakkına sahip olduğunu vurguluyor. Bu konudaki önleyici tavrı doğru bulmadığını kaydediyor. Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı Sezer'in vekil bürokratları yanına çağırıp brifing almasını öneriyor. Teklifi şu: ?Ben, başarılı olmak için başarılı bürokratlarla çalışmak durumundayım. Yusuf Beyazıt 2,5 yıldır Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne vekalet ediyor. Tarihî eser sayısı 9 bin civarındaydı, 20 bine çıktı. Restorasyon çalışmaları bine yaklaştı. Muhalefet sözcüleri bile Meclis'te Beyazıt'a teşekkür etti. Bu arkadaşımızın başarısını kimse görmezden gelmemeli. Tahsili, hizmeti eksik değil. Sayın Cumhurbaşkanımız, Yusuf Beyazıt'ı asaleten atama inceliğini gösterirse bu sorun kökten çözülür. Vakıflarda neler yapıldığını görme imkânı bulsa, beni veya Yusuf Beyazıt'ı çağırsa nereden nereye geldiniz diye sorsa eminim ki gereğini yapacaktır. Aynı şekilde Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay göreve başladıktan sonra renk getirdi. Federasyonların bir kısmı özerk hale geldi, lisanslı sporcu sayısı, tesisler arttı. Türkiye son iki yılda dünyanın ilgi alanına girdi.?

Mehmet Ali Şahin, eleştirilerini sıralarken Cumhurbaşkanı'nın şahsını hedef almamaya özen gösteriyor. ?Kendisi devletimizin başıdır. Şahsını rencide edecek söz ve davranışta bulunmayız. Bunu devlet terbiyesiyle bağdaştırmayız.? sözleriyle de bu tavrının altını çiziyor. Ama kendi konumlarını hatırlatmadan da edemiyor. AK Parti'yi iktidara getiren millete hizmet borcunu ödemek istediklerini belirtiyor. Bunun için de başarılı bürokratlarla çalışmak zorunda olduklarını ifade ediyor. Bu konuda Cumhurbaşkanı başta olmak üzere herkesin hükümete yardımcı olmasını istiyor.

Erken seçimin tarihini açıklıyorum: 28 Ekim 2007

Mehmet Ali Şahin, erken seçim konusunda hükümetin kararlı bir duruş sergilediğini belirtiyor. Esprili bir dille, ?Seçim erken yapılacak; ama bir hafta kadar. Seçimin tarihi 28 Ekim 2007'dir.? diyor. Başbakan Yardımcısı, erken seçim isteyenlerin bir gerekçesi olmadığı düşüncesinde. Uzun koalisyon yıllarından sonra, Türkiye'nin tek partili bir iktidar yaşadığını, bunun da siyasi ve ekonomik istikrarı beraberinde getirdiğini anlatıyor. ?Bunu daha da iyileştirmek mümkünken Parlamento'da iktidarın arkasında destek devam ediyorken niye seçime gideyim?? sorusunu yöneltiyor. Bugün seçim olsa AK Parti'nin yine tek başına iktidara geleceğinin de altını çiziyor: ?Enflasyonu yüzde 5'in altına indirmeyi hedefliyoruz. Bakın bankalar konut kredilerinde yarışıyor. Faizler aylık yüzde 1'in de altına düşecek. TOKİ, toplu konut projesi başlattı. Talebi görünce Türkiye'deki alım gücünün arttığını anlıyorsunuz. Aylık geliri 500 milyon lira olan bir insan bile konut sahibi olma şansını yakaladı. O yüzden seçimde AK Parti'nin rakibi yok.?

Şahin, hükümetle askerî çevreler arasındaki uyumdan memnun. Askerin siyasi arenaya çekilmesi girişimlerini doğru bulmadığını vurguluyor. Başbakan Yardımcısı, bu konudaki görüşlerini şöyle özetliyor: ?Milletimize sivil alanda da askeri alanda da hizmet edenler kendilerine Anayasa'yla çizilen sınırlar içinde görevlerini titizlikle yerine getirme çabası içindeler. Bu konuda büyük bir anlayış görüyorum. Ülkemizi daha ileri götürme heyecanı görüyorum. Türkiye son derece hassas bir bölgede ateş çemberinde. Terör hâlâ bitmiş değil. Kendileri büyük bir titizlik ve vatan sevgisiyle hizmet etmektedir. Onlar her zaman siyasetin üstünde kalmaya özen göstermişlerdir. Bizim hükümetimiz döneminde de kendilerine Anayasa'yla verilen görevleri yerine getiriyorlar. Kim olursa olsun milletin seçtikleriyle uyum içinde çalışma gayretinde oluyorlar.?

Yine atma öteye, bu dava dedemden kaldı hakim bey

Mehmet Ali Şahin, 4 bin hakim alınmasına karar verilmesinin ardından başlatılan ?Yargıyı ele geçirecekler? iddiasına da tepkili. Yargıdaki personel ihtiyacının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından gündeme getirildiğini dile getiren Başbakan Yardımcısı, adalet mekanizmasını hızlandırmaya kararlı olduklarını söylüyor. Bir savcının yılda ortalama 700 dosyaya baktığına işaret eden Şahin, bu rakamın Avrupa Birliği ortalamasının çok üzerinde olduğuna dikkat çekiyor. Mehmet Ali Şahin, adaletteki ağır işleyişi şair Abdürrahim Karakoç'un şu dizeleriyle anlatıyor: ?Yine atma 3 ay öteye, bu dava dedemden kaldı hakim bey. 30 yıl da babam düştü peşine, oğlumun bir oğlu oldu hakim bey.?

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber