Tıp kongreleri neden hep Antalya'da yapılıyor

Haber Giriş : 29 Temmuz 2005 10:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Tıp alanında her geçen yıl daha fazla kongre, toplantı, seminer, sempozyum? yapılmaya başlandı. Doktorların bir araya gelerek meslekleri ile ilgili yenilikleri, gelişmeleri? konuşmaları, tartışmaları ve bilgilerini tazelemeleri elbette çok güzel, buna diyecek bir sözüm yok. İtirazım kongrelerin yapılış tarzlarına. Çünkü her ne hikmetse bu kongrelerin pek çoğu Antalya'da, bir tarafı plaj olan beş yıldızlı otellerde veya tatil köylerinde yapılır.

Böyle bir kongreye katılabilmek için de ya en az 1000-1500 YTL' yi gözden çıkarmanız ya da bir ilaç firmasının davetlisi olmanız gerekir.

KONGREYE KATILMANIN MALİYETİ

Geçen hafta hastanedeki adresime büyük bir zarf içinde parlak kağıda basılmış16-20 Eylül 2005 tarihlerinde Antalya' da Pine Beach Resort Belek'te yapılacak olan 7. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi' nin duyurusu geldi. (Bu çok lüks duyuru kitapçığının kaça mâl olduğunu da çok merak ediyorum doğrusu).

Kitapçıktan aldığım bilgilere göre, yeşillikler içinde, pırıl pırıl bir denizi ve kumsalı olan bu tatil beldesinin lüks otelindeki kongreye 2.500 kadar doktorun katılması bekleniyormuş. Kongreye katılma şartları şöyle:

Bir uzman doktor kongre kayıt ücreti olarak 15 Temmuza kadar başvurursa 250 YTL, bu tarihten sonra ise 300 YTL ödemek zorunda. Bu ücret asistanlar için de sırasıyla 200 ve 250 YTL.

Konaklama için çeşitli seçenekler verilmiş. Buna göre tek kişinin 4 günlük konaklama ücreti 480 ile 680 Euro arasında değişiyor. Bu, Euro 1.60 YTL' den hesaplanacak olursa 800-1000 YTL' ye denk geliyor. Açık büfe kahvaltılar, öğle ve akşam yemekleri, açılış kokteyli, gala yemeği bedava. Buna bir de ulaşım masraflarını ekleyecek olursanız, hesap ortaya çıkar.

Yanlış anlaşılmasın, bu kongreyi özel olarak seçmedim, sadece ?örnek' olarak veriyorum. Bunun dışındaki bütün kongrelerin katılma şartları üç aşağı beş yukarı aynen bu veya buna benzer şekildedir.

KONGREYE BEDAVA KATILMAK VARKEN

Bu rakamlara bakıp da doktorlarınızın ne büyük fedakarlıklarla kongrelere katıldıklarını sanmayın sakın. Zira, bu tür organizasyonların masraflarını cebinden, yani kendi kazandığı paradan ödeyen tek bir doktor bulabilir misiniz, bilmem. Çünkü, herkes, bir kuruş ödemeden uçaklarla getirilip götürülürken, en lüks otellerde kuş sütünün bile eksik olmadığı açık büfelerde yedirilip içirilirken, para ödemek enayilik değilse, nedir?

Böylece, kendi parası ile kongreye katılmayı düşünen biri de sırf ?enayi' damgası yememek için bedava katılmanın yollarını arar ve de kolayca da bulur.

Gelelim neticeye. Birkaç istisnası olabilir diyelim, fakat pratik olarak bir tıp kongresine katılanların neredeyse tamamının masrafları ilaç firmaları tarafından karşılanır.

İLAÇ NEDEN ACIDIR

?N'olacak, bunlar zaten çok kâr eden firmalar, bırakın doktorlar da bundan bu kadarcık faydalansınlar, çocuklar birkaç gün hem kongreye katılsınlar hem de denize girsin, eğlensinler, rahatlasınlar, stres atsınlar' diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu neticede kendi cebimizden çıkan bir paradır. Bu gereksiz harcamaların tümü firmalar tarafından masrafa işlenir, onların kasasından para çıkmaz. Olan, devlete ve yediğinden, içtiğinden, giydiğinden kısarak ilaç almaya çalışan vatandaşa olur. Bu nedenle de ilacın fiyatı, tadı gibi acıdır.

SONUÇ

İstifa eden İzmir Valisi de, doktor olsaydı, meselâ Toprak İlaç' ın davetlisi olarak bedava uçar, bedava oteline götürülür, bedava yer, bedava içer, bedava yatardı ve kimse de bir şey diyemezdi. Öyle değil mi?
YAZAN: PROF. DR. AHMET RASİM kÜÇÜKUSTA ( İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi)

sagliginsesi.com

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber