Olimpiyatlarda geçmişte de başarılı değildik, devşirmeler vardı

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 10 Ağustos 2012 08:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devşirme sporcu ve para ödülüyle Türkiye'nin gideceği yer sınırlı

Türkiye'nin olimpiyat performansını değerlendiren Yard. Doç. Dr. Ahmet Talimciler şöyle konuştu: 'Spor yaşamımızın bir parçası değil. Devlet sporu devşirme ve ödül boyutuyla götürmeye çalışıyor. Belli alanlarda yoğunlaşıp sporcu sayısını artırmadığınız sürece -istediğiniz kadar devşirme getirin- elde edeceğiniz başarı geçici başarı olur'

Şenay YILDIZ/ [email protected]

Ege Üniversitesi'nden Spor Sosyoloğu Yard. Doç. Dr. Ahmet Talimciler Türkiye'nin hayal kırıklığı yaratan olimpiyat karnesini AKŞAM'a değerlendirdi:

- 181 sporcumuz Londra Olimpiyatları'na gitti ama henüz hiç altın madalya alamadık ve bu yöndeki beklentiler de suya düşmüş gibi. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz Türkiye'nin olimpiyat performansını?

'Atılan taş, ürkütülen kurbağaya değmedi' diye bir söz vardır. Sporcu sayısı tarihin en geniş katılımlı sporcu sayısı ama iş başarı boyutu veya kamuoyuna yansıtılan havaya bakınca ne yazık ki istenilen şey bir türlü gerçekleşmedi. Son yıllarda küresel bir aktör olmaya doğru giderken Türkiye, bunun sportif boyutunu da ön plana çıkartmaya çalışıyor. Siyasal iktidarın sporu bu kadar çok desteklemesi, önem vermesinin arkasında biraz bu da var. Dünya sıralamasında üst sıralardaki ülkelerin aynı zamanda olimpiyatlarda da en fazla madalya kazanan ülkeler olduğunu görüyorsunuz, burada böyle bir bağlantı da var. Türkiye son birkaç yıldır spora olağanüstü bir yatırım yapıyor ama bu yapılan katkılar ne yazık ki doğru bir spor politikasıyla yürümediği için kısa sürede başarı istiyoruz.

- Ne kastediyorsunuz? Yatırımlar yanlış yere mi yapılıyor?

Biz kısa vadede başarı istediğimiz için biran önce bazı şeyleri gerçekleştirmek istiyoruz. Bu nedenle atletizmden masa tenisine kadar pek çok devşirme sporcu aldık. Bunlar 75 milyonluk bir ülkenin içinden çıkan sporcular değil ne yazık ki. Devşirme sporcularla kısa vadede sonuç alırsınız, madalya da kazanırsınız ama sonuç olarak bu sizin spor politikalarına, sizin ülkelerinizin o alandaki spor anlayışına ne yazık ki yansımıyor. Bunu en güzel göstergesi de halter. Devşirme sporcularla elde ettiğimiz halterdeki başarılar şu anda yok. Çünkü devşirme sporcuyla bu iş belirli bir yere kadar gider. İkincisi, 75 milyonluk bir ülkede sadece 2 milyon lisanslı sporcunuz var; bunun da sadece 8'de biri yaklaşık 250 bini aktif sporcu. Bu aslında bizim ne kadar kötü durumda olduğumuzun bir göstergesi. Mesela Kenya atletizmde dünyanın en iyi 6 sporcusuna sahip ama olimpiyat kuralları gereği sadece 3 tanesini getirebiliyor. Bu şu anlama geliyor: Siz belli alanlarda yoğunlaşıp, sporcu sayısını artırmadığınız sürece -istediğiniz kadar devşirme getirin- elde edeceğiniz başarı geçici başarı olur ya da şu anda olduğu gibi başarı olmaz.

- Bizim yeterli girişimimiz var mı kendi sporcularımız yetiştirmek için? Yoksa sadece devşirme sporculara mı ağırlık veriyoruz?

Devşirme sporcu işin bir boyutu. Diğer yandan devlet son yıllarda sporcuların yetiştirilmesi ve desteklenmesiyle ilgili önemli adımlar atıyor. Ama bunlar genel anlamda ülkedeki spor uygulamasının hayata geçirilmesinde yeterli şeyler değil. Çünkü spor yaşamımızın bir parçası değil. Okullarda yok. Okullarda olmadığı zaman siz aslında en büyük kaynağınızı kaybediyorsunuz. Yaklaşık 20 milyona yakın genç nüfustan bahsediyorsunuz ama bu gençlerin olduğu okullarda doğru düzgün spor alanı, yüzme havuzunuz, kapalı spor sahanız, futbol sahanız yok. Bunlar hep birbiriyle bağlantılı şeyleri. Spor aslında hayatımızın bir parçası değil. Devlet sporu bir devşirme, iki ödül boyutuyla götürmeye çalışıyor. Muhtemelen bizim ödül yönetmeliğimiz dünyanın hiçbir yerinde yok. Madalya karşılığı fazlasıyla ödül, altın, para veren bir ülkeyiz.

- Sporcuları motive etmek için böyle yapılıyor. Bu yanlış mı?

Hayır ama işi sadece ve sadece altın üzerinden götürürseniz, başarı sadece maddiyat üzerinden bir şey olarak algılanıyor ve baskı giderek artıyor. Şu anda bu olimpiyatlarda sporcularımız üzerinde müthiş bir baskı var. Birincisi, madalya üzerinde büyük baskı yaratıldı. İkincisi, medya bu işi müthiş bir şekilde 'Tarihin en geniş kadrosu, başarı bekliyoruz' diye sundu. Üçüncüsü de siyasal iktidardan kaynaklanan bir baskı oldu.

SİYASAL İKTİDAR SAHİPLENDİ

- Türkiye'nin geçmiş yıllara göre olimpiyat performansı daha mı başarısız gerçekten? Yoksa beklentiler yükseldiği için mi böyle 'başarısızlık' havası var?

Hayır, geçmiş yıllara göre başarımız daha düşük değil. Geçtiğimiz yıllarda da böyle 10-15 madalya almıyorduk zaten. Ama siyasal iktidar ilk kez bu kadar önemli bir şekilde bu işin içerisine eğildi. Tarihin en geniş katılımıyla oraya gittik, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı, Başbakan orada, ülke temsiliyeti açısından en tepe noktadayız. Bu da bir baskı unsuru oluşturdu. Ama istenilen şey gerçekleşmediği için hayal kırıklığı yaşanıyor. Yoksa içler acısı bir durum yok. Zaten çok iyi durumda değildik açıkçası. Tabii 199-88'de Seul'de Naim Süleymanoğlu... Daha sonralardaki yıllarda altın madalyalar geliyordu. Ama o jenerasyon bittikten sonra altın madalyalar gümüşe, sonra bronza döndü. Burada takım halinde ilk kez kadınlarda iki alanda birden yarıştık. Bunun Türkiye olimpiyat tarihinde bir ilk olması da beklenti yarattı. Hemen 'Filenin Sultanları' gibi isimler vermek, özel bir beklentiye yok açtı.

- Peki, beklentilerin bu kadar yükselmesi sporcularımızı nasıl etkiledi?

Oraya katılan sporcuları ne yazık ki olumsuz etkiliyor. Çünkü üzerlerinde müthiş bir baskı olduğu anlaşılıyor. Zaten elendikten sonra yaptıkları konuşmalarda ne kadar içlendiklerine bakarsanız, bunu anlıyorsunuz. Yani bu kadar çok üzerinde konuşulmak, bu kadar çok olimpiyatlara vurgu yapılması ne yazık ki sporcularımızı aksi yönde motive etti.

Olimpiyatlarda yarışmak başarıdır

- Ülkelerin gelişmişliği ile sporcuların olimpiyatlar veya uluslararası müsabakalarda aldığı ödüller arasında bir paralellik var diye bakılıyor. Bu açıdan G-20'de olan Türkiye yerine göre başarısız mı? Somut verilerle normalin altında ve 'başarısız' diyebiliyor muyuz?

Evet, diyebiliyoruz. Sıralamaya bakınca, o ülkelerdekilerin büyük çoğunluğunun olimpiyatlarda da madalya anlamında diğer ülkelere fark attığını görüyoruz. ABD'den başlayarak, Avrupa ülkeleri, Rusya, Çin, Japonya... Pek çok ülkeyi bunun içine koyabiliyorsunuz. Onun dışında tabii ki bazı ülkeler belli alanlarda yoğunlaşıyor. Özellikle Afrika kıtasında Jamaika, Etiyopya, Kenya gibi dünya atletizminde söz sahibi olan ülkeler. Sadece o alanda varlar ve o alanlardaki madalyalara ambargo koyuyorlar. Bir de bizimle kıyaslayacaksak 80 milyonluk Almanya'da 24 milyon sporcu var. Örneğin İtalya, Fransa, Hollanda'da her 4 kişiden biri spor yapıyor. Bizde ise her 39 kişiden biri sporla ilgileniyor. Faal spor yapan kişiler açısından ise bu oran her 355 kişide bire düşüyor. Yani siz sporcu sayısını artırdığınız sürece başarı piramidinizi de artırıyorsunuz. Çünkü daha fazla sporcuyu oraya gönderebilirseniz, başarı ve madalya ihtimali de artabilir. Bir de biz sporu sadece madalyaya indirgeyerek de büyük bir hata yapıyoruz. Olimpiyatlarda yarışmanın da son derece önemli katkıları olduğunu ıskalamamız gerekiyor. Kendi iç koşullarında bu sporculara başarısız diyemezsiniz, olimpiyatlara katılabilmek dahi kendi başına bir başarı.

Süreyya model olabilirdi

- Bazı ülkelerin sadece belli alanlarda madalyaları toplamaları çok konuşuluyor. Türkiye de belli alanlara odaklanarak sporcu yetiştirmeli mi?

Evet. Çünkü bu alanda mesela özellikle güreşte geçmişten gelen bir başarı var. Atletizm alanında da ön plan çıkmak zorundasınız. Bu işin temeli atletizm. Süreyya Ayhan'la başlayan çizgi, ne yazık ki kendisinin yaptığı bazı yanlışlar nedeniyle kesildi. Eğer Süreyya Ayhan devam edebilseydi, belki genç kızlara iyi bir rol model oluşturabilecekti. Özellikle atletizm ve ata sporumuz olan güreş gibi alanlarda bizim artık kendimizi geliştirmemiz, bütün alanlar yerine belli alanlarda yoğunlaşmamız gerekiyor.

- Ekonomik göstergeleri açısından bakınca iyi bir spor altyapısı olan Türkiye'den ne beklenir?

Mesela biz 2020'de olimpiyatı hedefliyoruz ama sporcu istatistiklerimiz yerlerde sürünüyor. Eğer belli alanlarda odaklanır ve spor odaklı bir hayata geçerseniz, kendisiyle yarıştığımız ülkeler kadar olmasak bile, yakınlarına geçebiliriz. İçlerinde altınların da olduğu 10,15 madalya gelir, niye gelmesin? Bu sayılar daha da artar.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber