İş ilanlarında 'ODTÜ ya da Boğaziçi mezunu' gibi ifadeler TCK'lık

Haber Giriş : 14 Ağustos 2005 20:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İnsan kaynakları şirketi Datassist'in Genel Müdürü Ayşe Yılmaz, Yeni Türk Ceza Kanunu'nun, işverenler açısından çok ağır maddeler içerdiğini söyledi. Yılmaz, 'prezantabl' olmadığı için işe alınmayan bir kişinin adli mercilere başvuru yaparak bunu kanıtlaması durumunda işveren hapse girebilir.

Yeni yasanın ayrılımcılık yapan işverene ağır yükümlülükler getirdiğini söyleyen Yılmaz, 'İş ilanlarında 'prezantabl' ifadesini kullanmak, ODTÜ ya da Boğaziçi gibi üniversite isimlerini belirtmek ayrımcılığa giriyor. Seçme ve yerleştirme yapmak çok zorlaştı. Ayrımcılığa uğradığını ispat eden adaylar yüksek tazminatlar talep edebilir' dedi.

Yılmaz şöyle konuştu: 'Yeni Ceza Kanunu'na göre, din, dil, ırk, cinsiyet gibi farklılıklardan hareketle bir kimseyi işe alan ya da almayan kimse, 6 aydan 1 yıla varan hapis cezasıyla cezalandırılıyor. Yeni Ceza Yasası işte ayrımcılık yapmamak üzerine kurulu. Ancak kavramlar net değil. İstihdama yönelen bir işveren, bu kanunlarla zor durumda kalabilir. İstihdam olumsuz yönde etkilenebilir. Bütün bu uygulamalar olayı kayıtdışına çekiyor.' Yeni Ceza Yasası'nın Türkiye'ye daha uygun hale getirilmesi gerektiğini savunan Yılmaz, sözlerin şöyle sürdürdü: 'Türkiye bu yasalarla rekabet avantajı kaybeder. Şirketlerin büyük bir kısmı sorumluluklarının farkında değil. Örneğin, iş başvurusuna gelen kişi 'Ben Kürtüm, bundan dolayı işe kabul edilmedim' diye mahkemeye başvursa

geriye dönük o şirketin tüm işe alım prosedürlerinin hepsi incelenmek zorunda. İspat yükümlülükleri çok değişecek. Tazminat almayı kafaya koymuş birisi, bunu çok rahatlıkla yapar. İş ilanlarının bir an önce belli bir norma gelmesi gerekiyor.'

Cinsel taciz yasaya girdi

-İlan verirken 'prezantabl bayan eleman aranıyor' ya da 'ODTÜ, Bilkent gibi üniversitelerden mezunlar başvuru yapabilir' denilemeyecek.

- İşyerinde cinsel taciz olayı ilk kez yasaya girdi. Tacizde görevin ve nüfuzun kullanılması halinde verilecek ceza 2 kat artıyor.

-İş kazası olmasında işverenin sorumluluğu artırıldı. Gerekli önlemin alınmadığı durumlarda hapis cezası da bulunuyor.

-İşe alım sürecinin hiç bir aşamasında engelli çalışanların aleyhine her hangi bir uygulamalara gidilemeyecek.

-'Cinsel saldırı' suçunu düzenleyen 'madde 102' söz konusu suçun yaptırımını '2-7' yıl olarak belirlemekteyken, bu suçun hizmet ilişkisi kullanılarak gerçekleştirilmesi durumunda cezanın yarı oranında artırılmasını hüküm altına almakta.

-Aynı biçimde, cinsel istismar ve cinsel taciz suçları için öngörülen cezalar, bu suçların hizmet ilişkisi yoluyla yapılması halinde yasada yer alan yaptırımların ağırlaştırılmasını öngörmekte.

-'Hürriyete karşı suçlar' bölümünde, iş ve çalışma hürriyetinin engellenmesi, sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi ayrı ayrı maddeler halinde düzenlenmiş, sözü edilen hakların ihlali durumunda uygulanacak yaptırımlar açıkça ortaya konulmuş. Buna göre; Madde 117, iş ve çalışma hürriyetini hukuka aykırı yöntemlerle engelleyen kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmesini hüküm altına aldı.

-Aynı maddede yer alan diğer bir düzenlemeyle, kişilerin çaresizliğinden yararlanarak ücretsiz ya da yaptığı işle orantısız bir biçimde düşük ücretle çalıştırılması, yine bu durumdaki kişilerin yetersiz çalışma şartlarına zorlanması durumunda, 6 aydan 3 yıla varan cezai yaptırım öngörülmüş.

Mitsubishi 34 milyon dolar tazminat ödedi

Son yıllarda, ABD başta olmak üzere Batı ülkelerindeki firmaların uğraştığı en büyük konulardan birini ise cinsiyet ayrımcılığı oluşturuyor. Cinsiyet ayrımı yapan işyerlerine yönelik açılan tazminat davası sayıları hayli yüksek. Kaldırımın yüksekliğinden, kişiye yaşını sormaya kadar birçok konunun dava açma nedeni olduğu ABD'de, Mitsubishi Motor Manufacturing of America, cinsiyet ayırımcılığı konusunda bugüne kadarki en yüksek tazminatı ödeyen firma olarak tarihe geçmişti. Mitsubishi, 300'den fazla kadın çalışanına 34 milyon dolar ödemişti. 'Çalışana ayrımcılık' ilkesinden mahkemelik olan şirketlerden biri de ABD'nin en büyük mağazalar zinciri Wal- Mart. Şirkette çalışan 1.6 milyon kadın adına 6 kadın manevi tazminat talebiyle dava açmıştı. Başvuruda şirketin 'cinsiyet ayrımcılığı yaptığı, çalışan kadın oranı yüzde 70 olmasına rağmen yönetici oranının yüzde 15'te kaldığı ve kadınların daha çok kasiyerlik gibi yükselme şansı olmayan bölümlerde çalıştırıldığı' iddia edilmişti. Kadınlar 6.4 milyar dolar tazminat talep etmişti. Dava Amerika'da en büyük sivil hak arama mücadelesi olarak kabul edilmişti.

ABD'de CV'ye fotoğraf istenemiyor

Eşitlik ilkesinden yola çıkarak ABD'de CV'lerde (Özgeçmişlerde) adayın resmi, yaşı, cinsiyeti sorulamıyor. Avrupa Birliği'nde ise işçi-işveren ilişkisini düzenleyen maddeler çok daha ağır. AB'de firmalar performans kriterlerine dayanmadan işten çıkarma ya da atama yapamıyorlar. İş başvurusu yapana hangi kriterlere göre işe alınmadığının cevabı veriliyor. Çalışanların meslek ediniminde belli kriterleri ve asgari yeterlikleri karşılamaları bekleniyor. Sertifikasız musluk tamircisi bile çalışamıyor.

Akşam

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber