Babasının tahliyesi için umut yolculuğuna çıktı

Altı ay ömrü kaldığı için Muhlis Barut'un ailesi 'Vedalaşma hakkı tanıyın' çağrısı yaptı.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 29 Ağustos 2012 09:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yeşil kartı yenilenmediği için İzmir'in Bayraklı ilçesindeki toplum sağlık merkezini 8 Ekim 2010'da silahla basarak rast gele ateş ettiği gerekçesiyle Muhlis Barut, 16 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum olurken, cezaevinde ölümcül bir hastalığa yakalandı. Altı ay ömrü kaldığı için Muhlis Barut'un ailesi 'Vedalaşma hakkı tanıyın' çağrısı yaptı.

Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül devreye girince, Barut ailesinin İzmir'deki evinde heyecanlı bekleyiş başladı.

Kanser hastası Muhlis Barut'un ailesinin "Vedalaşma hakkı tanıyın, son günlerini evinde geçirsin" çığlığını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gördüğü sırada duydu. Haberi duyan aile sevinç gözyaşlarına boğuldu. Muhlis Barut'un kızı Gönül Barut, dün gece 12 arabası ile İstanbul'a babasının yanına umut yolculuğuna çıktı.Gönül Barut, hem babasına bu sevinçli haberi verip ona biraz daha moral vermek hem de onunla birlikte evlerine dönmenin hayali ile "babam çıkmadan eve dönmeyeceğim" dedi.

Dün gece saat 11:00'de umut yolculuğuna çıkmadan önce duygularını muhabirlerle paylaşan Gönül Barut; şöyle konuştu: ?Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün devreye girdiğini sabah haber aldım. Çok sevindim ailece çok mutlu olduk. İnşallah bu sevinci babama vereceğim yarın. Kapalı görüşüm var. Şu an kendisininde haberi yok zaten yolumu gözlüyor her hafta görmeye gidiyorum. Ciğerimin bir parçası o benim. Keşke bir imkanımız olsaydı da ailece gidebilseydik. Olsun bu da benim bir ışığım. Sayın Cumhurbaşkanımız devreye girdi. O da benim ikinci babam gibi. Allah bin kere razı olsun, Rabbim ona acil şifalar versin. O da bize yardımcı oluyor. 14 Aralıktan beri cezaevinde babam. Şubatın 2'sinde verilmiş bir cezası vardı. Zaten mahlemeye çıktı. 16 yıl 8 ay toplam cezası."

CEZAEVLERİNDE İLGİ YOK

Babasının hastalığının cezaevinde patlak verdiğini anlatan Barut, şunları söyledi: "İlk Buca Cezaevindeydi, daha sonra dağıtıma Aliağa Şakran Cezaevine verdiler. Burada ilaçlarını içeri almıyorlardı. Zorla rica ile 3 kere aldırttım. Her ilacı bitişinde bana haber vermelerini söyledim fakat hiçbir ilgi ve alaka yok. Daha sonra cezaevine gittiğim zaman babamı bir gördüm, iki kere mide kanaması geçirmiş ve mosmor olmuştu. Meğer müdahale yok. İlaçsızmış daha sonra tekrar gittim bir kere daha aynı şey olmuş 4'ncü de alıyorlar babamı, çarşaf içerisinde çırılçıplak Buca Cezaevinin önüne koyuyorlar. Bütün sorumluluğu dosyası ile beraber cezaevine veriyorlar. Eğer Aliağa Şakran Cezaevi müdahale etseydi şu an babam bu durumda olmazdı. 6 ayın altında bir ömür biçilmezdi. Benim babamı benden aldılar. Babam karaciğer kanseri ve siroz hastalığına yakalanmış. Mide, akciğer ve karaciğerinde kitle var, akciğeri sıvı topluyor. Bu yüzden karnında şişlik oluyor, morarma oluyor o yüzden yiyip içemiyor ve günden güne kemik erimesi oluyor."

CUMHURBAŞKANI VE ADALET BAKANLIĞINA SESLENDİ

Sayın Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanına seslendiğini belirten Gönül Barut, sözlerini şöyle sürdürdü: "Lütfen bütün cezaevlerini gezin dolaşın bir sürü mağdur insan var, yatalak sakat çaresiz kimsesiz bir sürü insan var. Babamda bir çaresiz insandı. Lütfen hepsine yardımcı olun. Cezaevlerinde ilgi alaka yok müdahale yok gözlerimle gördüm. Hepsi kaba kuvvet. Gardiyan geliyor sesleniyorsun diyorsun ki hasta var, gardiyan dışarıda ama müdahele yok. Üç saat sonra geliyor sağlıkçı.Şu an Metris Cezaevine babamın yanına gidiyorum ve onu almadan da dönmeyeceğim İstanbul'dan.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber