Bel ve boyun ağrılarına dikkat

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 31 Ağustos 2012 23:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Bel fıtığı hastalığı genç yaşlı herkeste çağımızın hastalığı olmaya devam ediyor. Gündelik yaşamda yapılan yanlış hareketlerin yanında risk faktöründe olmak da bu hastalığa yakalanmak için uygun ortamı sağlayabilir.

Bel rahatsızlıkları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan bel fıtığı hastalığı sadece yaşlılarda değil gençlerde de görülebilen bir hastalık haline geliyor. Gündelik yaşamda yapılan yanlış hareketler, sporsuz bir yaşam, sigara kullanımı, genetik özellikler ve kadın olmak bu hastalık için risk anlamına geliyor. Toplumun yaklaşık yüzde 25'inde bel rahatsızlıklarının görüldüğünü ve buna bağlı olarak bu hastalıkla yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini belirten Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, bel ağrılarının insanların hayatı boyunca mutlaka yakalandığını kaydederek, toplumsal olarak da iş gücü kaybına en fazla neden olan hastalık olduğunu söyledi. Bel hastalıklarının bir halk sağlığı problemi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Doğan, "Bel ağrıları içinde en önemli rahatsızlığı oluşturan da bel fıtığı rahatsızlığıdır. Omurgalar içerisinde en sık rahatsızlanan iki bölge vardır. Bunlardan bir tanesi boyun bölgesi diğeri bel bölgesidir. En fazla ise bel bölgesinde rahatsızlık görülür. Omurgalar disk şeklindeki kemiklerden ve çıkıntılardan oluşur. Her omurgayı bir diğerine bağlayan arada disk denilen bazı dokular ve bu dokuların içerisinde de jel kıvamında dokular vardır. Zorlama sırasında bağların yırtılarak bu jel kıvamındaki dokunun dışarı çıkması ve oradan geçen sinirlere baskı yaparak sinirleri rahatsız etmesi sonucu bel fıtığı oluşur. Bu ağrılar bel bölgesinde olabildiği gibi sinirin gittiği yerleri de etkileyen ağrılara neden olur" dedi.

SİGARA İÇMEK BEL FITIĞINA DAVETİYE ÇIKARIYOR

Genetik faktörlerin bel fıtığında risk faktörlerini oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Doğan, "Aslında bazı insanlar bel fıtığına daha fazla yatkınlar. İnsanların hayatları boyunca 20-30 defa bel rahatsızlığı geçirdiği olmuştur. Bunlardan bir kısmı da bel fıtığından kaynaklanmaktadır. Toplum olarak düşünürsek ileri yaşlarda herkeste bel fıtığı var. Bu rahatsızlık biraz daha kireçlenme ile oluşan fıtıklardır. Bizim anlattığımız bel fıtığı, daha genç yaşlarda görülen ve ciddi ağrılarla birlikte seyreden rahatsızlıklardır" diye konuştu.

Risk faktörleri içerisinde görülen sebeplerden en önemlilerinin genetik sebepler, obezite, kadın olmak, hareketsiz bir yaşam ve sigara kullanmak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Doğan, "Ağır işlerde çalışan erkekler, şoförler ve gün boyu oturarak çalışan insanlar risk grubu içinde yer alıyor. Özellikle sigara içenlerde vücudun belli bölgelerinde kan dolaşımı zaman içerisinde bozulmaktadır. Bu da diskin güçlü yapısının ve elastikiyetinin bozulmasını tetikler" ifadesini kullandı.

BEL FITIĞI OLMAMAK İÇİN NELER YAPMALI?

Bel fıtığı olmamak için öncelikle risk grubunda olup olunmadığının öğrenilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Doğan, "Ağır bir yük taşımak zorundaysak eğer, bu yükü mümkün olduğunca vücudumuza yakın taşımalıyız. Elimize bir tepsi aldığımızda mümkün olduğunca gövdemize yakın tutup, tepsiyi vücudumuz dik bir şekilde taşımalıyız. Bel bölgesindeki adaleleri güçlendirecek egzersizler yapmalıyız. Yerden bir şey alırken eğilerek değil çömelerek almalıyız. Bundaki amaç yükü ağırlık merkezinin ortasına doğru yaklaştırma çalışmasıdır. Yükü eğilerek alırsak eğer, o yük 3 kiloluk bile olsa vücuda bazen 300 kilo olarak yüklenmektedir. Ağır bir şey kaldırırken doğru bir şekilde çömelerek cisme yaklaşıp, kendimizi bir miktar geriye doğru atarak cismi güçlü bir şekilde kaldırmalıyız" açıklamasında bulundu.

BEL FITIĞI AMELİYATI HANGİ DURUMLARDA YAPILIR?

Bel ağrılarının aslında az bir kısmının bel fıtığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Doğan, "Toplumsal olarak düşünürsek insanların belkide yüzde 20-25'i bel fıtığı ile hayatını sürdürmek zorundadır. Tedavi sırasında da korunma amaçlı yaptığımız egzersizler kullanılmaktadır. Hafif olan bel fıtıklarında ciddi derecede ağrı uzun sürmüyorsa, 2-3 ay süren ağrılar yoksa adalelerde güç kaybı yoksa cerrahi müdahale gerekmez. Fizik tedavi, istirahat ve ilaç tedavisi ve egzersizler gibi çeşitli cerrahi dışı uygulamalarda başarısız olunmuşsa o zaman belki cerrahi müdahale gerekebilir" dedi.

"Cerrahi tedavi ile cerrahi olmadan yapılan tedavilerin 5 yıl sonra karşılaştırılmasında hastalarda aynı neticenin elde edildiği görülmektedir" diyen Prof. Dr. Doğan, "Burada önemli olan güç kaybı olan hastalarda (bu kalıcı güç kaybına neden olabiliyor), kalıcı güç kaybını önlemek için cerrahi müdahale tavsiye ediyoruz. Fakat bel fıtığı hele ki büyük bir fıtıksa bir kez olduktan sonra diskimiz bir daha hiçbir zaman eski yapısına kavuşmaz" şeklinde konuştu. Bel fıtığı bir kez geçirildikten sonra belin tekrar eskisi gibi olmayacağını vurgulayan Prof. Dr. Doğan, "Yapacağımız egzersizler, kiloluysak kilo verme, egzersizleri düzenli yapmak normal bir hayat sürmeyi sağlar. Bel fıtığı dünyanın sonu değildir, bu rahatsızlık herkeste var önemli olan bununla yaşamayı öğrenmektir" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber