Bakan Dinçer'den 'İmamın Gülü' açıklaması

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 21 Eylül 2012 15:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da hükümete yönelik muhalif mesajlarıyla ilgi çeken, 'İmamın Gülü-@ladyimam' adlı kullanıcının bir öğretmen olduğunun ortaya çıkmasına ilişkin, "Öğretmenimize haksızlık edilmesine izin vermeyiz, öğretmenimiz de bir hata yapıyorsa hesabını sorarız" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, TGRT Haber'de Batuhan Yaşar'ın sorularını cevapladı. Bazı ortaöğretim okullarının İmam-Hatip okullarına çevrildiği ve bu yolla sayılarının arttırıldığına ilişkin iddialara cevap veren Bakan Dinçer, "Biz her şeyden önce bu konularda subjektif karar veren bir teşkilat değiliz. Bizim elimizde rakamlar vardır. 4. sınıftan 5. sınıfa geçmiş kaç tane öğrenci olduğunu biz il il, mahalle mahalle biliyoruz. Ülkemizi istatistiki alt yapısı çok sağlam. İmam-Hatip okulunun genel ilköğretim veya genel ortaöğretim içerisindeki payı içerisinde bilgi sahibiyiz. Bunların her birisini il il göre bilecek durumdayız" şeklinde konuştu.

Bakan Dinçer, Türkiye'de 120 bin civarında imam hatip okuluna öğrenci geleceğini tahmin ettiklerini ve ona göre okul hazırladıklarına işaret ederek, şu an Türkiye'de 110 bin civarında öğrencinin imam hatip okullarına kesin kayıt yaptırdığını bildirdi. "Bizim için imam hatip okulu ile normal okulda okuyan çocuk arasında fark yok" diyen Dinçer, "Tüm Türkiye'de bin 100 civarında imam hatip ortaokulu açıktır. Bunun 460-70 adedi imam hatip liseleri bünyesinde açıldı, geriye kalanı da yeni olarak açıldı. Açtığımız bu okullarla 28 Şubat sürecinde açılan imam hatip orta kısımları mukayese edildiğinde açılan okul sayısı 28 Şubat'ın birazcık üzerinde. Türkiye bu konuda kendi dengesini buluyor ve normalleşiyor, kimse bundan rahatsızlık duymamalı" dedi.

"DERSANELERİN ÜNİVERSİTEYİ KAZANDIRDIĞINA DAİR BİR ÇALIŞMA YOK"

Bakan Dinçer, Türkiye'de dershanelerin üniversiteyi kazanma üzerindeki etkisini gösteren hiçbir bilimsel çalışma olmadığına dikkat çekerek, "Uluslararası öğrenci performanslarını ölçen bir kurumun bana verdiği bilgiye göre, '200 okul üzerinde araştırma yapmışlardı', dershanelerin hatta özel okulların çocuklarımızın üniversiteye giriş başarısı üzerinde istatistiki olarak anlamlı bir etkisi olmadığını bana ifade ettiler" diye konuştu.

"Hepsinden önemlisi başarı için ben 'üçüncü öğretmeni' önemsiyorum" diyen Dinçer, şunları kaydetti:

"Eğitim ortamının sosyo-psikolojik iklimi, çok otoriter bir yapı içerisinde öğretmenin anlattığı, öğrencinin de edilgen bir şekilde dinlediği bir eğitim ortamı, okul müdürünün hep buyurgan olduğu ve öğretmene ne yapacağını söylediği otoriter bir yönetim tarzı, okul müdürünün okullara talimat yağdırdığı bir yönetim tipi. Yani bütünüyle otoriter ve merkezi bir havada o yapı içerisindeki sahip olduğu bilgi ve kabiliyetleri, eğitim ve uzmanlığı yok sayan bir yönetim tarzıyla aslında biz başarılı bir eğitimin önünü kesiyor olabiliriz. Bu açıdan bakıldığında bir başka faktör olarak da çocukların eğitime katılmalarını ve aktif hale getirilmelerini, öğretmenlerini eğitime katılmalarını ama sadece eğitime değil aynı zamanda yönetime katılmalarını, daha etkin ve söz sahibi olmalarını, okul yönetiminin eğitimin geleceğine ilişkin inisiyatif kullanabileceği bir esnekliğe sahip olmasını da eğitimin başarısı için bir faktör olarak görmek lazım. Dolayısıyla derslik yok başarısızız, teknoloji yetersiz başarısızız, öğretmen sayısı az başarısızız diyorsanız bence çok yanlış bir teşhis ortaya koyuyorsunuz demektir."

"İMAMIN GÜLÜ" AÇIKLAMASI

Sosyal paylaşım sitesi Twitter'da "Ladyimam" adıyla açtığı hesapta muhalif tweetleriyle dikkat çeken kullanıcıya yönelik soruşturma başlatıldığı iddiaların hatırlatılması üzerine Bakan Dinçer, "Bir kere benim şimdiye kadar edindiğim bir tecrübe şu; gazete haberlerinin bizatihi kendisi üzerinden hareket ederek çoğu zaman yanlış sonuçlar doğurabiliyor. Onun için biz önce ön inceleme yaparız, 'hakikaten haberler doğru mu, değil mi, öğretmenin orada bir istismarı var mı' diye bakarız. Varsa soruşturma açarız. Bir kere herkes şundan emin olmalı; biz öğretmenimize de haksızlık edilmesine izin vermeyiz, öğretmenimiz de bir hata yapıyorsa ona da hesabını sorarız. Bu konuda herkes emin olmalı, bir duruma bakalım. Bu arada öğretmenimize de haksızlık edilmişse, öğretmenimizin hakkını da koruyacağımızı herkes bilmeli" şeklinde konuştu.

"158 BİN YER DEĞİŞTİRME TALEBİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

Bakan Dinçer, eş durumu tayinlerine yönelik, "Normal şartlarda bu sene bize sadece eş durumundan tayin talep edenlerin sayısı 25 binin, özür durumundan talep eden öğretmen sayısı da 25 binin üzerinde. Ayrıca il içinde ve iller arasında, vakti gelmiş isteğe bağlı olarak yer değiştirme talebi olanlar var, bunların hepsini de dahil ettiğimizde 158 bin yer değiştirme talebiyle karşı karşıyayız" dedi.

25 bin öğretmenden yaklaşık 16 binini eş durumundan dolayı bir araya getirdiklerini bildiren Dinçer, geriye kalan 9 kişiyi yeniden gözden geçireceklerini belirtti. "Bu ülkede eş durumundan nasıl oluyor da bütün eşler doğudan batıya gelmek istiyor, batıdan doğuya gitmek isteyen hiç eş yok mu?" diye soran Dinçer, "Zorunlu atama sebebiyle doğuya giden memurlarımızın pek çoğu, doğuya giderken eşlerini götürmüyorlar. Bunların eş durumu olmuyor mu? Daha da önemlisi Türkiye'de bütün eşler hep batıda oluyorlar ve hep batıya gelmek istiyorlar. Bu sorunun cevabını vermek zorundayız. Ben Milli Eğitim Bakanı olarak öğretmenlerimizin huzurunu ve mutluluğunu düşünmek zorundayım ve düşünüyorum ama yine Milli Eğitim Bakanı olarak okullarımızda derslerin boş geçmemesini sağlamakla mükellefim. İsteklerin biraz da batıdan doğuya olması lazım, eğitim herkesin hakkı" ifadelerini kullandı.

"120 BİN ÖĞRETMEN İHTİYACI KALDI"

Bakan Dinçer, 40 öğretmen ataması yapıldığını ve 120 öğretmen ihtiyacı kaldığına dikkat çekerek, "Norm kadrolar dolduğunda ne olacak. Çevre şartları değiştikçe politikaların değişmesi lazım. Eski politikaları aynen koruyarak bizim bu sistemi yürütme imkanımız kalmaz. Öğretmenlerimizin bu mesleği yaparken değişen şartları görmesi gerekiyor" dedi.

KPSS dışında öğretmenlere alan sınavı uygulaması, bir sonraki eğitim-öğretim döneminde de uygulanacağını sözlerine ekleyerek, şunları kaydetti:

"Önümüzdeki dönemde biz 17 alanda alan sınavı yapacağız ve bununla ilgili hukuki alt yapıyı tamamladık, yönetmeliklerimiz çıktı. Bu sene Temmuz ayında öğretmenlik için sınava giren adaylarımız, önümüzdeki yıl ellerindeki, bugünkü belgeler geçerli değil, önümüzdeki yıl hem KPSS'ye hem de alan sınavına girmek durumundalar, aksi takdirde öğretmenliği müracaat edemezler.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber