Kılıçdaroğlu'nun anlattığı Çin hikayesi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Siyasette yeniden ahlak vurgusunu çok sık dile getirmemiz gerekiyor. Ahlakın egemen olduğu bir toplumda huzur olur. Ahlakın egemen olduğu toplumda siyasetçi halka hesap vermeyi namusu görev kabul eder" dedi.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 12 Ocak 2013 11:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kılıçdaroğlu'nun anlattığı Çin hikayesi

Sosyal Demokrasi Derneği tarafından Devlet Konukevi'nde verilen dayanışma yemeğine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DSP Genel Başkanı Masum Türker, milletvekilleri ile çok sayıda davetli katıldı. Kılıçdaroğlu, bir Çin hikayesi anlatarak başladığı konuşmasında şunları kaydetti:

"Çinli bilge der ki biz 3 kardeştik. Üçümüz de doktorduk. En büyüğümüz hasta geldiği gün tedavi ederdi. Öldüğü zaman yeni bir hasta gelinceye kadar kimse onun öldüğünün farkına bile varmadı. Ortanca kardeşimiz bir hasta geldi tedavi etmedi, mahalleye yayıldı tedavi etmedi, eyalete yayıldı tedavi etti ve öldüğü zaman bütün eyalet arkasından ağladı. En küçük kardeşimiz en uyanığıydı. Hasta geldi tedavi etmedi, mahalleye yayıldı tedavi etmedi, eyalete yayıldı tedavi etmedi, bütün Çin'e yayıldı kardeşimiz hastalığı tedavi etti ve öldüğü zaman Çin onu ulusal kahraman ilan etti. İşte Türkiye'de siyaseti biz bu bağlamda kuruyoruz. Sorunlara kilitlenen değil sorun yaratan bir siyaset kurumu oluşmaya başladı."

Siyasette ahlak deforme olmuşsa sorunun çözülemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, sosyal demokratların etik değerlerinin yüksek olduğunu söyledi. Geçmişte bir bakanın yemek yedi diye haber yapıldığını ve koltuğundan ayrıldığını, o bakanın da sosyal demokrat bir bakan olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Bugün düşünün, eğer bir bakan hakkında yolsuzluk iddiası varsa, herkes bunu çok iyi biliyor, o bakanın koltuğu sağlamlaşıyor'' dedi.

Kılıçdaroğlu, toplumda bir sorun olduğunu ve bu sorunu çözmeleri gerektiğini vurgulayarak, "Siyasette yeniden ama yeniden ahlak vurgusunu çok sık dile getirmemiz gerekiyor. Ahlakın egemen olduğu bir toplumda huzur olur. Ahlakın egemen olduğu toplumda siyasetçi halka hesap vermeyi namusu görev kabul eder. Oy istiyoruz, vergi alıyoruz. Nereye harcandığının hesabını siyasetçi, iktidar vermeyecek de kim verecek? Daha da önemlisi halkın da hesap sorma gibi bir alışkanlığa sahip olması gerekir. 'Ben vergi veriyorsam hesabını soracağım' demelidir. Bu eksikliklerimizi gidereceğiz. Çinli bilgenin öyküsünü unutmayalım. Bu öykü bizim siyaset kurumunda siyasetçilerin de kulaklarına küpe etmeleri gereken bir öyküdür" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber