Engelli ve yaşlıları eve hapsetmemeliyiz

Amerika ve Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde engelli ve yaşlıların sokağa çıkarak yaşama dahil olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ayşegül Ataman, Türkiye'de ise engelli ve yaşlıların ötekileştirilerek adeta ev hapsine alındığını vurguladı.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 10 Mart 2013 17:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sokaklarda eskisi kadar engelli ve yaşlı görmenin çok zor olduğunu anlatan Prof. Dr. Ataman, "Amerika ve Avrupa engellilerini ötekileştirmek yerine topluma entegre etmeyi denemiş ve başarmıştır. Engelliyi de bir tüketici olarak görmüş ve onlara modern tekerlekli sandalyeler, yürüyen bantlar, özel klozetler üretmiş. Sokaklarda eğlence mekanlarında hep engelliler yer almakta ve onlara eşit haklar sunulmakta. Bizde ise sokaklarda engelli yada yaşlı görmek neredeyse imkansız hale geldi. Tek tük engellilere ise acınarak, korkularak, aman tahtaya vur denilerek bakılıyor. Yaratılanı sev yaratandan ötürü diye herkesi kucaklayan bir medeniyetten bugün ise yaratılanı gene yaratanın verdiği kusurdan ötürü eve hapsediyor ve ötekileştiriyoruz. Oysa daha yakın döneme kadar yaşlılar toplumun bilge kişileri, engelliler ise toplumun üreten birer parçasıydı" diye konuştu.

Kadıköy Gaziantepliler Derneği tarafından engellilerin özel eğitim gördüğü okulların açılması ve Altı Nokta Körler Derneğinin kurulmasında öncülük eden Rahmetli Doç Dr. Mitat Enç'in anısına panel düzenlendi. Kadıköy Cadde Bostan Kültür Merkezinde Düzenlenen panele çok sayıda akademisyen ve İstanbul'da yaşayan Gaziantepliler katıldı. Panelde konuşan Gazi Üniversitesi Öğretim görevlisi Prof. Dr. Ayşegül Ataman, yakın zamana kadar bilge kişi, akıl danışılan saygı gösterilen kişi olarak anılan yaşlıların toplumdan izole edildiğini belirterek, "Modern huzurevleri yaptık, yaşlılara maaş bağladık, evde bakım hizmeti verdik. Maaşını ayağına götürdük. 65 yaş üstüne otobüsleri, trenleri, uçakları yarı fiyatına verdik. Ama otelde kalmak istediklerinde akıl sağlığı raporu istedik. Bugün meclisin yarısı 65 yaş ve üstünde. O halde her oturum öncesi meclisten akıl sağlığı raporu istemek de vatandaşın hakkı olmalı. 65 yaşından sonra devlet sana akıl sağlığın yetersiz artık emekli olmalısın diyor. Fakat özel sektörde çalışmak istersen veya ülkeyi yönetmek istersen akıl sağlığın gayet yerinde diyor. Yaşlıların hayatını kolaylaştırmak, onları rahat ettirmek isterken aslında farkında olmadan onları toplumdan izole ettik" diye konuştu.

Ötekileştirme ve toplumdan uzaklaştırma hatasının daha küçük yaşlarda başladığının altını çizen Ataman, "Eskiden köylerde Kör Mustafa, Topal Ahmet, Sağır Mehmet derdik ama asla toplumdan üretimden günlük hayattan uzaklaştırmazdık. Herkesin bir görevi vardı. Deliler sakatlar asla dışlanmazdı. Onlarla sohbet edilir, yemek verilir, fikri alınırdı. Ama bugün ise hepsi eve hapsedildi. Engelli ve yaşlıların dışında kanser veya diğer hayati risk taşıyan hastaları da toplumdan uzaklaştırdık. Onlara moral olmak yerine aman tahtaya vur bizden uzak olsun deyip kendi başlarına ölmelerini istedik. 5 yaşına kadar çocuklar oyun arkadaşı olarak engelli sağlıklı insan hayvan ayrımı yapmıyor. Kendisiyle oynayan herkesi seviyor. Ne zaman ki engelli biriyle oynarken annesi o çocuğa acıyan gözlerle bakmaya başlıyor, çocuk da engelliyi ötekileştirip kendinden uzaklaştırıyor" dedi.

Panelde konuşan Gazi Üniversitesi araştırma görevlisi Mahmut Çiti de şu anda Rahmetli Mitat Enç'in çabaları sayesinde Türkiye'de 14 körler okulu bulunduğunu belirterek, buna rağmen hala engellileri kabul etmeyen üniversite ve liseler bulunduğunu, engellilerin topluma entegre olması ve hayatın her alanında yer alarak üretime dahil olması gerektiğini söyledi. Kendisi De görme engelli olan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim görevlisi Engin Yılmaz da "Daha düne kadar engellilerin okuduğu okullar sağlık bakanlığına bağlıydı. Derslere beyaz önlüklü hemşireler ve doktorlar girerdi. Engellilik bir hastalık değildir. Bunu herkes anlamalı" dedi.

Panelde, Kadıköy Gaziantepliler Derneği Başkanı İsmet Enç ve Zeynep Enç Sinkil de Rahmetli Mitat Enç'in hayatını ve çalışmalarını anlattı. Programda Hulusi Babalık ve Damla Çekiç'in sunduğu Tamburi ve Viyolonsel dinletisi dinleyenlerin beğenisini topladı. Anma programının anısına katılımcılara plaket verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber