Isparta Milli Eğitim Müdürü Öztürk, Edirne'ye atandı

Üç buçuk ay gibi kısa görev yaptıktan sonra Edirne Özel İdare Genel Sekreterlik görevine atanan Isparta Milli Eğitim Müdürü Muhammet Öztürk, Milli Eğitim camiasında 37 yıl görev yapmış biri olarak ayrılmanın üzüntüsünü yaşadığını kaydetti. Isparta'da toplam 3 buçuk ay görev yaptığını kaydeden Öztürk, “Burada hiç yabancılık çekmedim. Herkes kolaylık tanıdı. Isparta eğitim yönünden, sosyal yapı yönünden, sıcak ilişkilerin olduğu samimi bir kent. Eğitim yönünden sıkıntısı olmadığı gibi Türkiye'de YGS'de 5'inci olması da bunun göstergesi. Bunda üniversitenin, öğretmenlerimizin velilerin katkısı var. Başarını aslan palını velilerin duyarlığı ile öğretmenlerin gayretine bağlıyorum. Güzel çalışmalar yapan öğretmen kadromuz ve çocuğu için iyi çalışmalar yapan öğretime gönül vermiş velilerin olması başarıyı getirdi” dedi.

KALMAK İSTERDİM

Isparta'da kalmak istediğini belirten Öztürk, “Görev yaptığım yerler arasında Isparta en kolay çalıştığım yerlerden birisi. Büyük projeleri gerçekleştirebileceğiniz bir zemin var. Ama bazı dostlarımız, istekleri ve gördükleri lüzum üzerine beni başka göreve layık gördüler. Buradan ayrılmak zorunda kalıyorum. Ben buradan ayrılırken iki üzüntüm var. Buradaki sıcak insanlardan ve rahat atmosferden ayrılışım bir de 37 yılımı verdiğim MEB'den ayrılıyorum” diye konuştu.

ISPARTA'DA BAŞARMAK İÇİN ZEMİN VAR

Isparta'da vizyonu olan büyük işler başarmak isteyen eğitimle dertli olan yöneticilerin burada çok rahat amaçlarına ulaşabileceklerini kaydeden Öztürk, “burada onları üzecek, kıracak, zorlayacak, amaçlarının gerçeklemesine mani olacak engeller yok. Siz çok şey düşünürsüz ama yapamazsınız. Isparta'da önümüzdeki yıl sosyal ve serbest etkinlik saatlerinde Bilim Şehri Isparta dersi okutulacak. Üniversite ile eğitimde işbirliği yaptık. Öğretim üyelerimizi öğrenci ve öğretmenlerimizle harmanlayıp yeni heyecanlar ortaya çıkarıp yeni hedefler ortaya koyduk. Okullarda başarıyı artırmak için velilerin de içinde alındığı eğitim kampları kuracaktık. Öğrencilerimi okullarda aileleriyle birlikte kalacaktı. Tatil zamanlarında bile eğitim kampları kuracaktık. Ancak bunlarla ilk üçe girebiliriz. Yoksa hayali şeylerle giremezsiniz.”