PKK silah bırakacak

Balıkçı: PKK hem isim değiştirecek hem de silah bırakacak

Haber Giriş : 07 Mayıs 2013 12:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
PKK silah bırakacak

Devlet ile PKK arasındaki görüşmelerde 1996'dan itibaren rol alan 'Balıkçı' lakaplı İlhami Işık' Kanal 5'te çok önemli açıklamalarda bulundu. PKK'nın silah bırakmasının an meselesi olduğunu açıklayan İlhami Işık, çözüm sürecinin kısa süre içerisinde sonuçlanacağını açıkladı.

Işık, “Artık kritik süreçleri bir bakıma geride bıraktık. PKK Sonbaharda kongre yapacak. Hem isim değiştirecek hem de silah bırakacak” dedi. Birçok PKK'lının sınırı terk ettiğini vurgulayan Işık, benzer görüşmelerin de tüm hükümetler zamanında tekrarlandığını açıkladı. 12 Ocak 2000 tarihinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile koalisyon ortakları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'ın imzaladığı mutabakat metni hakkında da çok önemli açıklamalarda bulunan Işık, Uludere katliamı, 33 er ve Öcalan'ın Suriye'den çıkarılmasına ilişkin dikkat çekici değerlendirmeler yaptı.

***

Devlet ile PKK arasında 90'lı yıllarda gerçekleşen görüşmelerde arabulucuk rolü üstlenen İlhami Işık, Gazeteci Yazar Aslan Değirmenci'nin Kanal 5'te yaptığı haber programı 'Son Gündem' e konuk oldu.

PKK Sonbahar'da silah bırakacak

PKK'nın silah bırakmasının an meselesi olduğunu açıklayan İlhami Işık, çözüm sürecinin kısa süre içerisinde sonuçlanacağını açıkladı. Işık, “Artık kritik süreçleri bir bakıma geride bıraktık. PKK Sonbaharda kongre yapacak. Hem isim değiştirecek hem de silah bırakacak” dedi.

Görüşmeyen hükümet yok!

Birçok PKK'lının sınırı terk ettiğini vurgulayan Işık, benzer görüşmelerin de tüm hükümetler zamanında tekrarlandığını açıkladı. 12 Ocak 2000 tarihinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile koalisyon ortakları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'ın imzaladığı mutabakat metniyle Öcalan'ın idam sehpasından kurtarılmasına da değinen Işık, “Bir süreçti. Devlet ile İmralı görüşmeleri vardı. O görüşmeler sonucunda devletin istihbarat birimleri Bahçeli'yi de bilgilendirdiler. Sayın Bahçeli bir devlet adamına yakışan tutum ile o kararı verdi. Çünkü Öcalan asılsaydı ülke kaos ile karşı karşıya kalacaktı. Yani görüşmeler sonucunda Öcalan'ın asılmasından vazgeçildi ve olası bir Türk-Kürt çatışması engellendi. Bugün ulusalcılar ile aynı safta duran Demirel döneminde de görüşmeler yapıldı” dedi.

Öcalan İmralı'da şiddete zorlandı

Devlet ile İmralı arasında yapılan görüşmelerde bugüne kadar sonuç alınamaması konusunda ise Işık, “Tek devlet yoktu. Siyasi irade de zayıftı. Her kurumun üzerinde bir el vardı. Örnek bir dönem MİT'in üç sorumlusu arasında bile farklı görüşler vardı. Aynı şekilde asker ve emniyet'te normalleşememişti. Çözüme gidildiği zaman da mutlak bir yerde tıkanma oluyordu. Engel çıkaran yapıların bir çoğunun temsilcisi bugün Silivri'de. Bu yapılar Öcalan ile görüşmelerde onu barıştan çok aslında şiddete zorluyorlardı. Bunu açıktan yapmıyorlardı. Cezaevinde bazı kötü uygulamalar ile bunu sağlıyorlardı. Sonra uluslar arası güçler de bu sorunun aşılmasını istemiyordu. Örneğin çok konuşulmayan bir Suriye konusu var. Öcalan Suriye'den devlet ile yaptığı görüşmeler sonucunda çıktı. Tanklar Suriye sınırına dayandığında arabulucular ile devlete mesaj gönderdi. Önce ateşkes ardından Suriye'yi terk etme planı işletildi. Yani birilerinin anlattığı gibi çıkış uluslar arası değil Türkiye'nin baskısıyla sağlandı” dedi.

Uludere ve 33 er aynı elin ürünü

Çözüm sürecinin en belirginleştiği dönemin 1993 olduğunu vurgulayan Işık, “Görüşmeler olumlu gidiyordu. Merhum Özal sorunu çözmek için kararlı bir duruş sergiliyordu. Ancak devlet ve örgüt içindeki karanlık yapılar pusudaydı. Nitekim 33 erin şehit edilmesiyle sıralı faili meçhuller gerçekleştirildi. Çok sayıda komutan, aydın, siyasetçi ortadan kaldırıldı. Sürece destek verip, normalleşeme için mücadele edenler öldürüldü. Tam bir darbe yaşandı. 33 er olayı tam bir operasyondur. İçinde derin devlet, örgütün çözümsüzlük isteyen kanadı ve yabancı birimler vardı. Benzer bir süreci biz Uludere'de yaşadık. Bugün gelinen noktadaki görüşmelerin kararları Uludere olayından bir gün önce alınmıştı. Ama çözümsüzlük isteyen yapılar, Uludere katliamı ile cevap verdiler. Ancak devlet ve siyaset dik durarak süreci buraya kadar taşıdılar” dedi.

Çözüm istemeyen ülkeler

Yeni sürece yönelik iç risklerin azaltıldığını dışta ise İsrail, Suriye, Irak ve İran riskinin devam ettiğini açıkladı. Bu risklerin de kısa sürede giderileceğine inandığını vurgulayan Işık, “Süreçte devletin kararlılığı var. Bu kararlılık artık engellenemez” dedi.

Bazı iş adamları rahatsız

Süreçten en fazla Türkiye'deki dış kaynaklı iş dünyasının rahatsız olduğunu vurgulayan Işık, onların kontrolünde olan köşe yazarlarının da provokasyona yönelik yazılar kaleme aldıklarını ifade etti. Normalleşmeye başlayan Türkiye ile ekonominin el değiştirdiğini, Anadolu sermayesinin güçlendiğinin altını çizen Işık, “Bu elbette bazı işadamlarını rahatsız ediyor. Eskiden battıklarında bile devlet aracılığıyla kar etmeleri sağlanıyordu. Artık muslukları kapandı” diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber