İktidara yüksek faiz kıskacı

Merkez'in faize sınırlama getiren kararı ve çözüm süreciyle zemin kaybeden faiz lobisi gözünü borsaya çevirdi. Hisseler üzerinde son 10 günde spekülasyona yönelen lobi, oluşturduğu hava ile faizlerin yükselmesine yol açarak geçmişte yakaladığı yüksek kazancın peşine düştü.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 08 Haziran 2013 08:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
İktidara yüksek faiz kıskacı

Ekonomide beklentileri yöneterek, yapay endişeler ve kıtlıklar yaratıp, yüksek fiyat oluşturma yönteminden beslenen faiz lobisi, şimdi de borsada spekülasyon ile hükümet üzerinde baskı kurmaya başladı. Aynı kesim, geçtiğimiz dönemlerde ise Türkiye'nin büyüme verilerine rağmen, kredi derecelendirme kuruluşlarına notun yükseltilmemesi için baskı kurmuştu.

ELLERİNDEKİ İKİ ENSTRÜMAN ALINDI

Dünyanın bir çok ülkesinde reyting kuruluşlarına para vererek not düşürmeye kadar varan adımlar atan faiz lobisi, Merkez Bankası'nın 16 Nisan 2013 tarihinde faizleri düşürme kararı ile şok yaşamıştı. Öte yandan bugüne kadar gösterdiği performansla hak ettiği notu vermeyerek bütçeden yıllık 47,5 milyar dolarlık faiz ödemesi çıkmasına neden olan reyting kuruluşlarının da 'Türkiye'de kaotik ortam var. O nedenle not artıramıyoruz' kozu PKK ile çözüm sürecine girişilmesiyle ortadan kaldırılınca lobinin enstrümanlarından ikisi ciddi şekilde elinden alınmış oldu. Bu ve buna benzer adımları bu yılın başından itibaren hayata geçiremeyen faiz lobisi borsada bazı hisseler üzerinden son 10 gün içinde 'boşaltma' yöntemiyle spekülasyona yöneldi.

FAİZ YÜZDE 40 ARTTI

Dünya piyasalarında dolaşan yüksek miktardaki paranın güvenilir liman olarak gördüğü Türkiye'de 2 yıl vadeli tahvil talebinde gösterge bileşik faiz tutarı son günlerdeki olaylar nedeniyle 17 günde yüzde 40 artış gösterdi. Bu kapsamda 13 Mayıs 2015 tarihli gösterge tahvilin 21 Mayıs 2013 tarihinde bileşik faizi kapanışta yüzde 4,79 iken 6 Haziran günü bu tahvilin kapanış bileşik faiz oranı yüzde 6,74'e çıktı. Bu gelişmeyle geçmişte yüksek faizle beslenen lobinin ekmeğine yağ sürülmüş oldu.

İLGİNÇ BENZERLİK

Başbakan Erdoğan'ın iki-üç ay önce hükümeti yıpratmaya dönük bir adımın olacağından haberdar olduklarına yönelik ifadeleri ile aynı zamana denk gelen ilginç bir tarihi uyum görüntü de ortaya çıktı. Türkiye'de son 3 ay içinde para piyasalarında önemli bazı adımlar atıldı. Son 3 ay öncesine kadar Türkiye'de faiz lobisinin de desteklediği ve kaynak dağılımını bozan yüksek faiz-düşük kur politikası sürüyordu. Faiz lobisi bu döneme kadar kazandıkça kazanıyordu. Dünyadaki ucuz parayı hep birlikte Türkiye'ye aşırı fiyatlardan satıyorlardı. Ayrıca Türkiye'yi de ithalata zorluyorlardı.

Geçen yıla kadar iyi kazandılar

Türkiye'de muhalefet başta olmak üzere yapılan bazı açıklamalar da faiz lobisinin pozisyon almasına neden oluyordu. Örneğin, CHP ve İşçi Partisi'nin 2012 yılı Ekim ayında organize ettiği alternatif 29 Ekim kutlamaları, reyting kuruluşlarının Türkiye'nin notunun 'yatırım yapılabilir' seviyesine yükseltilip yükseltilmeyeceği kararına gölge düşürmüştü. Haksız biçimde düşük tutulan notun yıllık maliyetinin 14,5 milyar TL olduğu, sadece 2011 yılında 47,5 milyar dolar Türkiye bütçeden faiz ödemek zorunda kalındığı hesap edilince, notun etkisi daha iyi görülüyor.

Kastamonu saldırısı kafaları karıştırmıştı

Dünyada Güney Kore, Malezya, İsrail, Rusya dahil pek çok ülkede kısa vadede dolar, avro ve yen gibi para birimleri karşısında enflasyondan arındırılmış faiz olan reel faiz negatif düzeydeyken, Türkiye'de pozitif seviyede idi. Merkez Bankası'nın faiz oranlarını aşağı çekmesiyle yüzde 3'lerdeki reel faiz daha da gerilemiş oldu. İşte bu düzenin de bozulmasına faiz lobisi bozulmuştu. Hatta Başbakan Erdoğan'ın reel faizin sıfır olacağını söylemesinin ardından Kastamonu'da Başbakan'ın konvoyuna silahlı saldırı düzenlenmesi de dünyanın hiçbir ülkesinde kazanamadıkları parayı burada kazanmaları önlenen bu lobinin teröristlerle bağlantısı olarak değerlendirilmişti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber