Erdoğan: Kerbela şehitleri gibi acı duyuyoruz

Başkent kulislerinde Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında Bülent Arınç'ın geçen hafta yaptığı çıkışa yanıt verip vermeyeceği merakla bekleniyor. Başbakan Erdoğan ve Arınç grup toplantısından önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e verilen devlet nişanı töreni için Çankaya Köşkü'ndeydi. Başbakan Köşk'ten TBMM'ye geçerken Arınç'ın AK Parti grup salonuna gelmediği görüldü.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Kasım 2013 11:56, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Kerbela şehitleri gibi acı duyuyoruz

Erdoğan, konuşmasına az önce başladı.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Savaş Ay hakka uğurlandı. Biz katılamasak da bakan ve milletvekili arkadaşlarımız cenazeye şlik ettiler.

Belediye başkanlığı dönemimizden itibaren beraber çalıştığımız Savaş Ay dostumuza Allah'tan rahmet diliyorum.

BÖYLE BİR GADDARLIĞI

Bugün dünyanın herhangi bir yerinde kendisini Müslüman olarak tanımlayan bir şahıs, üzerine bombaları sarıyor, gidiyor camide, bir kutsal mekanda bu bombaları patlatıyor. Böyle bir gaddarlığı, bırakınız sunniliği Şiiliği islamla da alakası yoktur. Uzaktan yakından alakası yoktur olamaz. Çocuklar kadınlar ölüyor, Kerbela'dan ders çıkarılması gerekirken, hemen her gün yeni Kerbela'lar yaşanıyor.

KERBELA ŞEHİTLERİ GİBİ ACI DUYUYORUZ

Çağın yezidleri çağın Hüseyin'lerini katlediyor. Biz hiçbir zaman yezidlerin yanında durmadık Hüseyin'lerin yanında durduk. Kerbela faciası yezidin iktidar hırsının bir hedefiydi. Şimdi coğrafyamızdaki kanlı mücadele de tamamen birilerinin iktidar hırsıdır. Suriye budur, Irak budur. 1374 yıl önce yezidin iktidar hırsı nasıl ki Hazreti Hüseyin efendimizin kanını toprağa döktüyse, şu anda da birileri mazlumların kanını acımasızca toprağa döküyor.

KUTUP YILDIZI İDİ

Hazreti Hüseyin bir kutup yıldızı idi. O zaman ne şii ne sünni vardı. Bugün de Irak'ta Suriye'de Yemen'de Lübnan'da kendisine hangi sıfatı takarsa taksın, mazlumu katleden yeziddir, mazlumun adı da Hüseyin'dir.

Güç savaşlarında şehit olan kardeşlerimiz için tıpkı Kerbela şehitleri gibi acı duyuyoruz. Hem İslam coğrafyasında hem Türkiye'de, artık bu güç savaşlarının daha samimi şekilde evet reddedilmesini sorgulamasını vicdanlarıyla bu konuda karar vermelerini bütün Müslümanlardan özellikle istiyoruz.

GERİYE HİÇBİR ŞEY KALMAZ

Eğer bizim aramıza başkaları girmezse, fitne odakları sızmazsa, bizi biz yapan değerlerle konuşabilirsek aramızda hiçbir mesele kalmayacak. Alevi ve sünni kardeşlerimin arasında farklılıklar çok ama çok cüzi seviyededir. Biz aynı medeniyetin ortak mimarlarıyız. Nasıl ki Mevlana ismi silindiğinde bu topraklardan geriye bir şey kalmazsa, Hacı Bektaş ismi silindiğinde bu topraklardan geriye hiçbir şey kalmaz.

HÜZÜNLERİ BERABER YAŞADIK

Hüzünleri kederleri birlikte yaşadık. Yakın tarihte yaşanmış Dersim, Çorum, Kahramanmaraş, Gazi mahallesi gibi acı hadiseler bizim bin yıllık kardeşlerimizi bozamaz. Yezidin izindeki nifak odakları bizim aramızı açamaz. Bir takım kanlı terör örgütlerinin kışkırtmaları bizim kardeşliğimizi sarsamaz. Biz aracılarla konuşmayacağız. Biz yüz yüze konuşacağız. Var olan her meseleyi Allah'ın izniyle aşacağız.

Aramıza birileri girdiği müddetçe biz sorunlarımızı konuşamayız. Aracılara gerek duymayacağız. Aşık Veysel'in muhteşem dizelerini tekrar söylemek istiyorum

"Yezit nedir, ne kızılbaş

Değil miyiz hep bir kardaş

Bizi yakar bizim ataş

Söndürmektir tek çaresi"

Ateş bizim ateşimizdir, söndürecek olan da biziz. Birilerinin bu ateşi gelip söndürmesini beklemeyeceğiz. Bir olarak, iri olarak, diri olacak ilave ediyorum hep birlikte Türkiye olarak biz söndüreceğiz.

SİYASETÇİLERİ ARAMIZA ALMAYALIM

11 yıllık süreçte Alevi kardeşlerimizin sorunlarını ele aldık. Sorunları çözmede tam bir kararlılık içinde olduk. Çözüm yollarını belirledik. Uzlaşılan konularda çözümleri uygulamaya koyduk. En son Nevşehir'deki üniversitemizin adını Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi yaptık. Güç devşirme peşindeki odakları aramıza almayalım. İstismarcıları aramıza almayalım. Terör örgütlerini, alevileri sadece oy deposu olarak gören siyasetçileri aramıza almayalım.

"EKONOMİK KRİZE RAĞMEN..."

Emlak konutun uluslararası yatırımcılara tahsis edilen kısmına, toplam 5 milyar liralık talep geldi. Dolar olarak ifade edersek biz 1,3 milyar arz ettik, 2,5milyar dolar talep geldi. Yerli kısmında ise 650 milyon liralık arza 2,4 milyar liralık talep geldi. Türkiye'de bugüne kadar yapılmış, Halk Bank ve Türk Telekom'dan sonra üçüncü en büyük halka arz oldu, dünyadaki ekonomik krize rağmen.

"PAHA BİÇİLMEZ DEĞERLERE ULAŞIYORLAR"

Ayrıca Emlak Konut'un arzı 2013 yılında Avrupa'da en büyük üçüncü halka arz işlemi oldu. yarın itibariyle inşallah Emlak Konut'a 3,3 milyar lira nakit girecek.Türkiye'nin bir dönem zarar eden, çok büyük açıklar veren kurumları başta Ziraat Bankası olmak üzere, bugün artık dünyanın en büyük bankaları, şirketleri olarak paha biçilmez değere ulaşıyorlar.

Geçen hafta grup toplantımızın ardından üç AB ülkesini kapsayan ziyaretler gerçekleştirdik. 200 civarında iş adamı heyetiyle üç ülkeyi ziyaret ettik. Muhataplarımızla görüşmeler yaptık.

İKİ ÖNEMLİ GELİŞME

AB tarafından önümüze çıkarılan zorlukları bu ülkelerde etraflıca anlatma imkanı bulduk. İki önemli gelişmeye de şahit olduk. 5 Kasım Salı günü Egemen Bağış ile Cevdet Yılmaz Brüksel'de konferansa katılarak 22. Faslı müzakerelere açtılar. Bu fasıl daha önce Sarkozy'nin engel olduğu beş başlıktan biriydi. 22. Faslın açılmasıyla birlikte AB katılım müzakerelerinde toplamda 35 fasıldan 14'ü açılmış oldu. yeterli mi değil. ümit ederiz ki bu olumlu adım beraberinde ilave olumlu adımlarla güçlenerek AB katılım müzakerelerinin rayına oturmasına katkı sağlar.

TAM ÜYE OLDUK

Bir başka önemli gelişmede Ak Parti'nin Avrupa Halk Partisi'ne, buraya gözlemci üyeydi. Bizi çok oyaladılar. 10 yıldır oyaladılar. Aldık, alıyoruz. Maalesef yapmadılar. Geçtiğimiz hafta Avrupa Halk Partisi gözlemci statüsünden ayrıldığımızı bildirdik. Yeni kurulan Avrupa Muhafazakar ve Reformcular İttifak'ına üye olduk. Buraya gözlemci üye değil, tam üye olduk. İttifak için başkan yardımcılığı görevi, bir tanesinin görevini biz üstlendik. Mevlüt Çavuşoğlu bu görevi üzerine aldı.

Güçlü siyasi partiler var. iktidarda olan bir çok parti oluşumun içinde yer alıyorlar.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber