Yoksulluk içindeki modern okul

Haber Giriş : 01 Mayıs 2006 08:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyarbakır'daki 500 Evler Lisesi, kütüphane ve bilgisayarıyla modern bir binada. Lisenin öğretmen eksiği yok, dersler boş geçmiyor. Okulun en başarısız liselerden biri olmasının nedeni öğrencilerin yoksulluk yüzünden çalışmak zorunda kalması

Şanlıurfa'ya uzanan yolda çöp kamyonunun arkasına asılmış, lise üniformalı bir genç okuluna gidiyor. İlk derse geç kaldı. Oysa köyündeki yoksul, derme çatma evinden bir buçuk saat önce çıktı. Çamur yollarda saatlerce yürüdü. Anayolda otostop çekti. Okul birincisi Fevzi Anuk, çöp kokan rüzgâr ile yolculuk yaparken hayaller kurdu: 'Bir gün doktor olmuş.' Onun yoksulluğu sadece öğrencisi ol-duğu 500 Evler Lisesi'ne geldiğinde bitiyor. O ise okuluna umut oluyor. Çünkü 500 Evler Lisesi, iki eğitimcinin özverili çalışmaları sonucu tam donanımlı olmasına karşın 2005 ÖSS sınavını hiçbir öğrencisi kazanamayan 123 okuldan biri.

Yoksul 500 ev
Diyarbakır-Urfa yolunun 10. kilometresindeki 500 Evler tabelası aslında ülkenin yıllardır yaşanan bir sorununu özetliyor. Buraya adını veren tek katlı, gri, yoksul 500 evde, Lice ve Kulp'ta köyleri yakılmış, boşaltılmış insanlar yaşıyor. İki odadan ibaret evlerde sekiz çocuk, 12 kişi yaşıyor. Uzakta 500 Evler Lisesi'nin binası bakımlı, modern görünüyor.

İstanbul Üsküdarlı genç müdür Tolga Bileyzik ve müdür yardımcısı Faruk Albayrak, okullarını zenginleştirebilmek için yıllardır çalışıyor. Okul 2002'de kurulduğunda Bileyzik okulundaki öğrencilerin yoksulluğunu ve okulun ihtiyaçlarını anlatan bir e-mektup yazdı. Bununla kampanya başladı. Yoksul semtin çıplak okuluna koliler dolusu kitap, 10 tane bilgisayar, kitap rafları, çocuklar için kıyafetler geldi. Bugün 500 Evler Lisesi'nde 5 bin kitaplı bir kütüphane var. Bir bilgisayar laboratuvarı ve ADSL bağlantıları bulunuyor. Okulun öğretmen açığı yok. Boş ders geçmiyor. Sınıflar en fazla 30 kişilik. Ancak tüm bunlara karşın 2005 yılı ÖSS'yi hiçbir öğrencisi kazanamayan okullar listesinde 500 Evler Lisesi'nin adı da var. İlk mezunları 92 öğrenciden hiçbiri geçen ÖSS'de başarılı olamadı.

'Öğrenci açlıktan bayıldı'
Okulun olanaklarına karşın öğrencilerinin yoksul yaşamlarındaki engeller, başarısızlığın nedenlerini ortaya koyuyor. Okulun 380 öğrencisinin yarısı bölgenin çok yoksul köylerinden diğer yarısı ise artık köyleri, toprakları olmayan ailelerin 500 evinden geliyor. Kurşun kalemlerini parmakları ile tutamayacakları kadar küçülene kadar kullanıyorlar. Bir gün okula eşofman ile gelen çocuğa öğretmeni, neden önlüğünü giymediğini sorduğunda "Boyum uzadı. İçine sığamıyorum" yanıtını alıyor. Okulun müdürü Tolga Bilyezik gözleri yaşararak anlatıyor: "Bir çocuk önü parçalanmış ayakkabısı ile ağabeyinin arkası parçalanmış ayakkabısını birbirine dikmiş. Giyiyor. Başka biri açlıktan bayıldı. Üç gün gündüz okula gelmiş, akşam hayvanların başında nöbet tutmuş. Bir şey yememiş. İneğin altında birkaç damla süt içmiş. Her akşam gördüklerime ağlıyorum."

Öğrencilerin çoğunluğu kitapları alacak paraları olmadığı için kütüphaneden günü birlik ders kitaplarını alarak çalışıyor. Yoksullukları nedeniyle okul idaresi kıyafet ve tıraş zorunluluğu uygulayamıyor. Pek çoğu evlerindeki kalabalık yaşam içinde bir detay. Velilerin çoğu çocuklarının hangi sınıfa gittiğini bilmiyor. Sosyal Hizmetler Vakfı'nın yardımını alırken çocukları okula uğurluyor.

Dershane istiyor ama...
Çöp kamyonunun arkasında okula gelen Fevzi'nin ailesinin tek geçim kaynağı 15 koyunları ve küçük bir tarla. Ama anne ve babası, not ortalaması 4.90 olan lise birincisi çocuklarını okutmakta kararlı. 11 fen sınıfı öğrencisi Fevzi Anuk, Topraktepe Köyü'nde yerin içine gömülü bir evde yaşıyor. Babası, hasta çalışamıyor. Ağabeyi asker olduğu için çoğu zaman hayvanlara bakması, tarlada çalışması gerekiyor. Çobanlık yaparken ders çalışıyor. Bazen köyün kadınlarının kuyulardan evlerine su taşımasını izliyor. Çocuklarını hasta edeceğini bildikleri suya mahkûm kadınlara bakıp doktor olma hayalleri kuruyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir hayırseverin gönderdiği aylık 75 YTL sayesinde okuyabiliyor. Bu parayı, un alıp ekmek yapması için hemen annesine veriyor. Bir dershane onu parasız olarak almak istiyor. Ama hafta sonları tarlada çalışması gerektiği için gidemiyor.

Hafta içi evinden 7.30'da çıkıyor. Köyünden anayola, çamurlu patikadan bir saat yürüyor. Anayolda otostop çekerken bazen onu tanıyan çöp kamyonları duruyor. O, üzerine çöplerin kokusu sinerken dersine yetişebilme telaşında oluyor. 500 Evler'de oturan öğrencilerin tamamı mayısın ortasında, mevsimlik işçi olarak gidiyor. Fevzi'de ailesi ile Bursa'ya domates toplamaya gidiyor. Ancak ailesi onu okul kapandıktan sonra götürüyor. Okul açılırken ailesi İzmir'e geçiyor, Fevzi ise eğitimi için köyüne dönüyor.

Kınalı eller okumak istiyor
500 Evler Lisesi'nin kütüphanesinde iki kız öğrenci ders çalışıyor. Belkıs ve Hava Karahanlı kuzenler. 15 yaşındaki dokuzuncu sınıf öğrencisi Belkıs, gururla konuşuyor: "Biz köyümüzün lise okuyan ilk kızlarıyız." Ancak köyün gururu oldukları söylenemez. Çünkü okumalarına babaları, çevre baskısı nedeniyle karşı çıkmış. Belkıs, anlatıyor:
"Beni iki kez okuldan aldılar. Altıncı sınıfta iki ay, yedinci sınıfta bir ay gidemedim. Hep ağladım. Annem çok uğraştı, babamı ikna etmek için." 16 yaşındaki Havva ise "Babam, artık liseden sonra okumamı istemiyor. Ama ben okumak istiyorum. Eve gidince hayvanlarda, tarlada, ev işlerinde çalışıyorum. İlk fırsat bulduğumda ders yapıyorum. Ama 11 kardeşin içinde zor oluyor" diyor. Kütüphaneye sınıf arkadaşları 16 yaşındaki Mukaddes Diri, geliyor. Okuldaki öğrencilerin çoğunluğu gibi kitabı yok. Evde ders çalışabilmek için biyoloji kitabını, kınalı elleriyle raftan alıyor. Okula gelirken kardeşinin hali içinde bir ukte. "Ben okuyorum diye hayvanları yemleme işi kardeşime kaldı. O da çok zeki ama okula babam onu gönderemiyor" diyor. Üçü de en önemli sorunlarının 'yol' olduğunu söylüyor. Ailelerinin servise verecek parası yok. 30 kilometrelik yolu zorlukla gelip gidiyorlar. Valiye kadar giderek sorunlarını anlatmışlar. Ama çözüm yok. Havva soruyor: "Okumak bizim hakkımız değil mi?"

radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber