'Görev tanımı' torba yasada netleşeçek

MERİÇ TAFOLAR

Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Başbakan'ın izniyle görev suçları nedeniyle Yüce Divan'da yargılanmasını öngören kanun tasarısı, Milli Savunma Komisyonu'nda kabul edildi. Ergenekon tutuklusu eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un da Yüce Divan'da yargılanmasına ilişkin CHP'liler tarafından yapılan değişiklik önerileri reddedilirken, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, muhalefetin tasarıda muğlak bulduğu "görev" tanımının neyi içereceğine ilişkin bir çalışmalarının olduğunu, nisan ayında getirilecek torba tasarıya bu çalışmayı yetiştirebileceklerini bildirdi.

Tasarının önümüzdeki hafta Genel Kurul'da görüşülmesi öngörülüyor. Tasarının görüşmeleri sırasında CHP Bursa Milletvekili Turhan Tayan, "17 Aralık 2013 günü bir olay yaşadı Türkiye. O günden bugüne çok moda olan darbe sözü konsept değiştirerek 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk iddialarını darbe haline getirdi. Şimdi, darbe demokratik muhalefeti susturmak için bir tampon olarak kullanılamaz. Darbe ithamı, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını kapatmak için kullanılan bir araç olamaz" dedi.

'Başbuğ Taksim'de miydi'?

Tayan, "Ne olacak gencecik subaylar, ne olacak İlker Başbuğ'un hali? Hükümetimizin sesini, somut önerisini, bakanın vicdanının sesini duymak istiyoruz. Koca TSK ocağına nifak düşmüştür. Bu nifağın açtığı yaranın telafisi fevkalade zordur. Bölgenin en güçlü ordusu acınacak hale düşürülmüştür. 2010 yılında anayasa değişikliğiyle getirilen hükme rağmen, Başbuğ özel yetkili mahkemelerde yargılanmıştır. Sivil kıyafet giyerek senelik iznini kullanırken Taksim'de silanlı gösteri mi yapmıştır, hangi eylemi görev dışıdır? İlker Başbuğ'un hali ne olacaktır? Bunu açıklayın" diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvkeili Ali Özgündüz ise, "Bu maddeyle hükümetin başı olan başbakan yargının da başı oluyor. Cumhurbaşkanı anayasaya göre vatana ihanet dışında sorumsuzluk taşıyor. Cumhurbaşkanı'nı itiraz mercii yapmanız, Cumhurbaşkanını tartışmaya açmaktır" dedi.

Yılmaz ise, "TSK hepimizin ortak değeridir, siyasi tartışmaların dışında tutarsak bundan Ak Parti değil Türkiye kazanır. Cumhurbaşkanı devletin başıdır, başkomutan olduğu kurumun mensuplarının yargılanmasına karar verebilir" dedi. Moroğlu, metne, "veya görevleri sırasında" ifadesinin eklenmesini ve itirazın Cumhurbaşkanı'na değil Danıştay'a yapılması yönünde teklifini sundu.

'Kişi vesayeti geliyor'

Özgündüz de, "Başbakan'a başsavcı yetkisi veriyorsunuz. Kuvvet komutanlarının kaderi Başbakan'ın iki dudağı arasında. Kişi vesayeti geliyor. Ben kurum vesayetini tercih ederim. Başkomutanlık da Başbakan'a geçer, totaliter rejime geçer. Türkiye'nin gündeminde olan Roboski olayı AİHM'ye gider. Erdoğan meselesi değil, Ahmet gider, Mehmet gelir" diye konuştu. Yılmaz, MİT Kanunu'nda iznin Başbakan tarafından verildiğini anımsatarak, "Her ihbarda Genelkurmay Başkanı'nı Yüce Divan'a göndersek Türkiye'de istikrar olur mu? Onu süzgeçten geçirmek gerekir" dedi. Yılmaz'ın, "Öneriniz anayasaya aykırı, anayasada 'görevleriyle ilgili' diyor. 'Görevleri srasında' demiyor. Anayasayı değiştirelim o zaman" sözleri üzerine Moroğlu da, "Görevleri sırasında ibaresinin eklenmesi bütün sorunlarımızı çözecek. Amaç ne? Roboski'nin önü mü tıkanmak isteniyor? Anayasa Komisyonu'na götürelim" önerisini sundu.

'Görevi verene soralım'

Görev suçlarıyla ilgili bir çalışma yapıldığını ifade eden Yılmaz, görevi, görevi verenin belirlediğini kaydetti. Yılmaz, bunun dışındaki belirlemenin doğru olmadığını vurgulayarak, "Bir suçla ilgili, MİT olayında var, Başbakan'dan izin alınması lazım. Silahlı Kuvvetler mensuplarımız hakkında eğer bir soruşturma yapılacaksa bu göreviyle ilgili değil mi diye, görevi veren makama -bu Başbakan, bakan olabilir- bunlardan izin alınması gerekir doğrultusunda bir çalışma başlatıldı" diye konuştu.

Komisyon sırasındaki görüşmelerde ise Yılmaz, görevi verenin takdir hakkı doğrultusunda bir soruşturma izni talep edeceklerini bildirdi. Yılmaz, düzenlemenin, nisan ayında TBMM'ye bir torba tasarıyla gelebileceğini bildirdi. Tasarıdan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un yararlanıp yararlanmayacağına yönelik soru üzerine Yılmaz, "Şimdi ben ne cevap versem, bir şey söyleyeceksiniz" dedi.

Bedellİ umudu

CHP'li Mustafa Moroğlu, tasarıya yükümlülerin bedelli askerlik uygulamasından yararlanması amacıyla teklif sundu. 28 yaşından gün almış ve askerliğini yerine getirmeyenlerin yararlanabileceği teklif, yıllık geliri 14 bin TL'den az olanlar bedel ödemeden, 14 bin-25 bin TL arası olanlar 7 bin 500 TL ödeyerek, 25 bin TL'den fazla olanlar ise 15 bin TL ödeyerek bedelli askerlikten yararlanmasını öngörüyordu. Teklif reddedilirken Yılmaz, "Numan Bey (Kurtulmuş) dedi, bu konunun toplumda bir karşılığı var. Bir öncekinde 100 bin dedik, 70 bin başvurdu. Bu işi en iyi Genelkurmay bilir. Nisan ayında bir torba daha gelecek, o zamana kadar Genelkurmay'ın değerlendirmesini alırız" diyerek açık kapı bıraktı.