'Uydurma gerekçeyle dinlediler'

Savcı 'uydurma gerekçeyle' dinlenme yapıldığını söylerken, şüpheli polisler hakimlerin 'yanlışlıkla' dinlendiğini savundu. Savcılık, yapılan dinlemeleri ‘Türkiye’de hukuk güvenliğini ve devlet güvenilirliğini yok etmeye yönelik eylemler’ olarak niteledi.

Haber Giriş : 30 Nisan 2014 09:49, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Uydurma gerekçeyle dinlediler'

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yasadışı dinleme iddialarıyla ilgili soruşturmasında, aralarında polis müdürlerinin de bulunduğu 9 polis hakkında hazırladığı iddianame mahkemede. 41 sayfalık iddianame Adana Cumhuriyet Başsavcıvekili Ali Doğan tarafından hazırlandı.

İddianamede şüphelilere yöneltilen suçlamalar, 'resmi belgede sahtecilik, iftira, suç uydurma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi.'

Polisler, Adana'da görev yapan bazı hakim ve savcıları yasadışı şekilde dinlemekle suçlanıyor. Yasa dışı dinlenildiği iddia edilen bazı hakim ve savcılar, iddianamede müşteki olarak yer alıyor.

'Yasal dinleme bile son derece ağır bir ceza'

Başsavcıvekili Ali Doğan tarafından yazılan iddianamenin ilk bölümünde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 'iletişimin gizliliği ve özel hayatın korunmasına' ilişkin kararları anlatıldı. Son bölümünde ise şüphelilerin savunmalarına neden itibar edilmediği ve Türkiye'de yapılan yasal dinlemelere ilişkin tespitlere yer verildi.

Doğan iddianamede, başka bir şekilde delil elde etme imkanının olması durumunda, telefon dinlemelerinin kanun koyucu tarafından istenmediğini belirtti. "Çünkü yasal dinleme dahil bireyin iç dünyasını sarsan, sonuna kadar özel alanını ihlal eden, düşünce dünyasının tüm derinliklerini ortaya çıkaran son derece ağır bir ceza usül tedbiridir" dedi.

Doğan, yasal dinlemelerle ilgili mevzuat ve uygulama için çeşitli kötüye kullanma ihtimallerine karşı denetim mekanizmalarının artırılması gerektiğini de iddianamesinde vurguladı.

Dinlemeleri kötüye kullananlara ağır cezaların verilmesi gerektiğinin belirtildiği iddianemede, "Öte yandan yasadışı dinlemeden elde edilen delilin, bazı hukuk sistemlerinde tevilli yorumlarla da olsa kabul edilmesi yasadışı dinlemeye kapıyı ardına kadar açmaktadır" ifadesi yer aldı.

'Cezasız kalması örtülü hoşgörüyü geliştiriyor'

İddianamede, yasadışı dinlemeleri internette yayınlayanların günümüz teknolojisinde tespit edilemediği ifade edilerek, "Cezai yönden karşılıksız kalması ya da etkisiz cezalara muhatap olunması, yasadışı dinlemeye adeta üstü örtülü hoşgörüyü geliştiren nedenlerdir" denildi.

Yasadışı dinlemenin hiçbir zaman delil olarak kabul edilmemesi gerektiğine vurgu yapılan iddianamede, "Yasal dinleme de çok istisnai durumlarda başvurulan ama tek başına esas alınmayan bir ceza usül tedbiri olmalıdır" ifadeleri yer aldı.

'İş yoğunluğundan talepler ayrıntılı incelenemiyor'

Başsavcı vekili iddianamede, soruşturmalar kapsamında en son yapılması gerekirken, ilk önce dinleme talep edildiğini vurguladı. Dinleme kararı alınıp uzun süre dinleme yapıldıktan sonra diğer delillerin toplanmasına çalışıldığını belirtti. Adliyelerdeki iş yoğunluğu nedeniyle adli kolluktan gelen dinleme taleplerinin ayrıntılı olarak incelenemediği vurguladı.

İddianamede, yasadışı dinlemelerin bazı kolluk görevlilerince yapılmasının hukuk devletine olan güveni derinden sarstığı da anlatıldı. Yasama, yürütme ve yargının en önemli görevinin, vatandaşların haberleşme özgürlüğünü ve güvenliğini sağlamak olduğu belirtildi.

'Uydurma gerekçeyle dinlediler'

Başsavcı vekili Ali Doğan, iddianemede şüpheli olarak yer alan polislerin, 'uydurma' bir istihbari mahiyette bilgi alındığı gerekçesiyle önleme dinlemesi yaptığını belirtti. Dinlenen hakim ve savcıların telefonlarının IMEI numalarının nereden ve ne şekilde temin edildiğinin şüpheliler tarafından açıklanamadığını da vurguladı.

İddianamede, şüphelilerin 'Dinlediklerimiz arasında hakim ve savcılar olduğunu farketmedik' yönündeki savunmasının inandırıcı bulunmadığı ve itibar edilmediği vurgulandı. "Bir yılı bulan bu dinlemelerde, dinlenilen insanların hakim veya savcı olduklarını bilmemeleri hayatın olağan akışına aykırıdır" denildi.

Hakim ve savcılar ile ilgili yasadışı dinlemelere ilişkin taleplerin 'başka dinleme taleplerinin içerisine serpiştirildiği' belirtildi. Şüphelilerin bu suçları işlerken belli bir organizasyon içerisinde, planlı ve öngürülmüş iş bölümü çerçevesinde hareket ettikleri vurgulandı.

'Hakim kararı olması suç olmaktan çıkarmaz'

Şüphelilerin 'dinlemeleri hakim kararı ile yaptık' savunmasına da iddianamede cevap verildi. "Dinlemelerin hakim kararı ile olması, dinlenen kişilerin sahte isimler ve suç uydurmak suretiyle yapılan taleplerle gerçekleşmesi eylemi suç olmaktan çıkarmamaktadır" denildi.

'Yasadışı dinlemek idari veya adli bir görev değildir'

Şüphelilerin "Biz yasalar çerçevesinde adli kolluk ve idari görevimizi yaptık' yönündeki savunması da iddianamede yer aldı. Savcılık iddianamesinde bu savunmaya ilişkin de tespitlerde bulundu. Şüpheli emniyet görevlilerinin, sahte evraklarla dinleme talep ettiğinin belirtildiği iddianamede, "Şüphelilerin hakim ve savcıları yasadışı dinlemek gibi bir idari ya da adli bir görevi yoktur. Burada idare bir görevden bahsedilmesi mümkün değildir" ifadesi kullanıldı.

'Devlet güvenilirliğini yok etmeye yönelik eylem'

Hakim ve savcıların bile yasa dışı ve sahte evraklarla dinlenildiği ülkede hukuk güvenliğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığının vurgulandığı iddianamede, "Bu nedenle şüphelilerin işledikleri suçlar Türkiye'de hukuk güvenliğini ve devlet güvenilirliğini yok etmeye yönelik eylemlerdir. Hakim ve savcıların dahi haberleşme özgürlüğü suçla mücadele görevi olan şüpheliler tarafından bu şekilde ağır bir biçimde ihlal edildiği bir ortamda hukuk ve haberleşme özgürlüğünden bahsedilemez" ifadeleri yer aldı.

Müdür yardımcısı: Başbakan'a suikastı önledik

9 şüpheli polis iddianamede yer alan ifadelerinde, yaptıkları dinlemenin yasal olduğunu savundu, hakim ve savcıların yasadışı dinlendiği suçlamasını da kabul etmedi.

Ancak şüpheliler arasında yer alan, 2004-2012 yılları arasında Adana İstihbarat Şube Müdürlüğünde görev yapan Aytaç Akyol, 'önleyici dinlemeler' ile bir çok önemli olayın önlendiğini söyledi. Akyol, yasadışı dinlemelerin yapıldığı iddia edilen 2012 yılında, Adana İstihbarat Şube Müdür Yardımcılığı görevini yürütüyordu. Akyol bu dinlemeler sayesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a suikast yapacağı iddia edilen A.Ö isimli şahsın yakalandığını belirtti.

Aytaç Akyol, "Görev yaptığım dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast iddiasıyla ilgili gözaltına alınan A.Ö. isimli terör örgütü üyesi şahsın yakalanması tamamen önleme amaçlı dinlemelerden elde edilen bilgiler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir" dedi.

'7-8 canlı bomba yakalandı'

Önleme amaçlı dinlemelerde sadece Başbakan'a yönelik suikastın önlenmediğini söyleyen Akyol; adliye, valilik gibi kamu binalarını hedef alan bombalı eylemlerin yapılması ile ilgili yaklaşık 7-8 kişinin de canlı bomba eylemleri öncesinde yakalandığını iddia etti.

Önleme amaçlı dinlemelerin bu nedenle önemli olduğuna vurgu yapan Akyol, "Bütün bunlar gözönüne alındığında biz kurum olarak önleme dinlemelerinin gerekliliğine, faydasına inandığımız için evrakın sürüncemede kalmaması amacıyla bazen de kontrol etmeden evrakları imzaladığımız olmuştur. Kastımız söz konusu olamaz" diye ifade verdi.

'Hakim ve savcılar yanlışlıkla dinlenmiştir'

Suç işleyenlerin tespit edilmesi için dinleme yapıldığını ifade eden Akyol, bu dinlemelerde bazen hiç suçu olmayanların da dinlenebildiğini belirterek, "Bunun sebebi alınan yanlış istihbarat bilgileri olabilir" dedi. Akyol, hakim ve savcıların da yanlışlık neticesinde dinlenmiş olabileceğini söyledi.

İddianame, Adana 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından inceleniyor. Mahkeme henüz iddianameyle ilgili kabul veya ret kararı vermedi.

Selahattin Günday

Kaynak: Al Jazeera

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber