Uzman çavuşu, bir günlük suskunluğu yaktı

Şırnak’ta bir askerin başka bir askeri öldürmesine ilişkin soruşturmada olayı önce görmedim diyen bir gün sonra da bildiklerini anlatan uzman çavuş M.K.’nın sözleşmesi feshedildi. M.K.’nın başvurduğu AYM de ordudan atılma kararında insan haklarına aykırılık görmedi

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 04 Temmuz 2014 07:11, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00
Uzman çavuşu, bir günlük suskunluğu yaktı

Kemal Göktaş

Anayasa Mahkemesi, bir uzman onbaşının başka bir uzman onbaşıyı bıçaklayarak öldürmesi olayını gördüğü halde ilk gün "bir şey görmediğini" söyleyen uzman çavuşun, ertesi gün vicdanen rahat etmediğini söyleyerek bildiklerini anlatmasını yeterli bulmadı. Uzman çavuşun ordudan atılmasına ilişkin kararda insan haklarına aykırı bir yön olmadığına hükmeden AYM, askeri yargıdaki dava sırasında gizli belgelerin dosyaya girmesini de ihlal olarak görmedi.

'Yalan beyanda bulundu'

Uzman çavuş olarak görev yapan M.K., Şırnak Milli Jandarma Komando Tabur Komutanlığı'nda görev yapmakta iken, kendisinin de kalmış olduğu misafirhanede 11 Mayıs 2011'de bir uzman onbaşı diğer bir uzman onbaşıyı bıçaklayarak öldürdü. M.K., olayla ilgili verdiği ilk ifadede olayı görmediğini söyledi, ancak bir gün sonraki ifadesinde ise vicdani rahatsızlık duyduğunu belirterek, bildiklerini anlattı ve diğer tanık ifadeleriyle birlikte cinayetin aydınlatılmasını sağladı. Savcılığın cinayet soruşturması çerçevesinde M.K. hakkında da yalan tanıklık suçundan soruşturma açıldı. Soruşturma devam ederken M.K.'nın ilk ifadesinde olayı görmediğini söyleyerek, "yalan beyanda bulunduğu", ayrıca 4 ayrı disiplin cezası ve toplam 8 gün göz hapsi ve aylıktan kesme cezalarını aldığı gerekçesiyle uzman erbaşlık sözleşmesi feshedilerek, TSK'dan ilişiği kesildi. Ancak daha sonra savcılık, M.K.'nın ilk ifadesinin "tanık" sıfatıyla alınmadığı için takipsizlik kararı verdi.

'Faili koruma gayreti'

M.K. da sözleşmesinin feshinin iptali için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde dava açtı. AYİM 1. Dairesi, "Jandarma sınıfından olması nedeniyle suç ve suçlularla mücadele temel görevi bulunan davacının, adam öldürme gibi ciddi bir suç nedeniyle yürütülen soruşturmayı başta yanlış yönlendirip bildiklerini anlatmayarak faili koruma gayreti içine girmesinin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceği; dört disiplin suçu işleyerek, askeri disipline uyum konusunda da zaafını ortaya koyduğu, mevcut disiplin ve ahlak yapısı itibariyle kendisinden istifade edilmesine ve kamu hizmetine devamına imkan kalmadığı" gerekçesiyle davayı reddetti.

AYİM kararında davanın reddi ile birlikte gizlilik dereceli belgelerin iadesine de karar verildi. Karardaki bu ifade üzerine M.K. gizlilik dereceli belgelerden haberdar oldu. Bu belgelerin kendisine gösterilmemesi ve hakkında dava bile açılmayan bir suçlama nedeniyle sözleşmesinin feshedilmesinin insan haklarına aykırı olduğunu savunan M.K., son çare olarak AYM'ye başvurdu.

AYM ise M.K.'nın davalı Jandarma Genel Komutanlığı'nca sunulan gizlilik dereceli belgelerin kendisine tebliğ edilmesi ve bu belgelerin hükme esas alındığına ilişkin herhangi bir iddiayı ileri sürmediğine dikkati çekti. Mahkeme kararının, sadece gizli belgelere dayanmadığı, başvurucunun diğer şahsi hallerinin de dikkate alındığını savunan AYM, M.K.'nın, "masumiyet karinesinin ihlal edildiği" iddiasıyla ilgili olarak masumiyet karinesinin idari yargıda uygulanamayacağı yorumunda bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber